Mahremiyet, hürmeti, saygınlığı ve saygıyı içerir, haram olanı belirleyerek sınırları çizer, ihtiram üzerinden özen ve itibar göstermeyi taşır. Yani mahremiyet yaşamın her alanında boşluk bırakmadan izini açığa vurmaktadır.
Mahremiyet kaybı, ifşaat patlamasıyla bitecekti. Başka ne olabilirdi ki? Sonu gelmez ifşaatların şehvetine kapılarak anlaşılamayacak derin meseleler bunlar.
Korona virüsü pandemisi nedeniyle milyonlarca insan evden çalışmaya devam ederken, iş verenlerin çalışanları kontrol etmek için çeşitli yollar aradığı belirtiyor.
Komünist Çin yönetimi, Müslüman Uygur ailelerin son mahremiyet alanı olan evleri de gözetim altına almak için, ayda bir hafta boyunca Müslümanların evlerinde zorla misafir (!) olan ‘kuzenler’ adlı Çinli memurlarını görevlendiriyor
Biz mahremiyetin mekânlar üzerinden de okunmaya değer olduğu düşüncesiyle bir girizgâh yapalım.
Milli Gazete´den Nedim Odabaş´ın konu ile ilgili analizi...
Erol Göka
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca çocukların dijital risklerden korunması için aileler tarafından dikkat edilmesi gereken konular belirlendi.
Yüz tanıma teknolojisi kim olduğumuzu ve nereye gittiğimizi anında kaydedilebilen, paylaşılabilen ve analiz edilebilen, izi sürülebilir bir bilgiye dönüştürmeyi vadediyor.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Çocuğun yakın çevresinde risk grubunda kişiler varsa çocuğun aynı ortamda kalması engellenmelidir. Bir diğer husus ise çocuklara küçük yaşlarda mahremiyet sınırlarını öğretmektir." dedi.
Faruk Beşer- 02.03.2018