İndependent Türkçe'den Cihat Arpacık'ın "konuya dair" haberi...
Uyuşturucu ticareti yapmakla suçlanan İranlı Naci Şerifi Zindaşti’nin kaçmasına neden olan tahliye kararında etkisi olduğu ileri sürülen Burhan Kuzu’nun, Zindaşti’nin flörtü Aliye Uzun’un çıkardığı dergiye 2016’da kapak olduğu ortaya çıktı. Bu dergi, Zindaşti’den alınan parayla çıkarılıyordu.
Dünya çapında uyuşturucu ticareti yaptığı iddia edilen Zindaşti, cezaevinde yatarken dönemin Özel Yetkili Savcısı Zekeriya Öz tarafından istenilen ifadeleri vermesi karşılığı 2009’da serbest kaldığı iddia ediliyor.
Kod adı: Terazi
Zindaşti’nin Öz’e “Terazi” kod adıyla o dönem adliyelerde görev yapan yargı personeli hakkında kurgu ifadeler verdiği belirtiliyor.
İstanbul’da işlenen bir çok cinayetin perde gerisinde hep onun ismi konuşuluyor.
Zindaşti, hakkındaki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Nisan 2018’de yakalanarak tutuklandı.
Tahliyeden sonra sırra kadem bastı
6 ay cezaevinde kalan İranlı, Ekim 2018’de Sulh Ceza Hakimi tarafından tahliye edildi.
Savcılık tahliyeye itiraz edip hakkında tekrar tutuklama kararı çıkartıncaya kadar Zindaşti ve adamları kaçmayı başardı. O günden bu yana polis tarafından köşe-bucak aranıyor.
Burhan Kuzu’nun ismi tam da bu sırada Zindaşti dosyası nedeniyle kamuoyunun gündemine girdi.
Hakimleri arayıp onlara baskı yaptığı iddia edildi.
Bu nedenle Kuzu hakkında önce soruşturma başlatıldı ardından dava açıldı.
Kuzu hakimlere baskı yaptığı iddiasını reddediyor. Hakimleri aradığını kabul eden Kuzu, amacının baskı yapmak olmadığını savunuyor.
Fotoğraf 2019'da ortaya çıktı
Zindaşti ile Burhan Kuzu’nun yan yana olduğu fotoğraf geçen yıl Cumhuriyet gazetesi tarafından yayınlandı. Bir yemekte çekilen fotoğraf karesinde AK Parti teşkilatında görev aldığı ileri sürülen bir kadın da vardı: Aliye Uzun.
Zindaşti’yi Burhan Kuzu’yla tanıştıran kişinin de Uzun olduğu söyleniyor.
(Zindaşti'nin bir yemekte çektirdiği Burhan Kuzu ile çektirdiği fotoğraf karesinde Aliye Uzun da görülüyor / Fotoğraf: Cumhuriyet)
Uzun, savcılığa verdiği ifadesinde Zindaşti’nin kendisine Türkiye’de büyük yatırımlar yapacağını söylediğini aktararak, vatandaş olması durumunda bu yatırımları hızlandıracağını belirttiğini ve yardım istediğini anlattı.
Uzun, iş takibi ve danışmanlık ücreti adı altında Zindaşti’den para da aldı.
Beraber iş yaptıkları süreçte Zindaşti’nin uyuşturucu baronu olduğunu bilmediğini iddia etti.
İddialara göre Uzun, Zindaşti ve arkadaşlarına hoş vakit geçirmesi için kadın da temin etti.
Sözcü gazetesinden İsmail Saymaz’a konuşan Uzun, bu iddianın yalan olduğunu iddia ediyor ve ekliyor: (Zindaşti) benimle ilgileniyor gibi davrandı, flörtleşme gibi bir şey oldu. Bu olay ortaya çıkınca bir daha görüşmedim.
Dergisi için para verdi
Uzun’un imtiyaz sahibi olduğu Aliye’s isimli dergiyi de Zindaşti’nin finanse ediyordu.
2016’da karakolda ifade veren Zindaşti, Uzun’un kendisinden 500 bin lira istediğini, Aliye’s isimli dergiyi bastırmak için de 100 bin lira talep ettiğini öne sürdü. Zindaşti, dergiyi bastırması için Uzun’a yardımcı olduğunu söyledi.
Zindaşti’nin “flörtü” ve iş takipçisi Aliye Uzun’un Zindaşti’den aldığı parayla çıkarttığı Aliye’s isimli derginini 10. sayısının kapağında tanıdık bir isim vardı: Burhan Kuzu.
Yönetim yeri olarak Trump Tower’da bir ofis olarak gösterilen dergi için Güler Sabancı ile ortak bir röportaj veren Burhan Kuzu mutfağa da girmiş, önlük giymiş ve Güler Sabancı’ya kendi elleriyle kahve ikram etmişti.
(Fotoğraf: Aliye's)
Üstelik bu röportaj, Zindaşti hakkında FETÖ iddiaları, cinayet şüpheleri ve eroin ticaretinin araştırıldığı soruşturma sürerken yayına verildi.
Dergi için önlük giydi, mutfağa girdi
Kuzu, dergi için samimi pozlar vermiş, beraber objektiflerin karşısına geçtiği iş insanı Güler Sabancı ile yemek yapmış ve ona kendi elleriyle kahve ikram etmişti.
Burhan Kuzu, Zindaşti’nin kendisiyle Aliye Uzun’un tanıştırdığını doğruluyor. Uzun’un AK Parti Beşiktaş teşkilatından olduğu bilgisini yine kendisi veriyor. Silahlı saldırıların kendisi dışında gelişen olaylar olduğuna değinen Kuzu, Zindaşti’nin kaçmasına şu yorumu yapıyor: Kaçırmasalardı, Kaçıran ben miyim? Çıkmasına ben sebep olmadım ki. Netice itibariyle devletin polisi var. Dışarıya çıkmışsa, hakimin biri çıkarmaya karar vermiş, öteki tutukluluğun devamına. Buna rağmen 2-3 saatte kaçmış. Önceden bir hazırlığı olmadan kaçabilir mi bu adam?