Bir şeyin “ne-nereye kadar” sorusunun cevabını arayacaksanız. Onun dili nasıl kullandığına bakacaksınız. Şüphesiz Ayhan Bilgen’i farklılaştıran şey kişilik özelliklerinin yanında yaşama ve siyasete katmak istediği dildir.
Ayhan Bilgen’in “Demokrasicilik Oynamak” ve “Tersten Türkiyelileşmek” kavramsallaştırmalarına girmeden biraz Ayhan Bilgen kimdir? onu konuşmak gerekir.
01.01.1970(doğum tarihi) tarihinde Kars’ta doğdu. O da tüm Karslılar gibi yola düştü. Öğrencilik, gazetecilik, siyaset ve en son memleketine, Kars’a belediye başkanlığı.
Ayhan Bilgen Kürtler tarafından, HDP tabanında ve İslami kesimde tutarlılık ve ahlakı ile kendisinden bahsettiren bir şahsiyet oldu.
İslami gelenekten gelen, sola değen, Kürtlükle ilişkisini Mazlum-der gibi bir marka değeri büyüterek ortaya çıkaran biri. Tüm bunları yaparken de değdiği yerlerde güzel izler bırakan, dinleyen bir adam Ayhan Bilgen.
Bu tarzı Mezopotamya irfanı(Kürt İrfanı) olarak ele almak bana daha bir gerçekçi geliyor. Çalıntı değil, varoluşsaldır. Yani irfanı atı dört nala koşturan işgalci duruşundan değil, bağdaş kurup dinleyen ekolündendir.
Bu yüzden “kara mermerin altında devlet dersinde ölmeyen” Ayhan Bilgene kulak vermekte fayda vardır.
Demokrasi bir oyun değildir. Ama siz onu araçsallaştırmaya başladığınız andan itibaren onu bir oyuna çevirmiş olursunuz. Buradan baktığımızda Ayhan Bilgen en azından “bana oynamayın, gelin işi esastan ele alalım. Katılımı, oyunun kurallarını, siyasetin gerçekliğini ve buna toplumu paydaş kılmanın yollarını bir daha konuşalım” diyor.
Yani “her cümlenin içine demokrasi sokunca demokrat olmuyorsunuz” diyor.
HDP’nin aslında kendisinden daha büyük bir şemsiye iddiası olduğunu, bunun temelde çoğulcu, çok sesli siyaseti daralttığını, zamanla şemsiyeyi geniş tutmak ile “demokrasicilik” oynamanın yalnızca meseleleri halının altına süpürme ameliyesine dönüştüğünü belirtiyor.
Bunun HDP’yi bir kimlik ve kişilik krizine soktuğunu da cümle aralarında tekraren söylüyor.
Ayrıca siyasetin tüm kurum ve kuruluşlarının değiştiği bir zeminde yeni bir siyaset üretmeyi tartışmak, farklılaşarak çoğalmanın cesur alanına çekiyor bizleri.
“Demokrasicilik Oynamak” ile daha geniş bir metafor yaratarak mevcut durumu içte ve dışta daha gerçekçi siyasal analizlerle aşılabileceğini belirtiyor.
Anladığım kadarıyla arkadaşlar “bana oynamayın, geleceğe oynayın” “eğer cesaretiniz varsa” diyor.
“Tersten Türkiyelileşmek” ise bana daha çok Türk soluna bir gönderme gibi geldi. Yani marjinal Türk solu temsil kabiliyetinden bu kadar uzak ve marjinal iken nasıl olacak ta Kürtleri Türkiyelileştirecek” demeye getiriyor.
Hatta Türkiyeli Kürtleri Türkiyelileşmekten uzaklaştırdığını dile getiriyor. Mesela İstanbuldaki Türkiyeli Kürdün sola değdikten sonra "Tersinden Türkiyelileştiğini" gerçeklik algısının farklılaştığını söylüyor.
Yeni bir tartışma yaratıyor. “Radikal Türk solu ile kaderdaşlık yapabilirsiniz ama Türkiyelileşemezsiniz. Türkiyelileşmenin asıl profili çok farklı ve siz bunu kendinizden vazgeçerek yapmak istemiyorsunuz” diyor.
“HDP’nin sürekli olarak kolaya kaçtığını, kendi siyasal rolünü oynayamadığı için rol kapmaya çalıştığını” belirtiyor.
Sanırım Ayhan bilgen “Tersinden Türkiyelileşmeyi” tartışmaya açtıktan sonra “Düzünden de Türkiyelileşmeyi” açacaktır.
Ben böyle anladım. Yeni twitler geldikçe yeni dönem için, yeni bir siyaset söyleminin daha bir netleşmesini bekliyorum.
Ayhan Bilgen bir hamle yapıyor. Yapı-bozumcu bir tarzda özgürlükçü siyasetin yeniden dizayn edilmesi, yeniden üretilmesi gerektiğini tartışıyor. Bunu sadece bir parti üzerinden okumak yanlış olur.
Bir parti siyasetinin üstünde daha büyük bir siyaset te nasıl buluşulabileceğini tartışmak istiyor. Bileşen hukukunun rasyonalitesini tanıyarak İttifak hukukunun büyük siyasetini tartışmaya açıyor.
Siyasette ortaklaşmanın imkanlarından söz ediyor.
Siyasetin içinde olduğu krizin “bir hamle siyasetine” ihtiyaç duyduğunu paylaşmak istiyor.
“Demokrasicilik Oynamak” ile “Tersten Türkiyelileşmeyi” ben böyle anladım.
Bu tartışmayı kurucu bir siyaset anlayışı üzerinden tartışmayı sürdürmeye çalışacağız...
HABER AZAD