Bilgen'in göreve gelmesinden önce mülkiye müfettişleri ile Sayıştay'ın belediyenin usulsüzlüklerini ortaya koyan raporları olduğunu ve bu raporlardan belediyenin kamu kurumu niteliğini kaybettiği izlenimi çıktığını söyleyen Öztürk, "Ne İhale Kanunu ne Belediye Yasası kalmış. Adeta inşaat ruhsatlarından, toplu taşıma hizmetlerine kadar her alanda canının istediğini yapan bir belediye fotoğrafı ortaya çıkmış" dedi.
Belediye hakkında açılan soruşturma ve suçlamaları aktaran Öztürk, Bilgen'in ilinde yolsuzluklarla mücadelede zorlandığını söyledi. Bilgen, söz konusu duruma ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Suç makinesi haline gelmiş bazı isimler, Kars'ta hem siyasi ilişkileri, hem ekonomik girişimleri belirliyor. Organize suç kapsamına girecek uygulamaların adeta üstü örtülüyor ve şehirde zaman zaman küçük çeteleşmiş aile ve gruplar arası silahlı çatışma ve infazlar yaşanıyor. Haksız kazanç kapısı ile uyuşturucu madde kullanımındaki yaygınlaşma birbirini besliyor."
"Şehirde yaşayan herkesi haklı olarak tedirgin eden 'Tefecilik', hayvan pazarında 'Komisyonculuk' adı altında yürüyor ve bir türlü önüne geçilemiyor."
"Bu çürüme ve yozlaşmanın üzerine gidilememesi bürokrasiyi de rahatsız ediyor ama gereği de yapılamıyor. Bu tablo da doğal olarak söz konusu kişi ve çevrelerin yerel siyasetçiler tarafından mı korunduğu sorusunu akla getiriyor.”