"Yayıncılık adına bir utanç vesikası olan bu içeriğin engellenmesi için yetkili kurumlara gerekli başvuruları yaptık"
Şimdi yeniden Emevi modeli revaçta. Peygamberin siyasal mirası olan Medine Vesikası yine sürgündedir. İslam siyaset felsefesinin temelini oluşturan şura, biat, meşveret yerine zorbalık ve diktatörlük hüküm sürmektedir.
Sefa Sarı, serbestiyet.com’da “İslamcılık: Çoğulcu Toplum, Medine Vesikası İddialarından Scarface İslamcılığına” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz.
Şakir Diclehan'ın, farklibakis.net'te yayınlanan yazısı...
Medine sözleşmesinde vurgulanması gereken en önemli konu; konumu açısından Hz. Peygamber’in(s) bir hakem mi, (arabulucu) yoksa hakim mi(idareci/yönetici) mi esprisi idi.
Vesika, Müslümanların Müslüman olmayanların kendi dinlerini uygulama hakkı veren bir din olduğunu gösterir. Söz konusu olan “ortak akıl” ve “çoğunluk” düşüncesine göre hareket etmek değildir.
İlahiyatçı ve sosyolog yazar Ali Bulaç'ın beklenen 'Medine Vesikası' adlı eseri okuyucusuyla buluştu.
Abdulbaki ERDOĞMUŞ; Vesika/Sözleşme,Medine’yi yabancı işgallere karşı “ortak savunmayı” amaç edinmiştir.