Ahmet Örs, modern dönem İslamcılığının“ahirete iman” ilkesinden başlayarak gaybî yardım konusunun epeyce aşındırıldığını ve buna bağlı olarak umutsuzluğun ve sapmaların yaşandığını belirtiyor.
Abdülaziz Tantik, Allah’ın iman etmiş kişiye uygun görmüş olduğu “Müslüman” adından ve ona uygun bir tanımlamadan hasıl olan kimliğe, başka bir sıfatın eklenemeyeceğini belirtiyor.
Yeni Akit’ten Fatma Gülşen Koçak, bundan bir yılönce vefat eden gazeteci yazar Yılmaz Yalçıner ile ilgili, onun kader arkadaşı Yayıncı Yazar Mekki Yassıkaya Beyefendi ile merhumun hayatı hakkında bir röportaj gerçekleştirmişti.
Abdülaziz Taktik, iki farkı olgu ve kendilerine özgü iki farklı anlam dünyaları buluna cömertlik ve cimriliğin, iman etmek/imanda zaaf göstermek ve tümden inkâra bağlı tutumların varlığına işaret ediyor.
AbdülazizTantik, Emevilerden buyana iman ile amelin birbirinden ayrıştırılması ve ibadet yerine salt imanın konulması ve buna modern dönemin etkilerini de katarak, çoğu kişide çene Müslümanlığının(propaganda)oluştuğunu belirtiyor.
Ahmet Örs, büyük oranda imani gerçeklikten uzak bir anlayışla ganimet ve fetihçilik olgusu içerisinde kendine yer bulan tarihin İslam’ın tarihi olmadığına işaret ediyor.
Edebiyatçı yazar Alaattin Karaca, Byung-Chul Han ile Kierkegaard’a atıf yaparak, Hz. İbrahim’in(as) oğlu İsmail’i kurban etmesine ve Allah’ın© ona yapmış olduğu tekliften hareketle bir değerlendirmede bulunuyor.
Ahmet Örs, Nisâ Suresi 140-142. Ayetlerin, içerik açısından siyasi alandan ziyade, toplumsal ilişkiler bağlamında ele alınmasının önemine işaret ediyor.
Yazar İlyas Özbay’ın, “Niçin İman ve İbadet Etmeliyiz” adlı eseri, Çıra Yayınları “Düşünce” kategorisi içerisinde yayınlandı.
“Yetersiz bakiye” çınlamasının imlediği yoksulluk ve kölelikle kapışmanın imanın temel şartlarından olduğu gerçeğini dosta düşmana ilan etmeli.
Akif Beki yazdı;
Ayşe Böhürler, din’in salt bir ideoloji mi, yoksa iman mı olduğu konusunda kendi kuşağının durumu ile şimdiki kuşağın onlara yüklemeye çalıştığı anlam üzerinden bir değerlendirmede bulunuyor.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi İlhami Güler, yazısında imanın ‘akaidleşmeye’ başladığını dile getiriyor.
Fehmi Koru yazdı;
Hazım Koral yazdı;
Allah’ın varlığı ve birliği akılla bulunabilir, ancak mahiyeti ve keyfiyeti, akılla bilinemez. Bu imanın konusudur. Çünkü akıl yaratılan bir melekedir ve kendisini yaratını kuşatıp kavraması mümkün değildir.
Ali Rıza Akgün’ün, “Akıl ve İman” üst başlıklı “Allah’ın Varlığının Delilleri” adlı eseri, Çıra Yayınları tarafından yayınlandı.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi İlhami Güler “İlim-hikmet ile iman arasında diyalektik bir ilişki söz konusudur. “İman”, asla kör, kesin, dogma, taklit, ezber, inanç değildir” diyor.
Faruk Beşer yazdı;
İhvan’ın güzide mensuplarının hayatlarında şunları görüyoruz: Sapasağlam bir iman ve ilahi aşk. İhlas yüklü kalplerin derinliklerinden doğan çetin bir davet mücadelesi ve adeta sahabe-i kiramdan örnekleri andıran yaşam kesitleri.
Yazar Mehmet Hanifi Tosun'un, "Yeryüzü Yıldızları" başlığı altında Çıra Genç serisi içerisinde yayımlanan "Ben Habbab; İman Abidesi" adlı çalışması, okuyucularını beklemektedir
Abdürrahim Kızlşeker'in, "Seyfuddîn Âmidî Mefkûresinde Allah'a İman" adlı eseri, Çıra Akademi serisinde yayımlandı.
Serbestiyet.com'dan Gülsüm Ekinci, araştırmacı yazar Ümit Aktaş ile bir söyleşi gerçekleştirdi.
Ocak Medya Yazarı Sinan Eskicioğlu Analiz Etti...
Gerçek Müslümanların olduğu yerde adalet, merhamet, iyilik kazanacaktır. Dört başı mamur bir Kudüs, bir Medine, bir Mekke, bir Bağdat, bir Şam, bir İstanbul ve bir Saraybosna olacaktır. İnşallah.
Rasim Özdenören, koronavirüs sonrası, Batı'nın "Eninde, sonunda imanla değilse bile ihtiyaç saikıyla dayanışma ruhunu kabul etmesinin fazla zaman almayacağını ve günümüz penceresinden görünen gerçekliğin böyle bir şey" olduğunu vurguluyor.
İsrail seçimlerindeki milletvekili adaylarından biri olan Filistin asıllı İman Hatib, İsrail ırkçılığına meydan okuyarak İsrail Meclisi'ne ilk başörtülü kadın olarak girmek istiyor.
Suriye'de katil Esed rejimi ve destekçilerinin saldırıları yüzünden göç eden ailesiyle Türkiye sınırı yakınlarına sığınan bebek İman Ahmed Leyla, kamptaki soğuk hava koşullarına dayanamayarak gözleri açık şekilde hayatını kaybetti.
Razi’ye göre, bu sûrede zikredilen sıfatlara "ihlas" ile iman eden kimsenin ateşin azabından kurtulacağı rivayet olunduğundan bu sûreye "İhlas" ismi verilmiştir.
Abdurrahman Dilipak, "Servet ve iktidar Müslümanları bozdu. Müslümanım diyenlerin serveti ve gücü, aklının ve imanının önüne geçince çok büyük bir savrulma yaşandı ve iktidar ve servete ulaşmak için birbirleri ile yıkıcı bir rekabete giriştiler" dedi.