Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Aziz DARICI


Yürüyüşün Nereye İse Gidişatın Orayadır

Samimi bir niyet, kararlı bir gayret, hamd eksenli hal, tefekkür eksenli bir bilinç, ibadet eksenli bir hayat sizlere Cennetin kapsını açıyor.


İnsan Allah´ın şaheseridir. Tabir caizse Allah yarattı kulunun üzerinde ona bir şey olmasın diye bir ananın yavrusunun üzerine titrediği gibi titremektedir. O yüzden dünya hayatındaki yolculuğunda insanı hiçbir zaman kendi başına, kaderine terk etmemiştir. Zaten yaratılış gayesi itibari ile de böyle bir özelliğe sahip değildir. Yaratılmışlığın tüm zaaflarını üzerinde barındırır. Tüm bu zaaflarına rağmen büyüklenen, kendilerini tanrı sanan meczupların söylemleri  kendi nefesleri ile bitmiştir. Zalimlerin havası ancak iktidardaki cakaları ile sınırlı kalmış, kendilerini bekleyen akıbete teslim olmaktan başka çareleri olmamıştır.

Hiçbir toplum adalet ve ahlak olmadan ayakta duramayacağını biliyoruz. Her ahlaksız yöneliş aslında bir haksızlığı, bir günahı barındırdığı gibi bir çok adaletsizliği de içerir. Karakter zafiyetinin ayyuka çıktığı bu zamanda gözlerle işlenen günahların sonucunun sadece bakmakla kalmadığını biliyoruz. Ayaklarımızın bastığı haram yerlerde bir şey yapmadık edebiyatı ile kalmayacağını biliyoruz.  Ellerin uzandığı yerler hep helal dairesinde kalmıyor. O ellerin nice zulüm işlediğini yerin dili olsa da bir konuşsa? Masum bedenlerin hangi haramzadeler tarafından kirletildiğini bir haykırsa?

Bu günaha yöneliş elbette bir tercihtir. Hiç kimse zamana ve kadere havale edipte biz ne yapalım diye söylenmesin. Allah bu hayatı Türk sinemasının senaryolarından beri kılmıştır. Alın yazılarınızı, çileli kaderlerinizi, kahpe feleğinizi sizin reytinglerinize göre ayarlamamıştır. Bu hayatı, sırf bir oyun ve eğlence olsun diye Yunan tanrılarının  insan ile mücadelesindeki karşılıklı güç savaşına benzeyen tiyatro sahnesi kılmamıştır. Kainatı parselleyip gökyüzünün hakimi Sen, yeryüzünün hakimi biz anlayışındaki nankör akla hiç ama hiç pirim vermemiştir. Tüm kainat Allah´ın kontrolündedir. Kainatta istese de istemese de O´na teslim olarak gelecek.

O yüzden yaratılmışlığınızın gayesi olan o fıtrat dinini yönelmemiz gerekiyor. Niyet ve eylemlerimizin iyi veya kötü olmasının bir karşılığı sadece ahirette kalmıyor. Bu dünya ile ahenk içinde yaşamanın veya bu dünyayı tarumar etmenin de bir cezası var. Allah ayetinde ?Hani Rabbiniz size şöyle bildirmişti; "Eğer şükrederseniz, size yönelik nimetlerimi kesinlikle arttırırım, eğer nankörlük ederseniz, hiç kuşkusuz azabım pek ağırdır. (İbrahim-7) kesin bir dil ile rahmet ve azabın insanın tercih ve yürüyüşümüzün sebebi olduğunu açıklıyor. Bu gidişat nereye diye soranlara o yüzden cevap olarak ?Yürüyüşün nereye ise gidişatın orayadır?.  

Aynı zamanda helal ve haram tercihlerimizin Allah´ın rahmetini veya azabını çekme noktasında nasıl tecelli edeceğini bu ayet ile anlıyoruz. Allah´ın azabını sadece helak (deprem, sel, yıldırım vb.) olarak görenler zamanın buhranlarını, imansızlık girdabını, zalimane ruhlarını, kibirli kişilikleri doğru okumamaktır. Bunların hepsi Allah´ın azabını üzerimize çeken fiillerdir. Bu tercihlerimiz bizleri Allah´ın dininden uzaklaştırmanın sonucunda Cehennem çukurlarına sürüklemekte. Aynı zamanda ayetin dünya nimetlerinin bereketinin de yine bizim Salih ameller ile doğru orantılı olduğunu görüyoruz.

Çokta kısa-orta-uzun vadeli programa gerek yok. Allah için yaşayan bir toplumun rızkının garantisi Allah´tır. Samimi bir niyet, kararlı bir gayret, hamd eksenli hal, tefekkür eksenli bir bilinç, ibadet eksenli bir hayat sizlere Cennetin kapsını açıyor. Bırakın fani dünyanın geçici nimetlerini sınırsız yaşamın doyumsuz lezzetlerini sofranıza zahmetsiz sunuyor. Bunun için ise ?Ey iman edenler! Eğer siz Allah´a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır. (Muhammed-7) ayetini pratik yaşam modeli haline getireceğiz. Korkularımızdan emin, adalet ve hakka olan talebimizin haklı, erdeme ve ahlaka dayalı bir hayat nizamının getireceği huzur ve mutluluk her türlü krizi aşmaya yeter.

Hele zamanımızda yaşanan güven problemine panzehirdir. Kin ve nefreti ortadan kaldırmanın, güven toplumu haline gelmenin yolu; İslam kardeşliğinde birbirine kenetlenen, hakkı ve sabrı tavsiye eden, birbirlerinin hem dünyası hem de ahireti için çalışan Müslümanlardan olmak dileği ile?Vesselam.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR