Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Seyit Ahmet UZUN


Şeytanın Kucağındaki Müslüman

Şeytanın okşadığı ihtiraslarımızla, onun kucağında otururken adalet, hakkaniyet, liyakat, özeleştiri, hesap verebilirlik, sorumluluk duygularımızın diri olmasını bekliyorsak bu beyhude bir bekleyiş olacaktır.


30. 09. 2018 Pazar

Bir hacı amca bankaya gider. Sıra kendisine geldiğinde memure hanımın sol elle çay içtiğini görür. Dayanamaz hemen onu uyarır: Sol elle çay içmek haramdır kızım. Sağ elinle iç ve şeytandan Allah´a sığın, der.

Memure Hanım başını kaldırır. Hacı amcaya bakar: Amca sağ elimle senin vadeli hesabının faizini işliyorum. Ne kadar şeytandan Allah´a sığınsam da senin şeytanından kurtulamıyorum, der.J

Sözlerimizle eylemlerimiz arasında öylesine büyük uçurumlar oluştu ki biz dahi inanan insan olarak kendimizi tanımaz olduk. İnancımız bir ritüel olarak yaşantımızın süsü sadece. El açıp dua ederiz sonra yaşantımızdan sürgün ederiz Allah´ı.

Seküler kültürün en hararetli muhalifi yaşamında en uyumlusu?

?Tanrılar vardır dedim diyeceği her zaman

Ama insan işlerine karışmaz hiçbir zaman.? Monteıgne

Yüce yaratanı hayatımızdan sürgün eden anlayış artık yaşantımızın en önemli bir parçası durumundadır. ?Ele verir talkını kendi yutar salkımı? atasözünde belirtildiği gibi verdiği öğüt yaşamında bir karşılığı olmayan kuru yavan sözler öbeğine dönen Müslüman şeytanın kucağına oturmuştur.

Yeri rahattır.

İblisin nefesi ona ninni gibi gelmektedir. Çünkü nefsinin hoşlandığı şeyleri ona sürekli olarak kolaylaştırmakta ve istediği fetvayı çok rahat bir şekilde vermektedir. Artık duygularımız Allah´ın elinden alınmış, şeytana teslim edilmiştir.

Ama bu kabul edilecek bir şey olmasa da, eleştirel bakış aynasından uzakta, her davranışımızı güzel gösteren bir nefis aynasının karşısında eğilir kalkarız.  

Buna rağmen biz yine de en diri, en dinç, en sağlam Allah eriyiz. Yolsuzluklara bulaşır, rüşvetleri yer, ihalelerde köşe kapmaca oynar, en yakınımızın bile ayağını kendimiz için kaydırmayı bir maharet bilir ama yine de en iyi Müslüman rolünü oynarız.

Şeytanın elinde sihirli bir dünya vardır; Konformizm.

?İzm´ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. İtibarları menşe´lerinden geliyor. Hepsi de Avrupalı.?

Biz Avrupalı Müslüman?

Tımarhaneden fırlayan deliler gibi ne yaptığını bilmeyen Müslümanlar, eylemleriyle yaşamları arasındaki uçurumun farkında değiliz. Nereden yuvarlanacağımızı bilmiyoruz. Ne kadar yükselirsek düşüşümüzde o kadar şiddetli olacaktır.

İlahi bir sedanın kulaklarımızda yankılanmasına müsaade etmeyiz. Artık bizlerde kör, sağır ve hissiz bir et yığınına dönüşmüşüz.

?Andolsun Musa size apaçık mucizeler getirmişti. Sonra onun ardından, zalimler olarak buzağıyı (tanrı) edindiniz.

Hatırlayın ki, Tûr dağının altında sizden söz almış: Size verdiklerimizi kuvvetlice tutun, söylenenleri anlayın, demiştik. Onlar: İşittik ve isyan ettik, dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı sevgisi dolduruldu. De ki: Eğer inanıyorsanız, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor!? (Bakara/93)

Hz Muhammed (as) bize en güzel ahlakı getirmişti. Bizler onu ulaşılmaz bir varlık olarak yüceltip, yeni ahlaklar edindik. Çünkü o ulaşılmaz yüce bir varlıktır. Onun gibi olmak bizim haddimiz değildir. Bunun sonunda yeni buzağı tanrılarımız oldu: makam, mevki, lüks, konfor, servet, yat, kat ve gönül eğlendireceğimiz sevgililer, metresler.

Şeytanın kucağında oturup, onun memelerinden beslenen Müslümanlar, dünyevileşme ihtiraslarını okşayan sahiplerinin etkisiyle artık yeni bir dünyaya merhaba demektedirler; ne adına olursa olsun, bedeli ne olursa olsun daha çok kazanç, daha çok lüks, daha çok iktidar.

?İnanıyorsanız inancınız size ne kötü şeyi emrediyor.?

Sol elle yemeyi çirkin bir davranış olarak görürken deveyi havuduyla götüren bir yaşam tarzı şeytanın kucağında oturmaktan başka bir şey değildir.

Hz İsa da bu anlayışla ilgili şöyle demektedir: ?Ey kör klavuzlar! Küçük sineği süzer ayırır ama deveyi yutarsınız.?

Şeytanın kucağındaki dindarlık dış dünya açısından uzaklaşılacak bir öğreti olarak görülmekte ve gençlerimizi ?deizm? belasıyla baş başa bırakmaktadır.

Bunun vebali tabi ki bütün değerlerini geçici dünya menfaati uğruna şeytana satan sözde biz dindarlarındır. Hepimiz vicdanımızın mahkemesinde kendimizi yargılayarak kimin kucağında olduğumuzu görerek durum tespitinde bulunmalıyız.

?İşittik ve isyan ettik? uyarısının Yahudilere değil biz Müslümanlara yapıldığın farkında olan bir silkelenmeye çok ama çok muhtacız.

Kur´an´a iman onun gereklerini yerine getirmektir. Yaşantımızda, Kur´an´ın oluşturmaya çalıştığı kişilik görünmüyorsa Kur´an okumamızda bir problem var demektir.

Kur´an´a sağır olanın kulağı, şeytana açıktır.

Kur´an kendi aleyhimize bile olsa adaletten ayrılmamamızı emretmektedir.

Peki şu halde kendi aleyhimize bile olsa adaletten ayrılmamamızı öğütleyen o yüce yaratanın sözleri nerede? Onun etkisi hayatımızın hangi merhalesinde görülmekte?

Kendi aleyhimize bile olsa adaleti emreden Allah´ı gözardı edersek, haksızlıklarımızı güç ve kudretimizin bir kazanımı olarak değerlendirirsek biz kimin kucağında oluruz Allah aşkına!

Kendi aramızda bile nefreti, düşmanlığı, menfaati, çıkarı, dalkavukluğu, makam ve mevki elde etmek için her türlü haksızlığı yüceltirken hala Kur´an okuduğumuzu zannetmemiz ne kadar anlamlıdır?

Şeytanın okşadığı ihtiraslarımızla, onun kucağında otururken adalet, hakkaniyet, liyakat, özeleştiri, hesap verebilirlik, sorumluluk duygularımızın diri olmasını bekliyorsak bu beyhude bir bekleyiş olacaktır.

Çünkü şeytanın memelerinden içilen hayat insanı duyarsızlaştıracaktır. Sadece sahip olduğumuz imkânların kaybedilmemesi için onun kucağında oturmanın güzelliğine methiyeler dizilecektir.

Ve şimdi gerçeği söyleyecek bir güçten yoksun olanlarımız şeytanın kucağında otururken onun nefesiyle hayat beşiğinde uyuyan güzellerdir.

Bakalım uyuyan güzeli öperek onu uykusundan uyandırıp, şeytanın kucağından indirecek bir prens ne zaman çıkacak?

Şeytanın kucağından inmek için Kur´an Prensinin öpücüğüyle uyanmaya ne dersiniz?

 

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


HÜSEYİN ŞAŞMAZ*UZUN
15.10.2018 10:17:54
Buna rağmen biz yine de en diri, en dinç, en sağlam Allah eriyiz. Yolsuzluklara bulaşır, rüşvetleri yer, ihalelerde köşe kapmaca oynar, en yakınımızın bile ayağını kendimiz için kaydırmayı bir maharet bilir ama yine de en iyi Müslüman rolünü oynarız. *** ŞEYTANIN GİZLENDİĞİ KÖŞE BAŞI...! http://meerstr11.blogspot.com/2017/01/seytanin-gizlendigi-kose-basi.html Tımarhaneden fırlayan deliler gibi ne yaptığını bilmeyen Müslümanlar, eylemleriyle yaşamları arasındaki uçurumun farkında değiliz. Nereden yuvarlanacağımızı bilmiyoruz. Ne kadar yükselirsek düşüşümüzde o kadar şiddetli olacaktır. İlahi bir sedanın kulaklarımızda yankılanmasına müsaade etmeyiz. Artık bizlerde kör, sağır ve hissiz bir et yığınına dönüşmüşüz. https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=544241506027255&id=100013242319421 BEN MÜSLÜMAN MIYIM ? DEĞİL MİYİM ? BİR MUHASEBESİNİ,SAĞLAMASINI YAPALIM. https://namenstr8bredahollanda.blogspot.com/2017/01/ben-musluman-miyim-degil-miyim-bir.html ?İşittik ve isyan ettik? uyarısının Yahudilere değil biz Müslümanlara yapıldığın farkında olan bir silkelenmeye çok ama çok muhtacız. https://bredaholland.blogspot.com/2018/09/cok-gec-olmadan-derlenip-toparlanmalyz.html Bakalım uyuyan güzeli öperek onu uykusundan uyandırıp, şeytanın kucağından indirecek bir prens ne zaman çıkacak? https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR