Ahmet Taşgetiren, Kabe’nin bir festival dolayısıyla dijital görüntülerle sahne malzemesi halinde kullanılma hadisesi üzerinden konuya dair bir değerlendirmede bulunuyor.
Abdullah Muratoğlu, ABD’in kendi kara sularında düşürdüğü Çin balonu hadisesi üzerinden bu ülkeye karşı birçok cephede savaşmak için, kendine yakın ülkelerin silahlandırılması üzerine duruyor.
Yaşar Süngü, deprem hadisesinden de önce gündeme getirdiği “yata ev/dikey ev” konusunda, birçok Avrupalı uzman ile merhum Turgut Cansever’in, yatay eve dair “olumlu” yaklaşımlarının önemine dikkat çekiyor.
Ali Haydar Haksal, depremin bir ayet olduğunu; insanların onun önleyemeyeceğin, sadece tedbir alabileceklerini ve bu tür hadiseleri fırsat bilip hakk’a, hakikate karşı olanlarında ciddiye alınmamalarını salık veriyor.
Dr. Bekir Tank, Kur’an yakma hadiselerine değinerek, “şunu bilelim ki, Kur’an’ın hayatımızdaki yeri ve anlamı ne kadar ise, Kur’an yakma ve Peygamberimize hakaret eylemlerine karşı tepkilerimiz de ancak o kadar olur.” Diyor.
Kayseri Gönüllü Kültür Kuruluşları Derneği, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde yüce kitabımız Kuran-ı Kerim'i yakmayı hedefleyen eylemin karşı bir basın açıklamasında bulundu.
Mehmet Göktaş, Kur’an yakma hadisesinin esas muhatabının Türkiye olduğunu, devletin buna bir cevabının mutlaka olduğunu ve biz Müslümanlarında kendimize düşen görevlerimizin olduğunu belirtiyor.
Fehmi Koru, dindar çevrede oluşan tekil bir hadisenin, hemen herkes böyle davranıyormuşçasına CHP medyasının olumsuz yayınlarının bizzat Kılıçdaroğlu’nun adaylığına zarar verebileceğini belirtiyor.
18 Aralık 2002’de işlenen Prof. Necip Hablemitoğlu cinayetinin emrini vermekle suçlanan Levent Göktaş Bulgaristan’da yakalanmadan önce yazdığı mektupta “Necip Hablemitoğlu ismini bile bu hadise ile öğrendim" demişti.
Fehmi Koru, dün Taksim’de meydana gelen terör hadisesi ile 1969’da İtalya’da meydana gelen ve bir sol örgüte mal edilen, ama daha sonra sağcı bir örgütün yaptığı bir eylem üzerinden bir değerlendirmede bulunuyor..
Yusuf Ziya Cömert, Kerbela hadisesi üzerinden, tarihte, İslam tarihinde ve günümüzde hakikatten köşe bucak kaçanların, tarihin kendilerine yarayışlı kısımları ayırdığını ve yaşanmış birçok yanlışı da görmediğini belirtiyor.
Alper Görmüş Yazdı;
31 Mart Vakası ya da Hadisesi, II. Meşrutiyet´in ilanından sonra İstanbul´da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanmadır
Alper Görmüş; "Cumhurbaşkanı tarafından ayağa kaldırılan fakat o “oturun” demeyi unuttuğu için cumhurbaşkanını 7 dakika 40 saniye boyunca ayakta izleyen belediye başkanları hadisesinin yaşandığı bir ülkemiz var."
Alper Görmüş yazdı;
Faruk Beşer, bir, iki “sahih” hadise dayanarak, gelecek olan mehdinin olağanüstü hallere uygun değil, adil ve ümmetini gönendirecek yöneticiler vasıfta olacağını belirtiyor.
Faruk Beşer, İP’li Lütfi Türkkan’ın, Bingöl’de bir vatandaşa küfretme hadisesini, esas mecra’sından kaydırmaya çalışan fondaş medya elemanlarının olumsuz tavırlarına işaret ediyor.
İsmail Kılıçarslan, üniversite öğrencilerinin basit bir şekilde evlenme isteğinin karşısına dikilen muhafazakar aile etkisi ve bu tür bir evliliği engelleyecek olan sınıf farkının ileri sürülmesi hadisesine dikkat çekiyor.
Filistin topraklarında bir siyonist işgal devleti kurulmasının altyapısını oluşturan iki önemli hadise var: Birincisi İngiliz işgali, ikincisi ise Nazi fırtınası.
Mustafa Çağrıcı, Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atanan Melih Bulu’nun, hem atanma ve hem de görevden alınma hadisesini vaka” olarak tanımlamakta ve eleştirmektedir.
1977’den 2011’e kadar, Derâ’nın simgesi konumundaki tarihî Câmiu’l-Umerî’nin imam-hatipliğini yapan Şeyh Ahmed Sayâsne’nin, Suriye’deki hadiselerin başlangıcına dair tanıklığı...
Taha Kılınç, Suriye’de Baas rejimini olası bir İslamcı iktidara karşı koruma refleksiyle Yermük Mülteci kampında birçok Mülteci Filistinlinin öldürülme hadisesine karışan Marksist FHKC lideri Ahmet Cibril’in ölümüne vurgu yapıyor.
Ali Bayramoğlu yazdı;
Alman filozof JürgenHabermas’ın Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından, Şeyh Zâyid Kitap Ödülü kapsamında kendisine verilen “yılın kültür şahsiyeti” ödülünü reddettiğini açıklaması, bu haftanın en dikkate değer hadiselerinden.
Joe Biden yönetimi, CIA’nın Cemal Kaşıkçı raporunu açıklamasıyla Muhammed Bin Selman’ a yönelik kuşatmasını uygulamaya koydu. Bu kuşatma, 2018 yılındaki konsolosluk hadisesinden sonra giderek artıyor.
Çocuk kitapları yazarı Nurcan İzmir'în "40 Hadis 40 Hadise" adlı eserii Çıra Çocuk serisi içerisinde yayımlandı.
Prof. Dr Mehmet Kubat!'ın, "İslâm Düşüncesinde Hârikulâde Hâdiseler" adlı, 'Mucize, İrhâs, Kerâmet, Meûnet, İstidrâc, İhânet' konularını içeren eseri, Çıra Akademi serisinde yayımlandı.
Yakın geçmişte Türkiye’ye ve Kürtlere çok zararın veren birtakım hadiselerin arka planında devletin derinlerine işlemiş Kürt karşıtlığının rol aldığını söylüyor Arslan.
"Bülent Turan'ın yazdıkları üzerinden baktığımız zaman elbette başka bir gözle inceleyeceğiz bundan sonraki hadiseleri"
Bu kadar açık bir saldırganlığın bu kadar pervasızca savunulması… Yetmedi, bir de üste çıkıp “ezer geçeriz” tehditlerine baş vurulması… ‘Haksız ama bizden’ deneceğine duyulan güven olmasa böyle yapabilirler miydi?