İktidar partisi sözcüleri koronavirüs ile ortaya çıkan krizi yönetmede dünyaya örnek teşkil ettiklerini söylerken muhalefet sözcüleri de bu konuda iktidarın çok başarısız olduğunu iddia ediyor.
Her iki kesimin de kendilerini haklı gösterecek gerekçeleri bulunuyor.
Son iki günlük “sokağa çıkma” yasağı ilan edilinceye kadar da iktidar partisi sözcüleri sanki “bir tık öndeymiş” gibiydiler.
Sokağa çıkma yasağının, yasağın başlamasına “iki saat kala” yapılmış olması iktidar partisi sözcüleri ile muhalefet sözcüleri arasında yaşanan bu tartışmayı alevlendirmiş bulunuyor.
İktidarda olanlar hiç kuşkusuz vatandaşların hafta sonunu evlerinde geçirmelerini sağlamak için böyle bir yasak kararı aldılar.
Havayı biraz güzel bulan soluğu parklarda alınca, bunun önüne geçebilmek için sokağa çıkma yasağı kararının alındığı biliniyor.
Zaten sokağa çıkma yasağına kimsenin itirazı yok.
İtiraz yasağın açıklanma zamanına yani açıklamanın yasağın başlamasına iki saat kala yapılmasına.
Yasağı duyan alışveriş için sokağa fırlayınca market ve fırınlar önünde büyük kalabalıklar oluştu ve karmaşa yaşandı.
Bilim Kurulu üyeleri bu durumla ilgili açıklama üstüne açıklama yapıyor ve ortaya çıkan tehlikeye dikkat çekiyorlar.
Muhalefet sözcüleri alınan tedbirleri açıklamadan böyle sokağa çıkma yasağı ilanının beraberinde getireceği tehlikelerden söz ederken iktidar partisi sözcüleri de daha önce ilan edilecek bir yasaklama kararının halkın marketlere hücum etmesine neden olacağını söyleyerek savunmaya geçiyorlar.
Yani hafta sonu halk park ve bahçelere doluşup koronavirüs ile mücadeleye sekte vurmasın derken halkın market ve fırın önlerinde büyük kalabalıklar oluşturması ile yeni endişelerin ortaya çıkmasına zemin hazırlanılmış oldu.
Kanımızca iktidarın krizi önlemek için attığı bu telaş yüklü adım muhalefetin elini güçlendirmekten başka bir işe yaramadı.
Temennimiz ve duamız Bilim Kurulu üyeleri tarafından dile getirilen tehlikenin yaşanmamasıdır.
Tüm dünya gibi Türkiye’de bu tür tehditle ilk defa karşı karşıya kalınıyor ve alınan tedbirler geçmişte yaşanan bir tecrübeye dayanmıyor.
Tabir caizse el yordamı ile doğru yol bulunmaya çalışılıyor.
Bu zor günleri kavgasız gürültüsüz aşmayı becerebilirsek bu bile “büyük mesafe almak” demek olacaktır.
İktidar sözcülerine de muhalefet sözcülerine de konuşmalarında itidal üzere olmalarını tavsiye ediyoruz.
Bugünler birbirlerini kırma günleri olmamalı!
