Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Seyit Ahmet UZUN


Sizin Medeniyetinize Tüküreyim

Seküler bir dünyada, öldürdüğümüz duygularımızın üzerine bina ettiğimiz materyalist bir felsefeyle daha fazla kazanç uğruna her şeyin alınabilir ve satılabilirliği konuşulmaya başlanmıştır.


Hüzün insanın yüreğine sevgiliden ayrılış ile birlikte dokunan bir insanlık kumaşıdır.

Hüznü olmayanın kalbi yoktur.

Ve Tanrı´dan ayrılanın hüzünlenmediği bir dünya daha çok maddenin, faydanın, çıkarın ve duyarsızlığın inşa edildiği bir mekana dönüşmektedir.

Seküler bir dünyada, öldürdüğümüz duygularımızın üzerine bina ettiğimiz materyalist bir felsefeyle daha fazla kazanç uğruna her şeyin alınabilir ve satılabilirliği konuşulmaya başlanmıştır.

Her şeyin bir değeri vardır!

Para, servet, sermaye, makam ve mevki her şey diyen ( demese bile etrafına onu hissettiren) bir anlayış sahibi, bunlar için insanlığını bile gözden çıkaracak kadar vahşileşmiştir.

Gözlerinin önünde kıyıya vuran masum bedenlere, yurdunu, yuvasını terk edenlere, ayazda kalacak yerleri olmadığı için donarak ölenlere, anasız babasız kalan yetimlere akıtacak bir tek gözyaşı olamayanlar sizin medeniyetinize tüküreyim!

En temel ihtiyaçlarından mahrum bırakılmış mustazafların yaşamlarına hissizleşen gözler, doyumsuz bir canavar gibi yeraltı ve yer üstü zenginliklere açılır.

İnsanların bedenleri, canları, mutlulukları, sevinçleri geleceğe besledikleri umutları kahrolası birkaç varil petrol, bir miktar bor madeni ve birkaç dolar için harcanabilir mi?

Harcanıyor değil mi?

Ağlamasını bilmeyenlerin ağlayanların halinden anlaması mümkün müdür?

İncinmişliğin acısını bilmeyenler, incitmenin ne demek olduğunu fark edebilirler mi?

Biz göz yaşlarımızı kaybettik. Göz yaşlarımızın sıcaklığındaki insanlığımızı kaybettik.

Yanaklarımıza süzülen iki damla hüzün insanlık medeniyetimizin en önemli harcıdır. Çünkü hissedebildiğimizin, üzülebildiğimizin yani insan kalabildiğimizin ifadesidir.

Ve biz mazlumları, mahrumların, muhtaçların hissedemediğimiz yaşantılarında insanlığımızı kaybettik.

Göz yaşlarımızı alıp giden ruhlarımızın geride bıraktığı bedenlerimizle çamurlaşmış bir hayata mahkum edildik.

Bütün savaşlar öldürdüğümüz insanlığımızın üzerine kurulu faydacı bir medeniyet uğruna değil mi? Beyaz adam elinde İncil ile girdiği topraklardan coğrafyanın zenginliğiyle çıkarken, geride gözü yaşlı insanlar bırakmışlardı.

Ve Tanrı sömürülen coğrafyada en etkin rolü oynuyordu.

Tanrı adına, çıkar adına, dünyevileşme adına insanları acımasızca katledenler, çocukları yetim, insanları mahrum, anne babaları çocuksuz, toplumları vatansız bırakanlar sizin medeniyetinize tüküreyim!

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR