İsrail ile ticareti protesto eden 7 kadının Silivri Cezaevi'nde maruz kaldığı kötü muamele nedeniyle soruşturma başlatıldı.
@karar.com'da BETÜL DOĞAN AKKAŞ 29/02/2024 tarihli yazısı;
Ahmet Taşgetiren, “Kadının statüsü” konusunda Müslüman camianın kafasının net değil, hatta karışık olduğunu, bununda insanlığın akışına paralel gitmeyen olumsuz bir yaklaşım olduğunu belirtiyor.
İktisatçı yazar Yaşar Süngü, 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar Günü sebebiyle, kadının bu kapitalist sistemde, evden kopartılarak çalışmaya mahkûm edildiğini, bunun ise asla özgürlük olmadığını belirtiyor.
DEVA lideri Ali Babacan, ATV'de yayınlanan 'Esra Erol'da' programına katılan kadının kızıyla Kürtçe konuşması sırasında yapılan sansüre sosyal medya hesabından tepki gösterdi.
Prof. Dr. Zekiye Demir “‘Bir kadının iyi yönetici olabileceği fikri hala kabul görmüyor!’” başlıklı yazısı ekrangazetesi.com’da yayınlandı
Ayşe Böhürler, başörtüsü üzerine Mısır’da yapılan tartışmalara, İsmet Özel’in “Başını örten kızlar felsefe bilmelidir” düşüncesine atfen İsmail Kara’nın yaklaşımı bağlamında bir değinide bulunuyor.
Mehmet Durmuş Yazdı;
Taşkesenlioğlu, "Görüntüler zor günler yaşayan bir kadının linç edilmesine hizmet etmektedir.
Taha Kılınç, “pozitif ayrımcılık” düşüncesinin üzerinden “dünyayı kadınlar yönetsin” söyleminin aksine, Madeleine Jana Korbel Albright üzerinden, yönetim kademelerinde birçok kadının insanlığa çektirdiği acılara dikkat çekiyor.
Poitiers kentinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla belediye binasına asılan pankartta başörtülü kadının bulunmasına iktidar partisi ve solcu meclis üyeleri tepki gösterdi.
İslam’a göre evin ihtiyaçlarının temininin erkeğe ait olduğu, kadının çalışmak zorunda olmadığı, ama kadın “meşru” bir işte çalışıyorsa, aldığı maaşı eşine vermek zorunda olmadığı, onun tasarrufunun kadında olduğu...
Kadının beyanını putlaştıran “sapkın” anlayış yüzünden cinsel saldırı, cinsel taciz suçlarını işlediği iddiasıyla haksız yere ceza alan, hapse giren çok sayıda mağdur var Türkiye’de.
CEDAW 36 Yıldır Fitnecilik yapıyor Türkiye Aile Meclisi Basın Bülteni 14 Ekim 2021 Türkiye AileMeclisi, CEDAW raporunu yayımladı
Mustafa Armağan, Edremit ve Bigadiç’te zincire vurulmuş çarşaf görüntülerinin ardından kaleme aldığı yazıda Kemalizm’in Müslüman kadının tesettürünü hedef alması ile ilgili tarihi anekdotlara yer verdi.
İsmail Kılıçarslan, geçtiğimiz gün Altındağ’da yaşanan Suriyeli mültecilerin evlerinin taşlanması ve linç girişimi ile daha önce Suriyeli bir mülteci kadının vahşi biçimde öldürülmesi olayını da karşılaştırdı.
Nihal Bengisu Karaca, "Başörtüsünü bırakmak: Sekülerleşme mi, din yorgunluğu mu?" başlıklı yazısında, bir kadının başörtüsünü çıkarmasıyla ilgili olarak görüşlerini aktardı.
Fatima Gülham Abushanab isimli genç kadının TBMM'den başörtülü olduğu için kovulan Merve Kavakcı'nın kızı olduğu ortaya çıktı.
Sağlıksız bir ailede kadının, çocuk ve yaşlıların şiddet görmesi riski yüksek olduğu gibi, evlilik dışı ilişkilerin yaşandığı hallerde kadın çok daha fazla riske açık hale gelmektedir.
"Bugün Türkiye’de siyasetten ekonomiye her alanda kadının adı ve imzası varsa AK Parti’nin gayretleri sayesindedir"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu yıl 20 Kasım itibarıyla 234 kadının, aile içi ve kadına yönelik şiddet kapsamındaki cinayetlerde hayatını kaybettiğini belirterek, 'Erkeklere sesleniyorum, kendinize gelin' dedi.
Olayın merkezinde olan insanlar uzaylı değil. Darbeyi yiyen de darbeyi vuran da bu toplumun evlatları ve maalesef çözüm bulamadığımız takdirde bunun sonu da gelmeyecek.
Beyaz Saray'a Başkan Donald Trump adına zehirli mektup gönderdiği belirtilen bir kişi gözaltına alındı. Kanada sınırında yakalandığı belirtilen kadının federal suçlamalarla karşı karşıya kalabileceği belirtildi.
Kanada'da başörtüsü taktığı için Müslüman kadının davasına bakmayan yargıç, davalı kadından özür dileyecek.
Feminizm Türkiye’de laikçi, batıcı ve modernist kadının bekçiliğini yapıyor. Onun sözcülüğüne soyunmuş. Onun için bağırıp çağırıyor. Muhafazakâr ve dindar kadınlarımıza yapılan bu kadar “örgütlü namussuzluğa” karşı tek kelime edilmiyor.
Geçmişte yaşanmış acı örnekler ve halen tutsak olarak yaşamaya mahkûm edilmiş binlerce kadının durumu, ülkede hiç kimsenin güvende olmadığını en acı biçimde ortaya koymaktadır.
İstanbul'da 3 kadının başörtülü oldukları gerekçesiyle işten çıkarılmasıyla ilgili Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da devreye girdi. Bakanlık, "Kamu davası açılması halinde davaya müdahil olacağız" açıklamasını yaptı.
Wall Street Journal'in haberine göre, Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs salgının, Vuhan'da karides satıcılığı yapan bir kadının hasta olmasıyla yayılmaya başladığı iddia edildi.
Çalışan kadın’ kavramı yaklaşık iki yüzyıllık bir geçmişe sahiptir. Bunun ana nedeni modernleşme ve sanayileşme ile birlikte çalışmanın ev dışına taşan, ücret getiren kısmının daha değerli görülmesi ve sadece bunun ‘çalışma’ olarak nitelendirilmesidir.
İstanbul Karaköy’de yolda yürüyen başörtülü genç kızlara saldıran kadının yargılanmasına devam edildi. Genç kızların avukatlarının savunmalarına müdahale eden sanık, duruşma salonundan çıkarıldı.