Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Seyit Ahmet UZUN


Tanrı Öldü Yaşasın Özgürlük!

Hesabın görüleceği bir gün, ne tanrılığımız, ne gücümüz, ne servetimiz ne de sahip olduğumuz ayrıcalıklarımız ölümün soğuk nefesi karşısında bir fayda sağlamayacak.


Her şeyi yaratan ve kontrol altında tutan Tanrı öldü, insanlık özgür tüm kayıtlardan.

O´nsuz hayata merhaba.

Sorgulanacağımız bir zaman yok artık, sorgulayacak güç de.

Hayat kendi ellerimizde, kendimizin kuklasıyız anlayacağınız, belki de nefsin tutkularında?

Dilediğimizde dilediğimiz her şeyi yapabiliriz yani.

Kimseye hesap verecek değiliz.

Bedenlerimizdeki tasarrufu ?iffet? belasıyla dizginlemeyeceğiz. İstediğimizi istediğimizle, nefsin hoşnutluğuyla yapabileceğiz.

İnsanlar ihanetten yargılanmayacak, güçleri nispetinde özgür olacak.

Yargının üstünde gücü ve itibarı olanlar yaptıklarından sorgulanmayacak. Çünkü bir ahiret vardı, güçlerin ve itibarların üstünde, şimdi o da kalmadı.

Özgürüz hepimiz,  gücümüz nispetinde.

Yalanlar, yalancılığın normalleştiği bir dünyada sadece itibara itibar eklemekte. Kimin neye inanacağına karar veren Tanrı öldü. Şimdi her söz, söyleyenlerin dilinde bir hakikat(!)

Hakikatler insanlar kadar çok ve insanlar hakikatleri kadar yalan.

Tanrı ölünce, hakikatler biz insanların algılarında boylandı. ?Ben? var sadece ve Tanrı ile ölen hakikat insanlar kadar çoğaldı.

Merhamet Tanrı´nın kod adıydı.

O da öldü.

Şimdi yer altı, yer üstü zenginlikleri Tanrı kadar güçlü, ama Tanrı´nın kod adından mahrum.

Evler yıkılıyormuş, yıkılsın.

Çocuklar öksüz kalıyormuş, kalsın.

İnsanlar ölüyormuş, ölsün.

Her ölen insanın kanında, yıkılan evlerin duvarında, yetim kalan çocukların gözyaşlarında güç yükseliyor, güç.

Tanrı´nın ölümü üzerinde şehvetler, ihtiraslar ve emperyalist arzular yükseliyor.

Eğilip kalkmalar, aç kalınan günler ah! Tanrı´yı diriltmiyorsa damarlarının akışında ve şahdamarında; yaşaması da, ölmesi de bir değil mi?

Her birimizin ağzında bir Tanrı var. Birliği şeksiz olan tanrı, birbirine karşı iki gibi duruyor ortada.

İki ve daha fazlasıyla Bir´i öldürdük.

Bencilliğimizle öldürdük.

Hamasetimizle öldürdük.

Irkçılığımızla öldürdük.

Tarafgirliğimizle öldürdük.

Medyamızla, kalemimizle, servetimizle öldürdük.

Yaşasın herkesin birbirini yediği, özgürlüğün alabildiğine yavanlaştığı dünya.

Öldürülen Tanrı´ya inat, her insan ayrı bir tanrı oldu fani dünyada.

Kokuşmuş ahlaklarıyla, karanlık düşünceleriyle, kültürel obeziteleriyle, ezen güçleriyle, bencil adaletleriyle, sorgulanmayacak gelecekleriyle tanrı enflasyonu yaşamakta insanlık.

İnsanlar kadar çok tanrı, tanrılar kadar kaos ortam.

Şahdamarımı kestim, tanrılığımı kurban ettim, Bir olana.

Ben özgürlüğümü, onurumu, Bir olanın yüceliğinde buldum.

İnsanlar kadar çoğalan tanrılara inat, yaşatıyorum Bir olanı damarlarımda.

Ne derlerse desinler, ister kul, ister köle?

Ben hem kulum, hem de köle Bir olana.

Ben alemlerin Hiç olmazsa benim gibi insan olanların tanrılaştığı bir dünyada, onların önünde eğilmiyor ve rükuya gitmiyorum.

Rabbi Hay ve Kayyum olanın kulu, haykırıyorum, Allah, diridir ve her zaman da diri olacaktır.

Hesabın görüleceği bir gün, ne tanrılığımız, ne gücümüz, ne servetimiz ne de sahip olduğumuz ayrıcalıklarımız ölümün soğuk nefesi karşısında bir fayda sağlamayacak.

İnsanlar fanidir ve faniler tanrılıktan çok uzaktır.

Aslında ölen tanrı, algılarımızda yükselttiğimiz ihtiraslarımızdır. Çünkü tanrılaşan algılar, ölen bedenlerle tarihe gömülmekte.

Fani olan insanların algılarını tanrılaştıranlar ise yanıldıklarını anlamak için ölümlerini beklemekte.  

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR