Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Aziz DARICI


Yerelleşmenin Cazibesi Evrenselleşmenin Akıbeti

Modern yaşam tarzının tüm olumsuzluklar sanal ortamlarla insanların gözüne sokuluyor. Kötülük evrenselleşirken iyilikler onca samimi çabalara rağmen yerelde kalıyor.


Eğer yaşadığınız çağın gerçeklerine-gerekçelerine takılırsanız hakikati göremeyebilirsiniz. İlahi öğretide belirttiği gibi ?Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan, seni Allah´ın yolundan saptırırlar.? (En´am-116) uyarsı ile karşılaşırsınız. Hakikat; çoklukların-güçlülerin-zenginlerin yanında değil, Allah´ın dini üzerinde sabır ve sadakatle bir yaşam sürenlerin yanındadır. Yaşamlarımızın kıymeti insanların sizlere dağıttığı-taktığı apoletlerde değil Allah´ın sizleri seçerek, ihlasla Allah´a yaklaşmanızın sonucu olarak sizlerde bıraktığı izlerde-işaretlerdedir.

?Yerelselciliğin? bu kadar konuşulduğu zaman diliminde evrensellikten bahsetmek zor olsa gerek. Herkes kendi kabuğuna çekilmiş, kendi kaderine razı olmuş gibi bir hal sergiliyor. Yerelliğin argümanları ile kendini tanımlıyor ve hayatına bu yerellikten hareketle kendisine rota çiziyor. Yerellik sizi tanıtabilir ama sizi geleceğe taşıyamaz. Farklılıklarımıza atıfta bulunan ayetlerin hikmeti gereği yerellik bizlerin diğer milletlerle tanışmamıza, kaynaşmamıza vesile olur. Kendimizi tanıtırken adlarımızın farklığı nasıl bir problem teşkil etmiyorsa, dillerimizin ve kavimlerimizin farklı oluşu da bir problem olmaması gerekir. Problem, bu kaynaşmanın-tanışmanın hikmetindeki ilahi mesajı es geçip; kendi yerelliğin kıskacında dil-ırk yüceltmenin yanında İslam´ın yerel motifleri ile dünyaya bakma arızasıdır. Bu da evrensel İslam´ın, evrensel kardeşliğin , ümmet olmanın  önünde engel olarak duruyor.

Kainat nizamı İslam artık belli kalıpla içine sokulduğu için ondan neşet  eden değerlerin evrenselleşmesi kolay olmuyor. Çünkü bu noktada gerekli tarih-felsefe-bilgi-bilinç düzeyimiz yeterli değil.  İnsanlık için çıkarılmış hayırlı ümmet vasfımız, bizim kendi ortamlarımız için çalışıyor.

Değersizleşmenin diğer adı olan Batı aklı ise, kendi değerlerini evrenselliğin cazibesi sadece ideolojilerin sapkın araçlarının toplumlar tarafından benimsenmesi için araç kılıyor. Feminizm gibi kadınların gurularını okşayan akımlar olduğu gibi,  homoseksüellik gibi diğer sapkın davranışlar artık evrensel ahlaksızlık kitabına girdi. Bunlar artık evimize habercilik! adı altında da servis ediliyor. Modern yaşam tarzının tüm olumsuzluklar sanal ortamlarla insanların gözüne sokuluyor. Kötülük evrenselleşirken iyilikler onca samimi çabalara rağmen yerelde kalıyor.

Bunun sebebi modern yaşamı tasarlayan tüm kurumların batılıların veya batıcıların elinde olmaları. Batılılar, dini devre dışı bırakarak çıktıkları yolda kendileri dev aynasında görerek kibirlendikçe kibirlendiler. Batıcılarımız onlara yetişmek için alçaldıkça alçaldılar. Batılı değerler sitemini  medeniyet paketi içerisinde süsleyerek,özendirerek, teşvik ederek(rüşvette diye bilirsiniz), oda olmazsa dipçikleyerek kendilerinin  dışındaki toplulara empoze ettiler. Kendi mantalitesini evrensel değerler adı altında kendilerini öteki olarak tarif edilen  toplumlara sattılar. Hem manevi alanda büyüdürler hem maddi alanda? Manevi olarak büyümeleri onların İslami anlamdaki  iyileşmeyi-büyümeyi değil kibir-gurur gibi tatminlik anlamında caka satmalarıdır. Dünyayı yönettiklerine göre hayli mutlu-hoşnut olduklarını belirtmemize gerek yok.

İslam evrensel bir dindir. Bunda imani bir şüphemiz yok. Lakin İslam´ın değerler sitemi olarak sunduğu hayat sistemi, ilke ve prensipler Müslümanlar tarafından yeterince evrenselleştirilemedi. Müslümanların İslam´ı temsil noktasındaki zaafları yüzünden evrensel anlamda batılı yaşam modeline karşı alternatif bir konuma gelemedi. Bizlerin kullandığı gelenekselci ve yerel dil-üslup-yöntemler bizlerin kendi sınırlarımız içinde anlamlı kalırken dışa doğru yeterliliğini koruyamadı. Çalışmalarımız yerel kodların etkisinden kutulamadığı için evrensel bir harekete dönüşemedi. Siyasi iklimlerin gücü altında-etkisi-tepkisi altındaki çalışmaların verimliliği-etkinliği de eklenince ulusal çerçeveyi aşamadık. Evrensel boyut teşkil edecek hareket ve düşüncelerimizin teşebbüslerin batılılar-batıcılar tarafından iyi analiz ettiklerinden dolayı daha oluşum-girişim aşamasında müdahale ettiklerini de belirtmemiz gerekiyor. Ama bu evrensel boyuttaki hamlelerimizin bir medeniyet doğuracağından çok bir tecrübe basamağı olarak bilinmesi önem arz etmektedir. Çünkü bir medeniyeti inşa edecek fikri-tarihi-ilmi-ahlaki bir hayatımız yok. Bu hayatı oluşturacak, temsil edecek kadro-kurumlarımız yok. Buna öncü edecek bir İslami ülke de yok!

Hal böyle olunca kendimizi koruma politikaları kişisel veya toplumsal olarak kendiliğinden devreye giriyor. Yerelleşmek kendimizi dış tehlikelere karşı koyma adına iyi ama sürekli savunma yaparak düşmanları bertaraf etmemiz mümkün değil. Kendi sınırları olanlar kendi sınırlarında hapislerdir. İslam´ın evrensel değerlerini yerelliğe mahkûm etmek ancak ulusalcılığın bizlerde bıraktı izlerde görebiliriz.

Yerellikten hareketle evrensel bir düşünceye varmak bir medeniyetin ayak sesleri olacaktır. Yeter ki evrenselliği yerelliğe teslim etmeyelim.

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR