Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Bülent ACUN


Ya sen kaza edersen?

-Evladım, ben kaza etmeden önce ya sen kaza edersen!


Aşağıda okuyacağınız can sıkıcı hikâyeye defalarca şahit olmuş fakat yazmamıştım.

İstanbul-Mersin yolunda şahit olduğum son tekrar, bardağı taşıran son damla oldu.

Can sıkıcı hikâye, özetle şöyle?

Bir yakınımın vefatı münasebetiyle yolcularına villa konforunda bir seyahat vadeden firmanın otobüsüyle, İstanbul´dan Mersin´e doğru seyahatteyiz.  Seyahatimizin Ankara´ya kadarki bölümü gayet güzel geçiyor

Vakit gece, yollar sakin? Seyahatimize kar taneleri eşlik ediyor. Şiir gibi yolculuğumuz Ankara´dan sonra adeta manevi bir işkenceye dönüşüyor. Bu topraklarda asla ve kat´a yaşanmaması gereken o kahredici diyaloğu maalesef yine yaşıyoruz... Gece bitiyor, yepyeni bir gün başlıyor. Zaman sarayının imsak kapısından, sabah namazının vakti giriyor.

1-2 yolcu, namaz kılacak? Diğer yolcuları temsil edercesine son derece nazik bir şekilde şoföre yaklaşıp:

-Efendim! sabah namazının vakti girdi, müsait bir yerde 10-15 dakika dursanız da sabah namazını kılsak nasıl olur?

Yolcuların analarının ak sütü gibi hakları olan bu zaruri istekleri otobüs şoförü ve muavininde zerre kadar karşılık bulmuyor. Karşılık bulmadığı gibi üstüne üstlük şoför bey birde yolculara 40 yıllık vaiz edasıyla ahkam kesiyor:

-?Abicim, kusura bakmayın. Ben kesinlikle mola yerleri hariç hiçbir yerde duramam.´  diyor.

Şirketin namaz molası gibi bir talimatının olmadığını söyledikten sonra bir şoförün kurabileceği en kötü, en anlamsız, en feci cümleyi kuruyor:

-Dert etme abicim! Sabah namazını şimdi kılamazsan sonra kaza edersin!

Buyurun, buradan yakın.  Güler misiniz, ağlar mısınız? Kaza kelimesini adeta bir sakız gibi ağzından düşürmeyen bu şoför, Allah´tan belasını mı istiyor acaba?

Şu hale bir bakar mısınız? Halkının Yüzde yüze yakını Müslüman olan, toprakları şehit kanlarıyla sulanmış, gücünü inancından alarak kurduğu medeniyetle yüzyıllarca aleme nizamat vermiş bir ülkede bir çocuğun tuvaleti için dakikalarca bekleniyor da ?imandan sonra en büyük hakikat´ olan ve her Müslümana her ahval ve şeraitte  farz olan namaz ibadeti için o birkaç dakika çok görülüyor.

Gel de şimdi

?Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya´ diyen şaire hak verme?

Şoförün ahkâm keserken kurduğu şu cümleye bakın:

-Ben 15-20 yıldır şoförlük yapıyorum. Benden namaz için mola isteyen bir yolcuya rastlamadım.

Bu cümle doğruysa afet, yalan ise felaket değil midir? Baktım şoför beyin zırvalarının biteceği yok, duruma müdahil olup, şöyle dedim:

-?Kardeşim! Sen Müslüman değil misin?´

Şoför:

-Olur mu abi, Elhamdülillah Müslümanım, tabi ki?

Ben yine cevap verdim:

-Bak kardeşim, sen devamlı yolcusun. İnsanın bir yolcu olduğunu en iyi sen bilirsin. Şoföre düşen yolcuyu dinlemek, halinden anlamak, onlara yolu kolaylaştırmaktır.

Şayet namaz için dursaydın, namaz kılanların sevabından sen de nasiplenecektin! Şimdi ne oldu namaz için durmadın, geçen namazların günahının ortağısın! Hem ağzından yel alsın, o kaza kelimesi de nedir öyle?

Kaza kelimesini en son kullanacak kişi sensin.

Sana bir nükte anlatayım da ömür boyu kulağına küpe olsun!

Yaşlı bir adam,senin gibi bir şoföre gelerek

-Evladım namaz vakti geçiyor.Aracı müsait bir yerde durdursan da namazımızı kılsak, deyince, şoför de:

-Az önce senin yolculara söylediğini söyleyerek,

-Kaza edersin bey amca demiş.

Bunu duyan yaşlı adam

-Hüzünlü gözlerle baktığı şoföre şöyle demiş;

-Evladım, ben kaza etmeden önce ya sen kaza edersen!

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR