Toplumu, en alt ve önemine binaen başta aile, yakın akraba, sülale, kabile, “aşiret” kavim, ulus/millet, ümmet ve salt inançtan sadır olan dinleri ve mezhepleri kapsayan gruplar oluştura gelmiştir.
Mikdat Karaalioğlu, birkaç gün önce ölen ve bazı olumsuz sıfatlarla anılan Papa 16. Benedict’in düşüncesi, Katolik Kilisesi ile ilişkisi ive İslam’la bazı Hıristiyan mezheplere yönelik tavrına dikkat çekiyor.
Ahmet Taigetiren, Bartın’daki maden faciası üzerinden yüzlerce yıldır hakkında konuşulan, mezheplere dahi konu olan kader bahsinde, tevekkül edip tedbire başvurmayan Zihniyete Mehmet Akif’in “Tevekkül” şiiriyle dikkat çekiyor.
Ahmet Taşgetiren, başta Türkiye özelinde Alevilik-Sünnilik farklılığı üzerinden genele, yani İslam dünyasına doğru tüm mezhepleri kapsayacak bir “İslam barışı” nın nasıl ve ne zaman olabileceğine dair duygularına yer veriyor.
Yazar İlyas Özbay’ın “Mezheplerin Hayatımıza Pozitif Etkileri” adlı eser, Çıra Yayınları tarafından yayınlandı.
Dünya Bizim’den Deniz Demirdağ Prof. Dr. Adnan Demircan ile “Din Algısı İnşasında Tarihin Araçsallaştırılması” kitabını, mezhepler tarihini, Selefiliğin tarihe bakışındaki problemleri ve daha birçok konunun konuşulduğu bir röportaj gerçekleştirdi.
İslam coğrafyalarında mezhep sorunundan önce, İslam´ı hakim kılma sorunu var. İslam olmadan mezhep düşünülemez. Çünkü İslam, İlahi vahyin usulü (esasları), mezhep ise o esasların şer´i deliller çerçevesindeki yorumudur.
İslâm üzerine konuşanların hemen tamamı Kur´ân-ı Kerim´i ve Peygamberimiz´in (s.a.) sünnetini kaynak olarak kabul ediyorlar ve kendi mezheplerini, içtihatlarını, görüşlerini, yorumlarını, davranışlarını bu iki kaynağa dayandırıyorlar.