Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Bülent ACUN


Teröre lanet, şehitlere rahmet, ümmete vahdet

Bu caniyi kim yetiştirdi? Nereden cesaret aldı? Neden Türkiye? Neden Türkiye Cumhurbaşkanı? Neden İstanbul´a kin ve öfke kusuyor?


15 Mart 2019 Cuma günü dünya vahşi bir terör saldırısı ve korkunç bir katliam haberiyle sarsıldı! Nasıl sarsılmasın ki Yeni Zelanda´da Rablerine ibadet ve taat halinde bulunan elli Müslüman kardeşimiz  Brenton Tarrant isimli cani bir katil tarafından camilerinde şehid edildi. Rabbim şehitlerimize rahmet, İslam âlemine vahdet, şehit yakınlarına da sabır ve metanet ihsan eylesin.

Evet, inanılır gibi değil her halinden eceline susadığı belli olan cani bir katil eline silahlarını alıp, kafasına kamerayı takıp, bilgisayarda insan öldürme oyunu oynar gibi iki camiye dalarak intikam soluyup, ölüm kusuyor. Üç yaşında ki bir çocuktan tekerlekli sandalyedeki engelliye kadar önüne gelen herkese kurşun yağdırıyor. Kurşunlandığı bir kadının ölüp ölmediğini ayağıyla kontrol edip kadının ölmediğini anlayınca onu tekrar kurşuna diziyor.

Silahlarının üzerine insan kasabı katillerin isimlerini yazarak katiller sürüsüne dâhil olan cani terörist yazdığı yetmiş dört sayfalık manifesto da yaptığı Türk- İslam düşmanlığıyla da İslamofobik intikam nöbetleri geçiriyor, bu kini ile gebermesi yakındır gavurun.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi işlediği vahşet ve katliamı saniye saniye yayınlamaktan da geri durmuyor. İşte insanın kanı donduran bu vahşi katliamın akıllara getirdiği sorular?

Bu caniyi kim yetiştirdi? Nereden cesaret aldı? Neden Türkiye? Neden Türkiye Cumhurbaşkanı? Neden İstanbul´a kin ve öfke kusuyor?

Batı´da estirilen İslamofobi rüzgârını arkasına alarak şeytanın atına binip, cami karşısında intikam durağında inerek, bu insanlık dışı korkunç terör saldırısını gerçekleştiren cani katil işlediği bu katliam ile bütün insani değerleri ayaklarının altına aldığı için bütün insanlığı karşısına almış, böylece belaların en büyüğünü de başına almıştır. Cani katil suçu tek başına işlese de o bu yolda yalnız değildir.

?İslamsız Dünya? hayaliyle yanıp kavrulan Siyonist evanjelist mihraklar yeryüzünde Müslüman´a hayat hakkı tanımayan şeytani ideolojiler İslamofobi lobisini doğurup besleyip büyüten şer güçler ve elli Müslüman´ın hunharca katledilerek şehit edildiği terör saldırısını kına yakar gibi kınayan batı basını bu yolda Brenton Tarrant´ın adeta suç ortağı durumundadır.

Günler öncesinden planlandığı anlaşılan bu elim terör saldırısını tespit edip önleyememek Yeni Zelanda için büyük bir ihmal ve acziyettir. Bundan dolayı Yeni Zelanda devletine düşen görev bu insanlık düşmanı vahşi caniyi cezalandırmak kadar onlara motivasyon ve cesaret sağlayan ortam eğitim ve propaganda araçlarını ortadan kaldırmaktır.

Camilerinde ibadet etmekte olan Müslümanların üzerlerine yağan kurşun yağmuruyla ortalığın bir anda can pazarına döndüğü bir zamanda kendi canını kurtarmak yerine kurşunlara kendisini siper ederek canlı kalkan olmak suretiyle canıyla kanıyla ve şanıyla büyük bir kardeşlik destanı yazan Afgan göçmeni kardeşimiz bu soylu davranışıyla gözlerimizi yaşartmış, umutlarımızı yeşertmiştir.

Bugün Dünya´ya sözde nizamat veren süper güçler ve onların güdümünde çalışan kurum ve kuruluşlar demokrasi özgürlük ve insan hakları konularında durmadan ahkâm kesip mangalda kül bırakmıyorlar her şeyin bir yolunu buluyorlar fakat şu bir arada yaşama kültürünün yollarını bir türlü bulamıyorlar. Çünkü aramıyorlar, öyle bir dertleri de yok zaten... Cami, minare, ezan, cemaat, namaz İslam düşmanı faşist teröristi nasıl kudurtuyor, çıldırtıyor gördünüz mü? Bu topraklarda caminin, minarenin, ezanın, cemaatin, namazın anlam haritamızdaki o büyük yerini bir kere daha düşünmemizin vakti gelmedi mi?

Yeni Zelanda´da Rablerine ibadet halinde şehit olan Müslüman kardeşlerime can-ı gönülden gıbta ediyorum. Şairin dediği gibi diyorum:

?Madem ölüm tek bir defa gelecek O da neden Allah için olmasın.?

Bu ne güzel bir ölüm böyle. Bu ne güzel bir vuslat, bu ne mübarek bir diriliş, bu ne muhteşem bir varış, bu ne muazzam bir yarış. Sizin gibi olmayı, sizin gibi ölmeyi ne kadar isterdim. Kuşkusuz bu hususta yazılacak söyleyecek çok şey var.

Bütün bunların özetini şu bir cümleyle ifade edecek olursak teröre lanet, şehidlerimize rahmet, âlem- i İslam´a bir an önce vahdet...

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR