Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Ömer Naci YILMAZ


SİYASET ve HAREKET ORDUSU

Ömer Naci Yılmaz 'ın yeni yazısı;


Büyük sanatçı, büyük siyasetçi, büyük yazar, çok ama çok objektif, Reis karşısında kaybettiği seçimden dolayı kuyruk acısıyla kıvranan Zülfi Livaneli tarihi bir olaya atıf yaparak 31 Mart 2024 yerel seçimleri için Ekrem İmamoğlu’na destek açıklamasında bulunmuş. Büyük sanatçılığı, büyük siyasetçiliği, büyük yazarlığı ve çok ama çok objektifliği bizi zerre miktarı ilgilendirmiyor. Üstat Mustafa Kolcu der ki: “Arkadaş, adamlar bizim iktidara hesap sormamıza, onları sorgulamamıza fırsat vermiyorlar, durup dururken değerlerime saldırıyorlar, bizim hesap sorma, sorgulama işimiz güme gidiyor, kızmamıza bile fırsat vermiyorlar, onlar saldırdıkça bizim sarılasımız geliyor.” 

Ellerine geçirdikleri her fırsatı Osmanlıya hakaret etmek için değerlendiriyorlar. Bütün milli bayramlar, bütün işgalden kurtuluş günü kutlamaları, Atatürk’ün bilmem nereye kaçıncı geliş yıl dönümü kutlamaları Osmanlıya sövme, hakaret etme seanslarına dönüştürülüyor. Yüz yıldır bize ve bizim temsil ettiğimiz değerlere sövüp duruyorlar. İşte sövme seanlarından bir tanesi daha. CHP’li Maltepe Belediyesi'nin düzenlediği ‘Yüzyılın Aydınlık Yüzleri’ adlı programda CHP yandaşı Zülfü Livaneli 31 Mart darbesine atıf yaparak "Ya gerici ordular, avcı taburları ya da hareket ordusu kazanacak" ifadelerini kullanmıştı. Livaneli’nin sözünü ettiği Hareket Ordusu, Sultan Abdulhamit’e karşı başlatılan ayaklanmayı bastırmak bahanesiyle Selanik’ten yola çıkmıştı ama asıl hedefi padişahı darbe ile devirmekti. Bu kafa için 15 Temmuz 2016    Hain Darbe girişimi de Hareket Ordusu kabilindendi. Zannettiler ki Abdülhamit’in yaşı ve merhameti gereği sesini çıkartmadığı darbeciler gibi, Reis de sesini çıkartmaz, o gün Abdülhamit Han’dan kurtulduğunuz gibi Reis’ten de kurtuluruz. Ama yemedi. Lakin iradeli bir lidere ve milletin iradesine tosladınız. Zaten sizin kafa yapınızda millet ve milli irade diye bir şey yok. Millet size askerlik yapmak ve vergi vermek için lazım. Milleti kul olmaktan kurtardık derken kendinize uşak yaptınız, öyle gördünüz. Onun dışında milletle ve onun iradesiyle hiçbir zaman işiniz olmamıştır.

Yüz yıldır bize ve temsil ettiğimiz değerler adına ne varsa sövüp sayıyorsunuz ya biz sadece sizi izliyoruz. Sevdiklerinizi sevmiyoruz; ama hakaret etmiyoruz. Çağırdığınız yerlere gelmiyoruz, oy istediğiniz adreslere de oy vermiyoruz. Milletsiz demokrasiyi yirmi yedi yıl sürdürdünüz, Batılı abileriniz emredince çok partili hayata geçtiniz. Serbest seçimlerde dünyanın bilmediği açık oy, gizli tasnif usulünü getirdiniz, bir dönem uyguladınız. Dünya size ve demokrasinize mabıdıyla gülünce bu uygulamadan vazgeçtiniz. Bu aziz millet size bir daha da iktidar yüzü göstermedi. Millet olarak bunu hamdolsun çok iyi yapıyoruz. Hani Seyit Rıza demişti ya: “Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun.” Biz size kulak vermiyoruz, sevdiklerinizi sevmiyoruz, çağırdığınız yerlere gelmiyoruz, oy istediklerine de oy vermiyoruz ya bu da size dert olsun.

Hareket ordusu dedikleri darbeciler, Fatih Camii’ni kuşattılar, inşa edildiğinden bu yana tarihinde ilk defa üç gün namaz kılınmadı. Camii kurşun yağmuruna tutuldı.

 

Yüzlerce insan kurşunlanarak veya süngülenerek katledildi. Abdülhamit’e kahredenler, karşılaştıkları İttihatçı zulümden sonra onun ruhaniyetinden istimdad dilediler. İşte onlardan biri olan Rıza Tevfik Bölükbaşı’nın itirafı:

Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han?

Feryadım varır mı bârigâhına?

Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,

Şu nankör milletin bak günâhına.
Târihler ismini andığı zaman,

Sana hak verecek, ey koca sultan;

Bizdik utanmadan iftira atan,

Asrın en siyâsî padişâhına.
Pâdişah hem zâlim, hem deli' dedik,

İhtilâle kıyam etmeli dedik;

Şeytan ne dediyse, biz 'belî' dedik;

Çalıştık fitnenin intibhına.


Bu ülkeyi işgal eden, Anadolu’da katliam yapan, milletin namusuna tasallut eden işgalçilere bir tek söz söylemeyen İttihatçı zihniyete sesleniyorum: “Ömrümüz Osmanlıyı, Sultan Abdülhamid Han’ı ve temsil ettiği değerleri sevmekle nihayet bulacaktır.

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR