Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Adaletteki yangın nasıl söndürülecek?

Sedat ERGİN(*)

Adaletteki yangın nasıl söndürülecek?

Salondaki topluluğa ?Değerli katılımcılar? hitabından sonra ?Geciken adalet vicdanları yakan bir ateşe dönüşür? diye söze giriyor Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve ekliyor:?Bu ateşi hukukla, hukukun sınırları içinde behemehal söndürmek gerekiyor.?

Yani, ortada vicdanları yakan ve ne yapıp edip söndürülmesi gereken bir ateş var. Aynı benzetmeden yola çıkarsak, geciken adalet nedeniyle bu ateşi doğrudan üzerinde hisseden, canı yanan mağdur insanların durumunu da hatırlamamız, kendimizi onların yerine koymamız gerekir.

Ülkenin Adalet Bakanı´nın kamuoyu önünde yaptığı bir konuşmada böylesine çarpıcı bir benzetmeye başvurarak, sorunun çözümü için harekete geçilmesi gerektiğini vurgulaması, neresinden bakarsanız bakın üzerinde durulması gereken bir durumdur.

Gül, ?Yargı Reformu Strateji Belgesi´nin güncellenmesi amacıyla önceki gün Ankara´da düzenlenen toplantıyı açış konuşmasının sonraki bölümünde, çözüm için adli süreçlerin hızlanması gereğinden söz ediyor, bu alanda uygulamaya konan ve tasarlanan önlemleri anlatıyor.

Bu çerçevede atılmakta olan önemli bir adım, ?yargıda hedef süre´ uygulamasının önümüzdeki yıl başlayacak olmasıdır. Buna göre, dava ve soruşturmalar için türlerine göre azami süreler belirlenecek ve bu süreler yargıya hedef olarak verilecektir. Ondan sonraki aşamada savcıların açtıkları soruşturmaları, yargıçların da önlerine gelen davaları bu hedef sürelerde sonuçlandırmaları beklenecektir.

Bakan Gül, ?Yani artık bir soruşturma başladığında, bir dava açıldığında yargının kum saati de işlemeye başlıyor? diye konuşuyor.

Kuşkusuz, bu yönde adım -hayata geçirilebildiği takdirde- olumlu bir gelişme olarak kabul edilmelidir. Bu düzenlemeye Osman Kavala´nın 13 aydır bir iddianame hazırlanmaksızın tutuklu olmasının yol açtığı tepkiler ışığında da bakabiliriz. Uygulanabilirse, Kavala´nın yaşadığına benzer durumların mantıken en azından bundan sonra tekrarlanmaması gerekir.

Şimdi Gül´ün açıklamasının dikkat çekici bir başka bölümüne gelelim. O da yine ?ateş? meselesi ile yakından ilgili. ?Güven veren adalet, pardon sözünün yargının lügatinden silinmesidir? diyen Adalet Bakanı, ?Güven veren adalet, başta tutuklama tedbiri olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında terazi hassasiyetinin gözetilmesidir? diye devam ediyor

Ardından AK Parti iktidarı döneminde yapılan bir reformu hatırlatıyor:

?Örneğin, tutuklama bir tedbir olarak sıkı şartlara bağlanmış, adli kontrol ise gerçek bir tutuklama alternatifi haline getirilmiştir. Ancak hayata geçirilmesi ve uygulanmaları konusu, en az yapılan düzenlemeler kadar önem arz etmektedir.?

Devamındaki şu sözleri yine Gül´ün uygulamada ciddi bir sorunun varlığını kabullendiğinin bir ifadesidir:

?Unutulmamalıdır ki, temel hak ve özgürlüklere orantısız müdahaleler, bazı haklı eleştirilere neden olabilmektedir. Yine bu tür müdahaleler, yargısal tasarrufların meşruiyetine ve yargıya olan toplumsal desteğe de zarar verebilmektedir.?

Bu ifadelerde de ciddi bir özeleştiri var. Bakan, yargının bazı tasarruflarındaki ?orantısızlık? problemini teslim ediyor, bu çerçevede yöneltilen eleştirileri haklı buluyor ama daha önemlisi bundan dolayı yargı kararlarının ?meşruiyetinin zarar gördüğünü? kendi sözleriyle kabulleniyor.

Gül´ün bu tespitlerini şöyle tercüme etmemiz gerekiyor. Bakan, temel hak ve özgürlüklere orantısız müdahalelerden söz ederken, örneğin adli kontrol tedbirleriyle tutuksuz olarak yargılanabilecek şüphelilerin kovuşturma sürecinde cezaevinde alıkonmaları gibi tasarruflara da işaret etmiş oluyor.

Bugün Türkiye´de bu alandaki başlıca sorunlardan biri, savcıların ve hâkimlerin özellikle siyasi soruşturmalarda muhalif kesimler karşısında, şüphelileri hemen demir parmaklıkların arkasına göndermeleri ve ardından adli kontrol tedbirlerine başvurmadan cezaevinde alıkoymalarıdır.

Yakın zamandan bir örnek gerekirse, büyük gürültü kopartan AİHM´nin Selahattin Demirtaş hakkındaki kararında da, çıkan ihlaller kendisi tutuklandığı için değil, adli kontrole başvurulmayıp tutuklu yargılanmasından dolayı verilmiştir.

Sonuçta, Adalet Bakanı´nın anlattığı ?olması gereken´ durumlarla yargının uygulamaları arasında sıkça uçurumlar ortaya çıkabiliyor. Buradaki inandırıcılık meselesi aşılamadığı, uygulama düzeltilmediği sürece mağduriyetler sürecektir. Yani başa dönersek, vicdanlar o ateşle yanmaya devam edecektir.

___________________

(.)?Güven veren adalet, pardon sözünün yargının lügatinden silinmesidir?

NOT:Bu söz geçenlerde Adalet Bakanı Abdullah Gül söylemişti.

Demek ki, işleyişte birçok yanlış düşünce, kanaat ve uygulama var ve bunların izale edilmesi için, adım atılacak.

Farkına varmışlar ve bir nevi itiraf edip, durumu düzeltmeye yoluna gidecekler!
´
İnşaallah´ diyelim...



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER