Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık ile Bilim ve Teknoloji Bakanı başta olmak üzere birçok yetkili, Türkiye’nin kononavirüs aşısı için ekimi işaret etmişti. Gelinen noktada Turkovac’ın Faz 3 çalışmalarının uygulanacağı gönüllü bulunması bile güçleşti
Turkovac’ın seri üretim ve onayı çok daha gecikebilir / Fotoğraf: AA
“Yerli aşımız hazır olur olmaz tüm insanlığın istifadesine sunacağız”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu ve benzer cümleleri birçok kere kurdu.
Erdoğan, aşı milliyetçiliğini eleştirdiği konuşmalarında Türk aşısının kısa sürede tamamlanmasını umduğunu hep söyledi.
Fakat Erdoğan’ın o bahsettiği durum henüz yaşanmadı. Bir süre daha yaşanmayacağı da belirtiliyor. Çünkü Türkiye’nin aşı hikayesi pek ümit vermiyor.
Bilindiği gibi koronavirüs aşısına ilişkin heyecanlandıran ilk açıklama, Prof. Dr. Ercüment Ovalı’dan gelmişti.
Ovalı, önce 23 Nisan 2020, sonra 19 Mayıs 2020 ardından da 30 Ağustos 2020’de bulduğu aşının halkın istifadesine sunulacağın iddia etmişti.
Ovalı, daha sonra yaptığı açıklamada herhangi bir aşı üretemediklerini, buldukları bir ilacın koronavirüse iyi geldiğini ileri sürerek koronavirüs salgınına çare olacaklarını iddiasına sürdürmüştü.
Bakan Koca’dan Ovalı’ya tepki
Bunun üzerine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dünyada aşıya ilişkin araştırmaların nasıl yapılacağının belli olduğunu belirterek, “Sosyal medya üzerinden insanların umuduyla oynanamaz. Uluslararası bir firmanın ilacı böyle umutlar tüketilerek ifade edilemez” diyerek Ovalı’ya tepki göstermişti.
Bakan Koca’nın çıkışında sonra Ovalı sessizliğe bürünürken Türkiye’de 5-6 ayrı yerde aşı çalışmasının yapıldığı söylendi.
Yapılan çalışmalardan Erciyes Üniversitesi ve Sağlık Bakanlığı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı iş birliğiyle geliştirilen (Turkovac) aşısının onay alma aşamasına gelindiği belirtildi.
Eylül ayında Bakan Koca, “Onay alması halinde ekim ayı içinde seri üretime geçeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “TURKOVAC ve diğer milli aşı adaylarımızı en kısa zamanda seri üretime geçirerek tüm insanlığın kullanımına sunmayı taahhüt ediyoruz” diye konuşmuştu.
Aşı çalışmaları için henüz net bir gelişme yok
Cumhurbaşkanı Erdoğan, benzer açıklamaları birçok kez yaptı. Ancak dünyada birçok ülke kendi aşısını üretip Dünya Sağlık Örgütü’nden onay belgesi alırken Türkiye aşı çalışmalarından bunca zaman geçmesine rağmen net ve kesin bir gelişme yaşanmadı.
Hatta Turkovac’ta seri üretime geçilebilmesi için gönüllüye ihtiyaç var.
Fakat istenilen gönüllü desteğine ulaşılmadığı yine bizatihi Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından dile getirildi.
Turkovac’ın seri üretim ve onayı çok daha gecikebilir / Fotoğraf: AA
Bakan Koca, “Turkovac’ı Türkiye’nin hizmetine sunmaya hazırlanıyoruz. Daha önce 2 doz aşı yaptırmış, Covid-19 geçirmemiş, 18-59 yaş arası sağlıklı herkes bize destek olabilir. 3’üncü doz aşı tercihi serbest. Ama madem gönüller yerli aşı Turkovac’ta, en az 3 binimiz Turkovac’ı tercih etmeli” çağrısı yaptı.
Bakan Koca’nın, paylaştığı Türk bayraklı görselde ise ‘3’üncü dozu tercih ettiğiniz aşıyla olun, Turkovac seri üretime geçsin’ notu yer aldı.
6 milyar 800 milyon kişi aşılandı
Oysa dünyada halihazırda Birleşik Krallık, Almanya, ABD, Çin ve Rusya tarafından üretilen AstraZeneca, Biontech, Moderna ile Johnson & Johnson, Sinovac ve Sputnik V aşıları koronavirüs ile mücadelede en etkili silah olarak kullanılıyor.
Ayrıca bugüne kadar da küresel çapta, ikinci doz aşı yapılanlar da dahil olmak üzere şu ana kadar yapılan doz sayısı 6 milyar 800 milyonu aşmış durumda.
Bakan Koca’nın gönüllü çağrısı yaptığı Twitter’daki paylaşımının Türkçesi, seri üretime geçecek kadar gönüllü olmadığı anlamına geliyor. Bu olmayınca da Faz 3 çalışmaları tamamlanmıyor, dolayısıyla da onaya sunulmuyor.
Peki gönüllü bulunamamasının nedeni ne? TURKOVAC aşısı neden bu kadar gecikti?
Uzmanlar, Turkovac aşısının gecikme nedenini Independent Türkçe’ye değerlendirdi.
Bülent Tutluoğlu / Fotoğraf: Twitter
“Gönüllü bulunmakta ciddi sıkıntı yaşanıyor”
Akademik Solunum Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Göğüs Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, aşı için gönüllü bulunmakta ciddi sıkıntı yaşandığını söyledi.
Turkovac Faz 3 çalışmasının bayağı sıkıntılı geçtiğini kaydeden Prof. Dr. Tutluoğlu, “Onun için dediler ki ‘2 tane Sinovac aşısı olana 3. hatırlatma dozu yapalım’. Çalışma şimdi bu şekilde yürütüyor” dedi.
“Aşının seri üretimi sene sonunu geçebilir”
“Aşı yaptırmamış ve TURKOVAC ile işe başlayacak kişileri bulmak gerçekten sıkıntılı” diyen Tutluoğlu, devamında şunları kaydetti:
“Türkiye’de büyük oranda herkes öyle veya böyle aşı oldu. Hiç aşı olmayanlar da genelde aşı karşıtları ve olmak istemiyorlar zaten. Dolayısıyla gönüllü bulmakta ciddi sıkıntı çekiliyor. Çünkü Faz 3 çalışmasında çok fazla etkinlik ölçmek lazım. Yani binlerce almanız gerekir. Aşının seri üretimi sene sonu belki de geçebilir diye düşünüyorum.”
Necmettin Ünal / Fotoğraf: AA
“Demek ki henüz istenilen sayıya ulaşılamadı”
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal da Tutluoğlu ile benzer görüşte.
Çok detaylara hakim olmamakla beraber aşının gecikmesinin nedeninin gönüllü kaydedilmemesinden kaynaklı yavaş ilerlediğini dile getiren Ünal, “Sağlık Bakanlığı, onun için biraz stabilize ediyor ama demek ki istenilen sayıya henüz ulaşılamadı” diye konuştu.
Aşıya katılımın tercih sebebi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Necmettin Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aşıya katılım bir tercihtir ama hiç aşı yokken katılma isteği ile bir sürü aşı varken katılma isteğinin birbirinden farklı olması son derece doğaldır. Yani ortalıkta etkinliği kanıtlanmış aşılar varken öbür taraftan bir aşı ile ilgili faz çalışması yapılıyor. Özellikle buna bağlıyorum.”
Bengi Başer / Fotoğraf: AA
“Denek bulmakta zorluk çekiliyor”
Prof. Dr. Bengi Başer, ise çok kişinin aşı olduğunu yürütülen çalışmanın ise hiç aşı olmamış kişiler üzerinden yapılması gerektiğin vurgulayarak, “Hiç aşılanmış kişileri bulmak çok zorlaştı” ifadelerini kullandı.
Aşı karşıtı olmayanlar hemen aşılanmak için gerekli yerlere koştuğunun altını çizen Başer, “Bir de aşı karşıtları var ki onlar da her halükârda yerli de olsa yabancı da olsa karşılar. Bunun dışında “‘illaki yerli aşı istiyorum’ diyen çok fazla bir sayı kalmıyor. Onun için denek bulmakta zorluk çekiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Faz 3’ün bitirip gerçek verileri yayınladıktan sonra uluslararası teşkilatlardan onayın alınması gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Bengi Başer, şunları kaydetti:
“Karşılaşılan zorluğu aşmak için farklı kombinasyonlara gidecekler. Aslında gerçek bir çalışma, hiç aşılanmamış ve bu aşıdan iki dozu yapmış olan kişinin üzerinde yapılmalıydı. Bunun için biraz aşının bulunması ve üretimi gecikti. Umarım sene sonuna yetişir, çünkü daha sonrasını da bulabilir. Ayrıca bu aşılar için kullanılacak malzeme çok ve yurtdışına bağımlıyız. Flakon cam şişeler bile yurtdışından geliyor. Altyapı ve tesislerin durumunu çok net bilmiyoruz. Henüz bazı konular çok net değil. Sene sonuna yetişmesini umut ediyorum. Yetişmesi iyi bir opsiyon olacak.”
Kaynak:Farklı Bakış