Anadolu coğrafyası, geçmiş asırların birikimine, Müslümanların da, çeşitli kültürel alanlarda yapmış olduğu çalışmalarla katkı sunduğu münbit bir yeryüzü parçasıdır. Bugüne dek çeşitli milletlerin, dinlerin, kültürlerin ve bunların hülasası olan medeniyetlerin kendine yer bulduğu bir coğrafyadır.
Bu coğrafyayı bölge bölge, yöre yöre, şehir şehir, kasaba kasaba, hatta köy köy bile kendine özgü bir tasnife tabi tuttuğunuzda; şiirin, türkünün, hikâyenin de kendini, diğerlerine nazaran belirgin kıldığı yerler ve yöreler öne çıkardı. Bir Sivas, bir Erzurum, bir Urfa, bir Eskişehir, bir Maraş vs. şehirler; halk ozanlığında da, türküde de, şiirde de öne çıkardı.
Şiirin daima önplanda olduğu yerlerde, meclislerde şiir okunur, şiir dinlenir, yani hayat şiirle bir bütün oluştururdu. Şiirle ilgili süre gelen geleneğin, bir de modern zamanlara özgü, adına 'şiir akşamları' denen, mevsimine göre ikindi sonrası, akşam vakti, çeşitli alanlarda yapılan, şairlerin kendi şiirlerini okudukları, dinleyicilerin ise, büyük bir zevkle okunan şiirleri dinledikleri programlar tertip edilirdi.
İşte, şiir adına ‘dinletiler’in düzenlenip birkaç gün sürdüğü yerlerden birisi de Balıkesir/Dursunbey idi.
İşte bu güzel şehrimizden iki şairin şiir kitabı Çıra Edebiyat serisinden çıktı.
Yakılmış Şiirler, şair Üzeyir Sali, Geç Gelen Hüzün ise, yine kendisi de şair olan Hüseyin Bektaş imzasını taşımaktadır.
Sizler için, her iki şiir kitabına dair şair ve yazar Şakir Kurtulmuş’un değerlendirmesini sunuyoruz…
YAKILMIŞ ŞİİRLER
"Suskun bir yolcu" Üzeyir Sali.
Gittiği ise "suskun bir yolculuk."
Kırılgan, sakin ve hüzünlü...
Onun hüznü dünyaya yerleşememekten geliyor aslında.
Ankara'ya, İstanbul'a... Belki de kendi iç evrenine...
Şiirler yazdı, Aylık Dergi'de, Mavera'da, Yönelişler'de,
Kayıtlar'da yayımladı. Ama gün geldi bütün şiirlerini yaktı!
İşte bu kitap "Yakılmış Şiirler"i yeniden gün yüzüne çıkarıyor!
Güz gibi usul ve kırılgan dizelerle buluşturuyor bizi:
Dahası peşinden sürüklediği imge kuşlarıyla...
Üzeyir Sali'nin görkemli şiirleriyle buluşmak için
kapağı çevirmek yeterli.
***
GEÇ GELEN HÜZÜN
Hüseyin Bektaş, şiir yolculuğunu sessiz ve derinden sürdüren bir
şair. Zaman zaman dergi sayfalarında görünür. Bir anda sessizliğe
gömülür. Onun bu sessizliği şiirden uzaklaştığı izlenimi uyandırsa
da her yazdığı şiir ile yeniden dikkat kesilmemizi sağlar.
Hüseyin Bektaş'ın şiirlerini kitap bütünlüğü içinde görmek isteyen
okurları nihayet "Geç Gelen Hüzün"le buluştu.
"Hasret ateşini sen yaktın/ Şiiri biz söndürdük/ Diz çöktük, divan
okuduk/ Sırrına ermeden toprağın/ Yola çıktık/ Ve yorulduk"
diyen şairin kitabı 'sahih' şiirin izini süren herkesin kalbine
dokunuyor. Her bir dizesi ayrılıklara, hasrete, vuslata ve hüzne
düşülmüş birer tarih adeta…
