Zeytinburnu Belediyesi, geçtiğimiz yıl 6 Aralık’ta vefat eden mütefekkir ve akademisyen Ş. Teoman Duralı anısına, Doç. Dr. Aynur Erdoğan Coşkun editörlüğünde konuşmalarından oluşan bir kitap yayımladı. Duralı’nın 2015-2018 yılları arasında Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirdiği “Medeniyet Tarihi” başlıklı dersleri “Din ve Felsefe-Bilim Açısından Doğu ve Batı Medeniyetleri” ismiyle kitaplaştı. Seminerler dizisinin video kayıtlarından elde edilen metinlerden oluşan kitap, Duralı’nın kendisinin kaleme aldığı diğer metinlerin sistematik kurgusuna sahip değil. Duralı, soru cevaplarla zenginleşen söyleşilerinde, seyahatlerinde gözlemlediği kültür ve medeniyetlerden örnekler vererek çok çeşitli konuları sohbet sıcaklığında aktarıyor.
MEDENİYETTEN ÖNCE KÜLTÜR VARDI
Duralı, Kasım 2017’de “Kültürden Medeniyete Geçiş” başlığında yaptığı konuşmada, insanların 15 bin yıl önce henüz medeniyet ortada yokken, kültür hayatına büyük katkılar verdiğini şöyle örnekliyor; “Nasıl Itrî’yi, Dede Efendi’yi evrimsel bir gelişimin sonucu olarak gösteremezsek, 15 bin yıl öncesine tarihlenen Avustralya yepyerlilerini ve bizim Güneydoğu Anadolu’da Göbeklitepe denilen yerde ortaya konulmuş olan eserleri evrimle açıklayamayız; felaket bir şekilde insanı hayrete düşürüyorlar. Ancak elektronik aletlerle kesebileceğiniz granitleri yontmuşlar. Yan yana ve üst üste koyarak tapınaklarını ve binalarını inşa etmişler tesadüfe zerrece yer bırakmamacasına, bu taşları yan yana getiriyor. Ebatlarını farklı tutuyor ve buradan birbirinden çok farklı yörelerde kuklavari yapıları meydana getirmişlerdir.”
HOŞGÖRÜNÜN KAYNAĞI KUR'AN
"Doğu ve Batı Medeniyetleri Ayrımı”, “İnsan Bir Kültür Varlığıdır”, “Felsefe Bilimin Doğuşu”, “Diller ve Medeniyetler”, “Kültürden Medeniyete Geçiş”, “İslam Öncesi Türk Kültürü”, “Medeniyetlerin Coğrafi Sınırları” gibi başlıklarla bölümlere ayrılan kitap, geçmişten günümüze medeniyetlerin etkilerini tartışıyor. Bir dersinde eski medeniyetlerden bugünlere kalan bazı alışkanlıklardan söz eden Teoman Hoca, bugünkü çağdaş küresel medeniyetin gelecek zamanlara böyle alışkanlıklar bırakabilecek zenginliğe sahip olup olmadığı sorusuna şu ifadelerle cevap vermesi ibret verici: “Bencilliği bırakabilir, bireyciliği bırakabilir, maddiyata düşkünlüğü bırakabilir, hoşgörüden bahsedebilir miyiz bilmiyorum. Çok çağdaşçı yakın veya uzak arkadaşıma, dostlarımıza bakıyorum, bir yere geldiğimizde hoşgörü tak diye kesiliveriyor. Mesela, Müslümanlık’ta ilkece başka inançtan olanlara gösterilmesi gereken hoşgörü Kur’an’da vardır. Allah elçisine ‘Sizin dininiz size, benim dinim bana’ dediği Yeni Çağ’ın en çok övündüğü hoşgörünün kaynağı, daha ne olsun?”
DURALI DÜŞÜNCESİNE GİRİŞ
Söyleşilerinde “Kültürü harab olmuş bir toplumun, maddi direnci de kırılır” diyen Teoman Hoca, kültürü şu ifadelerle açıklıyor: “İnsan demek kültür demektir. Kültürle insanı ayrı bahisler olarak ortaya koyamayız. Nerede insan varsa orada bir toplum ve aynı zamanda kültür var demektir.” Bilgisi arttıkça kendi kültürüne saygısı da artan, bir toplum için dil, din ve siyasetin çok önemli olduğunu her fırsatta vurgulayan Teoman Duralı’nın düşüncesinin yapı taşlarına vâkıf olmak için bu kitap, temel bir başlangıç metni niteliğinde okunabilir.
SORULARIMI AHİRETE BIRAKTIM
Kitabın sunuş yazısını yazan Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, Teoman Hoca’nın söyleşilerinden birinde şahit olduğu şu anıyı aktarıyor: “Bir dinleyicimizin ‘Soruma cevap aldım fakat bir sürü yeni soru oluştu’ demesi üzerine tam olarak şöyle demişti hocamız, ‘Benim de sorularım bitmiyor hiç, birçoğunu ahirete bıraktım. Orada çok soracağım adamlar var.”