Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

?Benden olsun çamurdan olsun´ anlayışı yaygınlaşırsa

Abdülkadir Özkan- 18.06.2018

?Benden olsun çamurdan olsun´ anlayışı yaygınlaşırsa

İYİ insan olmak giderek zorlaşıyor. Çünkü iyi insan olmak artık fazlaca prim yapmıyor. Özellikle iktidar kanadı ve destekçileri MHP sözcüleri ayrıştırmayı ve kamplaştırmayı stratejilerinin esası haline getirmiş durumdalar. Hitaplarda nezaket bir kenara itilmiş, mahallede oyun onayan çocukların birbirlerine hitaplarında bile kullanmadıkları, kullandıkları takdirde büyükleri tarafından ikaz edildikleri dil siyasette geçer akçe haline getirilmiş. Bir seçim kampanyasında siyasilerin toplumu ikna ederek oylarını almaya çalışmalarının yadırganacak bir yanı yoktur. Ancak, ikna etmek için kullanılan üslup ve malzemelerin toplumu ajite etmeye yönelik olmaması gerekir. Çünkü siyasilerin kullandığı üslup militan taraftarları arısında üzerinde tartışılamaz doğrular gibi algılanıp kendileri gibi düşünmeyenlere yönelik alacakları tavırda belirleyici oluyor. Bunun sonucu olarak iyi insan aramak ve onların yanında yer almak bir kenara itilerek ?çamurdan osun benden olsun´ anlayışı yaygınlık kazanmaya başlar ki o zaman iyiliğin ölçüsü yandaşlık olur. Bu durumun toplumun geleceği açısından oluşturacağı tehlikeyi uzun uzun anlatmaya gerek yok sanıyorum.

 

Bu noktada yaşadığım bir olayı aktarmak istiyorum. Bu olayın bir istisna olmadığını, bu yaklaşımın yaygınlaşmaya başladığını özellikle vurgulamak isterim. Çünkü yandaşlık giderek insanları taraftarı oldukları lideri kutsamaya kadar itebiliyor.

İki gün önce sürekli günlük gazetelerimi aldığım markette gazetelerimi almış, parasını öderken o güne kadar siyasi tavrını hiç ortaya koymamış olan market sahibi, ?Dün Saadet Partisi´nin milletvekili adayı geldi. Esnaf ziyareti sırasında buraya uğradı. Çok iyi bir insan.? deyince bu ziyaretten ve konuşmalardan arkadaşın etkilenmiş olabileceğini düşündüm. Ancak, çok geçmeden böyle bir durum olmadığını, hatta Saadet Partisi milletvekili adayının iyiliğinden rahatsız olduğunu gördüm. Çünkü sözlerini, ?İyi insan ama yanlış yerde? şeklinde sürdürdü. O güne kadar siyasi tavrını hiç belli etmemiş olan bu kişi, karşıma öylesine bağnaz bir taraftar kimliği ile çıktı ki, şaşırdım. İster istemez bende karşılık verme ihtiyacını duydum:

-Senin için öncelikli olan iyi insan olmak mı, yoksa sizden olması mı?

 

-Yanlış yerde olunca iyi insan olmasının ne önemi var? deyince o güne kadar siyasi tavrını nasıl bu kadar gizlemiş olduğunu anlamakta güçlük çektim. Belli ki, yandaşı olduğu partinin lider ve sözcülerinin kampanya boyunca sergilediği ayrıştırıcı, kamplaştırıcı, hainler ve teröristler nitelendirmeleri arkadaşın taraftarlık duygularını böylesine iyiliği bile anlamsızlaştıracak bir noktaya getirmişti.

Dayanamadım, ?Sana göre iyiler doğruyu bulamıyor da hep kötüler mi buluyor?? diye sorma ihtiyacı duydum. Bu nitelendirmemin zoruna gittiğini, kendisini de kötülerden biri olarak değerlendirdiğimi düşünmüş olacak ki, cevap yetiştirmeye çalıştı:

-Saadet Partisi CHP ile dolayısıyla da teröristlerle ittifak yaptı.

-Bunu inanarak mı söylüyorsun?

-Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız yalan mı söylüyor?

Daha sonra anladım ki, CHP ile seçim işbirliği rahatsız etmiş, bunu teröristlerle işbirliği olarak nitelendiriyor. O zaman dayanamadım kendisine:

-Sen esnafsın. Senden alışverişe gelen CHP´lilere ya da başkalarına mal satmıyor musun?

-Satıyorum. O zaman teröristlerle alışveriş yapmakla işbirliği yapmış olmuyor musun?

Sözü daha f azla uzatmamak için:

-Sen dükkânının kapısına AK Partili olmayanlara mal satmıyorum diye bir yazı as, seninle ondan sonra konuşalım diyerek tartışmayı noktalamak istedim. Zaten bu teklifime bir cevap da veremedi. O söylenenlerle şartlanmış, kendilerinden olmayan ve kendileri ile işbirliği yapmayanların terörist ve hain olarak nitelendirilmesini benimsemiş görünüyordu.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER