Hem kibir hem de tevazu siyasilerin şahsında her zaman daha bir görünür durumda olur. Elbette bütün insanlar bu sıfatlar konusunda uyması gereken yükümlülükler vardır ama söylediğimiz gibi yöneticilerin kibirleri de alçakgönüllülükleri de hiç gözden kaçmaz.
Adam köye muhtar seçilmiş, ertesi gün ahırın damına çıkmış, elini arkasına bağlamış, aşağıdaki dört beş kişiye seslenmiş;
?Ey ahali, şu Allah´ın işine bakın, dün bu zaman ben de sizin gibi bir adamdım? demiş.
Acaba diyorum insanı böyle düşünceye sevk eden bir tılsımı mı var bu yöneticiliğin?
Kibir ve istikbar bir takım insanların mayasında vardır. Yönetime falan gelmezden önce de öyledir. Üstüne üstlük eğer bir de yönetime gelirse değmeyin artık, firavunluğa kadar yolu vardır.
Suçu tamamen böylesi müstekbirlere yüklemeyi haksızlık olarak görüyorum. Bir takım uyuz tipler ve aşağılık kompleksi olanlar ta baştan bu tür firavun adaylarını bile bile başlarına geçirmekte ve bu işin böyle olması gerektiğini zannetmektedirler. Kur´ânî tabirle ?firavun onları aşağıladı, aşağılık gördü, onlar da ona itaat ettiler? Sizin anlayacağınız bu dünyadaki zilleti kabullendikleri gibi cehennem yolculuğuna da birlikte çıkacaklar.
Biz gelelim asıl kendi konumumuza. İster kabul edin ister etmeyin; bu ülkede şu anda İslamcıların, dindarların iktidarda olduğu kabul edilmektedir ve büyük oranda da doğrudur.
İnsanımız onları dürüst olup olmadıkları, adil veya haksızlık üzere olup olmadıklarını izleyip not verdikleri gibi tevazu ve kibir açısından da değerlendirmektedir. Hatta onların adil ve zalimliklerini bir anda ortaya koymak kolay değildir ama kibir ve tevazuları kolay kolay gizlenemeyecek özelliklerdir.
Müslümana kibir asla yakışmaz ama Müslüman yöneticinin kibri çok daha iğrenç bir görünüm arz etmektedir.
Gerek yerel yöneticiler ve gerek kamu yöneticileri bu anlamda İslam´ın vebâlini omuzlarında taşımaktadırlar.
Yöneticileri ahırlarının damlarından aşağıya inmelerini istiyoruz.
Bu arada tevazunun yapmacık olanını, özellikle siyasilerin iyi becerdiği sahneleri insanımızın hiç yutmadığını bilmelerini isteriz.
Müslüman yöneticiler kameraların önünde önceden ayarlanmış tevazu şovlarla değil hayatlarının tamamında mütevazi olmalıdırlar.
Ve özellikle Müslümanlara karşı mütevazi olmalıdırlar.