“lâ” bir başlangıçtır, yürüyüştür, devrimdir.
Yalnızca Allah’a kul olmaktır.
Cehalet ve barbarlığın, zulüm ve haksızlığın, sömürü ve emperyalizmin, kaba güç/kuvvet ve otoritenin, çıkar ve şehvetin, ruhsuz teknolojinin insanları esir aldığı; dijital uygarlığın kölesi durumuna gelen insanın her türlü erdem ve faziletten soyutlandığı zaman dilimindeyiz.
Düşüncesi, kalbi ve vicdanında Allah’ı hesaba katmayan; robotlaşmış, kutsallar üretme dinine girmiş insan müsveddeleri yeryüzünü fesada verdiler; ekini ve neslini yok etmeye devam ediyorlar.
En günahkâr, en kutsalsız, en kurgusal, en anlamsız, en geleceksiz, en insansız bir çağdayız!
Modern düşünce, Allah’tan ve anlamdan arındırılmış düşünce, insanlığı topyekûn nesneleştirme operasyonunu uygulamaktadır.
Kavramları tekrar gözden geçirmeliyiz. İnsan, insan olma, aydın entelektüel, akıl, din, dinsizlik, teknoloji, para, uygarlık, emek, emekçi, üretim araçları… Yaşamın parametreleri olan kavramları tanımlamalıyız.
Kendisine iyilik, güzellik, zulme karşı olma, fitneyi/bozulmayı ortadan kaldırma görevi verilen müslüman kitleler, “dur” diyeceklerine araç olmaktan öteye geçememekteler.
Allah’ın bilgisine sığınmadan, şeytandan, nefisten ve tağutlardan ayrılmadan, yani saflar netleşmeden mevcut şeytânî, nefsî ve tâğûtî düzeni değiştirmek ve yerine İslâmî düzen kurmak mümkün olmayacaktır.
Şeytana, nefse ve tâğutlara rest çekmeden ya da şirki, küfrü ve zulmü reddetmeden, merhameti, vicdânı, adâleti ve tevhidi yâni İslâm’ı kalplere ve dünyaya hakim kılmak mümkün değildir.
Şirk, küfür ve zulüm, “Allah’ın ekmeğini yeyip de, şeytana-nefse-tâğuta kulluk yapmak”tır.
İslam, otoritenin, emperyalizmin, statükonun, din adamlarının, zenginlerin, hacı ağaların kullanımından çıkarılıp kimsesizlerin kimsesi, insanların onuru, zulme uğrayanların kurtarıcısı olma haline getirilenceye kadar mücadele etmeliyiz…
“lâ” bir başlangıçtır, yürüyüştür, devrimdir.
Yalnızca Allah’a kul olmaktır.
Müslüman iyilikle özgürleştikçe müslüman olmayanı da özgürleştirmektedir.
Küresel isyanı başlatmanın zamanıdır…
Kıvılcımın nerede ne zaman çıkacağı belli olmaz, ancak bunu beraber başlatmamız gerekir.
Kaynak: Yeni Pencere