Saadet Partisi, ?Türkiye´nin geleceği için çare var? konseptini, genişletilmiş il başkanları ve il müfettişleri toplantısıyla duyurdu.
Bir konuşma yapan Genel Başkan Temel Karamollaoğlu, Türkiye´nin umudunun kendileri olduğunu belirterek yılmadan, bıkmadan, yorulmadan yerel seçimler için köy köy, ilçe ilçe dolaşacaklarını kaydetti. Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslam hakkında başlatılan soruşturmaya da tepki gösteren Karamollaoğlu, şunları söyledi:
?Efendim neymiş mesele? İddia ediyorlar ki Cihangir İslam Bey yaptığı konuşma ile 15 Temmuz darbesine karşı gösterilen direnişi aşağılamış, darbenin yanında yer almış! Hayatı boyunca FETÖ ile bir kere bile yan yana gelmemiş bir insanı, FETÖ ile yıllar boyu iş tutmuş insanların darbeci diye eleştirmesi akla mantığa sığar mı? 15 Temmuz gecesi daha Cumhurbaşkanı çağrı yapmadan sokağa çıkan ve sabaha kadar darbecilerle mücadele eden bir insanın bu duruşu aşağılaması akla mantığa sığar mı?
Biz biliyoruz ki burada mesele Cihangir Bey´in hakikatin tarafında tavizsiz bir şekilde duruyor olmasıdır. Ya bu ülkeyi siz mahvettiniz. Türkiye´nin bekası ile AK Parti´nin bekası aynı kefeye konulamaz. Ne ulemadan ne de ilim erbabından bir tane eleştiren çıkmıyor. Ne hakimler gerekeni yapabiliyor ne de gazeteciler doğruyu söylüyor. Babayiğitseniz çıkın, doğruları söyleyin bakalım! Herkes bilsin ki yalakalarla bu ülke ayağa kalkamaz.
Adaletin üzerine beton döktüler
Vatan millet diyerek kul hakkına giren, akrabalarına, yandaşlarına ulufe gibi kadro dağıtan, ihalelerden pastanın en büyük dilimini almak için yarışanlarla karşı karşıyayız. Milletin partisiyiz diyerek servetlerine servet katan, kendinden olmayan herkesi susturan bir zihniyet ile karşı karşıyayız. Geçmişte bu ülkede yaşanan hukuksuzlukların, adaletsizliklerin hesabını sormak için yola çıktılar. Ancak şimdi adaletin üzerine beton döktüler.
Adaletsizliği adalet diye pazarlayanlarla karşı karşıyayız. Her cuma hutbelerde okunan ?Allah iyiliği, adaleti ve akrabayı gözetmeyi emreder´ ayetini akrabaları devlet kadrolarına yerleştirmek, bütün kurumları aile şirketine çevirmek olarak algıladılar. Geldiğimiz noktada Türkiye Cumhuriyeti´ni bir kabile devleti gibi yönetenlerle karşı karşıyayız.
Bu millet size mecbur değil. Bu memleket size muhtaç değil. Milletimiz için çare var. Ülkemiz için çare var. Yolsuzluğun, rüşvetin, adam kayırmanın olmadığı, yetim hakkının yenmediği temiz belediyecilik için çare Saadet Partisi´dir. Zenginin, zadegânın değil, fakir fukaranın hakkının korunduğu bir yönetim için çare Saadet Partisi´dir. Anadolu´yu AVM´lere, kibir kulesi plazalarla değil, kilim dokur gibi bir uçtan bir uca fabrikalarla donatan bir anlayış için çare Saadet Partisi´dir. İşçinin, memurun, emeklinin, asgari ücretlinin yüzünün güldüğü, kutuplaşan değil kucaklaşan, kardeşlik yurdu bir Türkiye için çare Saadet Partisi´dir.
İktidar sahipleri yoruldular, artık milletimizi yoruyorlar. Yıprandılar, artık memleketimizi yıpratıyorlar. Kirlendiler, artık ülkemizi kirletiyorlar. Kendi partilerinin bekası ile Türkiye´nin bekasını bir görüyorlar. Adeta Türkiye´nin kaderi ile partilerinin kaderini bir tutup milleti tehdit ediyorlar. Bakınız ülkemizin ve yeryüzünün hali ortadadır. Biz bütün bu çürüme ve bozulma görüntülerine rağmen ümitvarız. Çünkü ümitsizlik bizim inancımızda yoktur. Şartlar ve yaşanan gelişmeler ne olursa olsun hem ülkemiz hem de bütün insanlık, bizim ayağa kalkmamızı beklemektedir.?