İrfan Kaya ÜLGER'in Karar'daki yazısı;
Fehim Taştekin'in Gazete Duvar'daki yazısı;
@karar.com'daki YUSUF TOSUN'nun yazısı;
M. B. Muhtar eş-Şankıtî’nin, “Haçlı Seferleri Etkisi Altında Sünni – Şii İlişkiler” adlı eserin “yeni” baskısı, Mana Yayınları tarafından yayınlandı.
Taha Kılınç, İlk İslam dönemi ile Osmanlı’nın son döneminde Müslümanlar açısından önemli savaşların, olayların yaşandığı, olgulara mehaz teşkil eden Ürdün ile ilgili gezi notlarına yer veriyor.
Abdullah Muratoğlu, 20. Yüzyılın savaşlara yol açan bir “petrol yüzyılı” olduğunu, bu Yüzyıl’a ise “Küresel İklim Krizi”yle bağlantılı olarak “yenilenebilir enerji sistemleri”ne geçiş damgasını vurabileceğini belirtiyor.
Taha Kılınç, dine ve Tevrat’a inanmayan, ama onları kendi seküler devletleri için kullanan siyasi Siyonistlerle, dindar Siyonistlerin kendi içlerindeki çatışmalarına, savaşlarına dikkat çekiyor.
Mustafa Kaya, “Farha” adlı film üzerinden, Filistin sorununa ve eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Dr. Condoleezza Rice’ın, ABD çıkarları adına bölgeye yönelik bakışına değiniyor.
Yıldıray Oğur, 6’lı masanın CB adaylığı konusunda, kendi muhalefet cephesinden durumdan vazife çıkaran ya da vazife verilen zamane pelikanlarının sahne aldığını, vekalet savaşlarının yavaş yavaş başlamış olduğunu belirtiyor.
Abdullah Muratoğlu Yazdı;
Fehim Taştekin, gazeteduvar.com’da “Trablus savaşları, Bayraktarlar ve MİT karargâhında ayar” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Abdullah Muradoğlu, ABD’de kürtaj konusu da dahil olmak üzere birçok konuda oluşan farklılıklarla birlikte, temelli bir ayrışmanın yaşanabileceğini belirtiyor.
Abdullah Muradoğlu, “Amerikan Yüksek Mahkemesi”nin Cuma günü çoğunluk kararıyla verdiği “kürtaj”ın anayasal hâk olmaktan çıkarılmasına dair Amerikan toplumunda var olan tartışmalara değiniyor.
Çarlık Rusya'sı ile Osmanlı arasındaki değişik bölge ve zamanlardaki savaşların tarihi çok eskidir. Ancak Balkan ve Kafkasya'dakiler kitlesel göç dalgalarına yol açmaları bakımından alabildiğine dramatik ve trajiktir.
Ali Haydar Haksal yazdı;
Rusya’nın, daha önce şehir savaşlarını tecrübe etmiş bazı Suriyeli yabancı savaşçıları Ukrayna’ya savaşmaya götürmek üzere topladığı iddia edildi.
Yapılan bir araştırma, insanlık tarihi boyunca savaşlar sonucu yaşanan ölümlerin büyük kısmından pagan ve dinsiz toplulukların sorumlu olduğunu ortaya çıkardı.
Serdyukov, 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı işgalinde, birinci ve ikinci Çeçen savaşlarında ve Suriye’de görev almıştı.
Naman Bakaç, indyturk.com’da Doğan Özlük ile “Yıkıcı savaşların galibi ve mağlubu yok, daha az kaybedeni ve daha çok kazananı var” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Aşağıya alıntılıyoruz.
TÜRKİSTANDER Başkanı Burhan Kavuncu Haber Sitemizde yayınlanan haberi retwetleyerek sosyal medyadan yaptığı paylaşımda "BM’de bildiri savaşları devam ediyor.
Başka bir dünya mümkün, ancak onu inşa etmek, askeri ve ekonomik saldırganlığı dizginlenen ABD’nin tek kutuplu sistemine ve Washington'un savaşlarına son vermek anlamına geliyor.
Süleyman Seyfi Öğün yazdı;
Yeni savaş çeşidi olarak “tecritçi” savaş top ve tüfekle yapılmıyor.Hedef alınan ulus devletler dünyâ kamuoyunun gözünde “günahları üzerinden” ifşâ ediliyor.İkinci olarak mahkûm ediliyor, gözden düşürülüyor, ilişkisizleştiriliyor.
Öyle anlaşılıyor ki NATO üyesi ülkeler fiziki bir savaştan daha çok ekonomik bir savaşla karşı karşıya kaldıklarının farkına varmışlar ve alışageldiğimiz toplu-tüfekli savaşları tabiri caizse diğer ülkelere bırakmışlardır.
Nuray Mert, t24.com’da “Tarih savaşları: Hasan Âli Yücel” başlıklı bir yazı kaleme yazı aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz.
Şerefxan, otuz beş yaşında İran’dan ayrılır, ancak atalarının ocağı Bitlis’e tam anlamıyla yerleşebilmesi için savaşlarda on yıl daha tüketir. Dolayısıyla onun yurdundan uzakta geçirdiği süre 44 yılı bulur. Eve varmak için...
Fehmi Koru yazdı;
Sinan Eskicioğlu, 30 yıl savaşları olarak tarihe geçen; halkın din ve mezhep adına, yöneticilerin ise ^'"güç" adına, ama dini kullanarak sürdürdüğü savaşın bir benzerinin bizdeki olası izdüşümüne vurgu yapıyor.
Çinko ve kurşun madenlerinin çıkarıldığı Hakkari’de arazi sahibi aşiretlerle yaşanan sorunlar nedeniyle yerli maden şirketleri, yabancı ortaklara yöneldiler.