Ahmet Taşgetiren, barış sürecinde Kandil’in olası silah bırakmasına koşut olarak DEM’in üzerinde var olan dağ’ın vesayetinin kalkabileceği düşüncesi üzerinden Öcalan’ın durumuna dikkat çekiyor.
Yusuf Ziya Cömert, Müslümanların; Gazze karşısında fert, toplum, cemaat, mezhep, meşrep ve devletler olarak bir şeyler yapmadığı, yapamadığı düşüncesi üzerinden bir değerlendirmede bulunuyor.
Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor’da bu hafta: Macaristan’ın Netanyahu’yu ağırlaması ve Macaristan'ın üye olduğu halde Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden (UCM) çıkma düşüncesi üzerine duruluyor.
Etyen Mahçupyan, birçok aydının iddia etiği üzere, Kürt açılımı ve PKK’ya silah bıraktırma düşüncesinin Suriye ile ilgili olmayıp “terörsüz Türkiye” özelinde ülke içi ile bağlantılı olduğunu dile getiriyor.
VahapCoşkun, Öcalan’ın “silahları bırakma”ya yönelik açıklaması bağlamında YPG’nin de Suriye’de ordu çatısı alında bileştirme düşüncesin önünde, merkezi bir yönetimim henüz oluşmamasından kaynaklı bir kaos durumuma dikkat çekiyor
Yıldıray Oğur, Kürt sorununun çözümü için dönemin yetkililerinin PKK’ya af çıkarma ve sorunu çözme düşüncesinin, Özal’ın şüpheli ölümü ile Bingöl’de 35 askerin öldürülmesi üzerine hayata geçirilemediğini belirtiyor.
Fehmi Koru, Trump’ın Gazze’yi ele geçirme, orayı zenginlere açma düşüncesinin, onun selefleri tarafından da uygulandığını ve buna örnek olarak ta Küba’da bulunan Guamtanamo adadı olduğunu belirtiyor.
Taha Akyol, Erdoğan’ın yeniden aday olma düşüncesinin, bugüne kadar yapılıp edilen işlerin etkisiyle pek de sağlam temellere dayanmadığı için reel olmadığını belirtiyor.
Oral Çalışlar, MHP’nin çözüm sürecinin teklemesine sebep olabilecek kayyum atamalarına sıcak bakmaması, mevcut iktidarın yaptığı icraatlar ve laik kesin “bu milletle olmaz” düşüncesi çerçevesinde olumsuzluklara değiniyor.
Ali Bayramoğlu, Kürt sorununun çözümü aşamasında, İYİ Parti ile Zafer Partisi’ni saymasak, birçok partinin konuya olumlu yaklaştığını, ama CHP’nin ise “bu iş Erdoğan’a yarar” düşüncesiyle siyaset üretemediğini belirtiyor.
DenizKarakullukçu, Trump’ın Grönland’ı ABD topraklarına katma düşüncesinin arkaplanında, orada bulunan değerli madenlerin(petrol, doğal gaz vb.)Rusya, özellikle de Çin tarafından elde edilmemesi kaygısının bulunduğunu belirtiyor.
Bekir Berat Özipek, Suriyeli sığınmacıların, 8 Aralık sonrasında CHP’li belediyeler tarafından orantısız ironik bir dile ülkelerine –bir daha geri dönmemek şartıyla(!)- gönderilme düşüncesi üzerinden bir değerlendirmede bulunuyor.
Kendisine operasyon yapılan zanlının yanında, ‘Siyahların Hayatı Önemlidir’ düşüncesine karşı, ‘Hiçbir Hayat Önemli Değildir’ düşüncesini belirten br yazının bulunduğu ve Joe Biden ve Kamala Harris karşıtı olduğu belirtiliyor.
Bilim insanlarına göre insan beyni bilgiyi saniyede 10 bit hızında işliyor. Bu rakam, bilgisayarların saniyede trilyonlarca işlem gerçekleştirme kapasitesiyle karşılaştırıldığında oldukça yavaş görünüyor.
Ali Bayramoğlu, Erdoğan’la ilgili olarak, batı basınında, onun otoriterliği ile modernleştirmeci politikaları üzerinden bir paradoks düşüncesinin hâkim olduğunu; onun bu iki zıt kutbu bir arada tutabilme becerisine dikkat çekiyor.
YusufZiya Cömert, Arap Baharı dolayısıyla baskıcı yönetimlerin yıkılacağı düşüncesinin, dışfaktörlerin es geçilmesi dolayı birçok çevrenin ve siyasilerin olayı yanlış okuduğunu ve bunun da birçok sıkıntıya yol açtığını belirtiyor.
Akif Beki, çok iddia olunduğu üzere, sınırımızdaki tehlikenin Taliban mı, yoksa Siyonizm’i olacağı düşüncesi üzerinden hareketle “Tehlike arıyorsanız, asıl tehlike odur; eski faşizmin kılık değiştirerek hortlaması”dır diyor.
İlhami Işık, şimdilik beklenmediği haldei HTŞ’nin Suriye’de şehirleri bir bir ele geçirmesi konusu ile Kürt sorununun içte çözüme kavuşturulma düşüncesinin olası Suriye yansıması üzerine bir değerlendirmede bulunuyor.
Vahap Coşkun, Öcalan’ın, Marx’ın yazmadığı kitabı kaleme alma düşüncesinin yersizliğine dikkat çekip; bir başkasının yarım bıraktığını tamamlamanın bugün itibarıyla bir işe yaramayacağının hatırlatılması gerektiğini belirtiyor.
Araştırmacı yazar Hasan Köse, FETÖ’den hareketle, tarikat yapılarının tarih içerisinde ve günümüzde durumlarına dair, onların STK vs. sayılıp sayılamayacağı düşüncesi üzerinde duruyor.
Kitap laikliğin ve sekülarizm Hıristiyan ve İslam algısındaki yerinin ne olduğu anlamak için yazılmış muazzam bir eser niteliğindedir.
12 Eylül ve tüm darbelere dair muhasebe yapmak ve halen var olan darbe düşüncesini ıskartaya çıkaracak yeni bir dil, yeni bir söylem, yeni bir anlayış ve kavrayış artık kendini apaçık bir şekilde hissettirmektedir.
Fehmi Koru, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, şimdiki sistemi oturtmaya çalışırken, devleti “anonim şirket” tarzında yönetilmesi düşüncesinin bugün apaçık görülen yanlış taraflarına dikkat çekiyor.
S. Seyfi Öğün, Maraş merkezli deprem üzerine, siyasal kadronun da kabahatli olduğunu; son 70-80 yılda rant düşüncesinden dolayı kayıplar olduğunu bununda sadece bir partiye ya da bir gruba mal edilemeyeceğini belirtiyor.
Abdülaziz Tantik, modern anlayışa sığınıp Müslüman kalma düşüncesinin muhafazakarlık, siyasetten arınmışlığın ise dindarlık olarak tanımlandığı bir vasatta İslamcılığın işinin zorluğuna dikkat çekiyor.
Fehmi Koru, iktidar bloğunun izlediği akılcı ve sonuç alıcı taktiklerinin yanında, CHP’de Kılıçdaroğlu kazanır düşüncesinin risklerine dikkat çekip,bir sürpriz yapmanın imkansız olmasa da, çok zor olduğunu belirtiyor.
Abdullah Muratoğlu, Carl von Clausewitz ‘in,” savaşın belirsizlikler alanı” na dair tespitinden ve Arnold Toynbee’nin, tarih ile savaşın değişkenliği düşüncesinden hareketle Ukrayna-Rusya savaşına dair bir analizde bulunuyor.
Taha Akyol, Osmanlı son dönemi ile cumhuriyet’in ilk dönemi ve darbeler döneminde “herkesi ‘Türk olarak’ görme düşüncesinin yanlışlığına dikkat çekip üniter yapı içerisinde bir başka yolun bulunmasın doğru olduğunu belirtiyor.
Ahmet Taşgetiren, Cumhur İttifakı’nın, oylarını alma düşüncesinin yanında HDP’yi görmezden gelme siyasetinin, 6’lı Masa’ı oluşturan partilerin, özellikle de İYİ Parti’nin bu konudaki tavrına dikkat çekiyor.
Mikdat Karaalioğlu, birkaç gün önce ölen ve bazı olumsuz sıfatlarla anılan Papa 16. Benedict’in düşüncesi, Katolik Kilisesi ile ilişkisi ive İslam’la bazı Hıristiyan mezheplere yönelik tavrına dikkat çekiyor.