Suriye savaşında her gün yeni gelişmeler olmaktadır. Fırat Kalkanı ve Afrin operasyonları sonucunda Türkiye, Suriye´de geniş bir alanı kontrol altına almıştır. Sahada kurduğu hakimiyetin yanında Rusya ve İran´la kurduğu ittifak, Türkiye´ye planını güçlü bir şekilde uygulama imkanı vermektedir Suriye´de eli en güçlü ülke konumunda olan Türkiye´dir.
Kendi elinin güçlü olduğunun farkında olan Türkiye, Menbic ve Fırat´ın doğusuna operasyonda bulunmak istediğini sürekli olarak vurgulamaktadır. Türkiye için asli hedef, Fırat´ın doğusunda hakim olmak, Kobani ve Cezire´de kurulan kantonal düzeni yıkmaktır. Türkiye´nin operasyon talebine yakın zamana kadar olumlu cevap vermeyen Trump yönetimi, politika değişikliğine gitmiş ve Türkiye´ye Fırat´ın doğusuna operasyon yapması için yeşil ışık yakmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kaç gün içinde Fırat´ın doğusuna operasyon yapılacağı mesajını dünyaya vererek uluslararası kamuoyunu hazırlamıştır. Amerika´nın desteğinden sonra Türkiye, planladığı operasyonunu ciddi bir engelle karşılaşmadan gerçekleştirme imkanına kavuşmuştur.
İran zafer kazandı
Bazılarının iddia ettiği gibi, Türkiye´nin operasyonu, sınırlı olmayacaktır. Türkiye, ayrıca Arap nüfusun yoğunluklu olduğu yerleşim yerlerine göstermelik bir operasyon yapmak niyetinde de değildir. Fırat´ın doğusuna yapılacak operasyon, mahalli seçimler nedeniyle ülke içi kamuoyuna yönelik bir hesaba da dayanmamaktadır. Türkiye, stratejik bir beka sorunu olarak gördüğü Fırat´ın doğusunda tam hakimiyet sağlamak için bu operasyonu yapmaktadır.
Türkiye´nin Fırat´ın doğusuna operasyon yapmasının gündemde olduğu bir anda Amerika, askeri güçlerini ve diplomatik temsilcilerini Suriye´nin kuzeyinden çekeceğini ilan etmiştir. Suriye, bundan sonra Amerika´nın fiilen sahada olmadığı yeni bir döneme girmiş bulunmaktadır. Amerika´nın Suriye´den çıkmasıyla, sahadaki tek süper güç olarak Rusya kalmıştır. Suriye´den İran çıkmadıkça kendisinin çıkmayacağını söyleyen Amerika´nın kuvvetlerini geri çekme kararı, bütün dünyada büyük bir şaşkınlığa neden olmuştur. Suriye´den çıkma kararı, Trump yönetiminin öngörülemez özelliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Amerika´nın Suriye´den çekilme kararı, İran açısından tam bir zafer anlamına gelmektedir.
Türkiye kontrolü elinde tutacak
Kuzey Suriye, hiçbir zaman Rusya ve Esad rejimiyle ilişkisini kesmedi. Kamışlı´da Esad rejiminin hakimiyeti devam etti. Rusya, diğer bölgelerin olduğu gibi, Kuzey Suriye´nin de fiilen Esad yönetimi altında olmasını istemektedir. Amerika´nın çekilmesiyle Rusya, Kuzey Suriye´den gelecek bütün taleplere kapalı olduğunu ve onların Esad rejimine mahkum olmaktan başka bir seçenekleri olmadığını ifade edecektir. Kuzey Suriye´de yaşayanlara kısmi siyasal ve kültürel birtakım hakların verilmesi anayasa hazırlanması sürecinde gündeme gelebilir.
Türkiye, Kuzey Suriye´de hiçbir statü oluşumuna izin vermemektedir. Rusya ve Amerika´nın Kuzey Suriye´de gerçekleştirmeyi istediği her türlü düzenleme, Türkiye tarafından ret edilmektedir. Türkiye, Kuzey Suriye´nin eskiden olduğu gibi tamamen Şam yönetiminin kontrolünde olmasını da yeterli görmemektedir. Türkiye, Kuzey Suriye´de bizzat hakimiyet kurma ve kontrolü elinde tutma şeklinde yeni bir politika izlemektedir.
Başarıştan uzak yeni bir süreç başladı
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri´nin Kuzey Suriye´yi finanse etmesi, Erbil yönetimine bağlı peşmergelerin burada güvenliği sağlaması gibi girişimlerin sonuçsuz kalmasından sonra Amerika´nın buradan güçlerini çekme kararı vermesi, Suriye´de belirsizliklerle dolu yeni bir dönemin başlangıcı anlamına gelmektedir. Suriye, belirsizliklerle dolu, ama barıştan çok uzak yeni bir sürece girmiş bulunmaktadır.
