Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Necip CENGİL


SEVGİ VE GÜÇ ARASINDA

Bizim için hangisi öndedir; güç mü, sevgi mi?


Bizim için hangisi öndedir; güç mü, sevgi mi?

İşin teorisi ve gerçeği karşılaştırılsa ortaya nasıl bir tablo çıkar?

Türkülerimiz, şarkılarımız, ezgilerimiz, şiirlerimiz, özgün müziğimiz vardır sevgi üstüne; dinler ve ?vay be, ne güzel söylüyor, içime işledi? deriz. Çoğu yalandır bu söylemlerimizin, içimize filan işlediği yok çünkü insan kalmak diye bir derdi ihmal edenler olarak sevgiyi değil gücü severiz.

Gücü sever, gücü elde tutmak için çareler arar, gerektiğinde inancımızın onay vermeyeceği yollara bile başvururuz. Güç bende diyebilmek çoğu kişi için bir tutkudur.

?Siz insanlar arasında öne çıkan bir topluluksunuz, bunun sebebi; hakkı ayakta tutar ve adaletle işlerinizi yürütürsünüz? mesajını okuruz birbirimizin yüzüne ve bir büyü cümlesi gibi, belki tutar tarzıyla üfleriz. Zira bizim için önemli olan ?gücü? başkasına kaptırmamaktır. Adalet, özgürlük, eşitlik, kardeşlik değildir.

?Güç bende olsun da, gerisi önemli değil? deriz içimizden ancak aşikâr sözümüz kardeşlik, adalet, eşitlik, hakça paylaşım olur. Kendimizi aldatırız lakin bakışlarımız başka söyler; nasıl aldattın ama bak hepsi yarın tıpış tıpış ayağına gelecek, sana boyun eğecekler!

?Seversen dünya yangın yeri olmaz, insanlığı yok eden sevgisizliktir? diyemeyiz.

?Sevgi şifadır, nefretse zehir? diyemeyiz.

?Birbirinizi sevmedikçe gerçekten iman etmiş olmazsınız, kimse emniyette olmaz, ey Allah´ın kulları kardeş olun? mesajını okur üfleriz birbirimize fakat duruşumuz müraicedir ve şöyle der; böyle dediğime bakmayın, fırsatını bulursam ona dünya dar ederim!

?Yetki adil olanda değilse, haklının hakkı gözetilmiyorsa, emanet ehline verilmiyorsa artık kıyameti bekleyin? gibi mesajları üfleriz birbirimize ama kıyameti sadece ?hayatın tümden yok oluş günü? olarak alır, parçalanan toplumsal bağın, dağılan kardeşliğin, kutup buzullarının eriyişi misali eriyen birliğin yani bir adım ötedeki kıyametin de kast edilmiş olabileceğini düşünmeyiz.

Gücü elde tutmak için oyunlar oynarız, aldatırız lakin ?aldatan bizden değildir? mesajını da birbirimize üflemeyi unutmayız. Mürai duruşumuzun ortaya çıkmaması için bu üflemelerin önemli olduğunu düşünürüz.

Her topluluk birbirini aldatır; her biri ötekinden daha güçlü olmak ve onu ezmek peşindedir. Bu nedenle insanlık nefret kasırgasıyla savrulur, her defasında bir yere düşer, kalkar ve doğrulmak ister, yine topluluklar arası güç savaşıyla başka bir yere savrulur.

?Çekişmeyin, ayrılığı körüklemeyin yoksa gücünüz, sizi siz yapan bağınız dağılır? mesajını da üfleriz bir ötekinin yüzüne? Buradaki gücün aradaki bağ olduğunu düşünmek yerine, sadece bir takım maddi kazanım ve askeri yığınakları güç olarak görürüz, oysa devletleri de parçalayan ?çekirdeği bir arada tutan? güçtür, ünsiyettir, sevgidir, adalettir, eşitliktir, kardeşliktir.

Gücü elde etmek için birbirlerine tuzak kuranlar, o gücün sihriyle ne kadar yaşarlar, durup düşünmeyiz. ?Çok yaşayan yüze kadar yaşıyor, gel de bu rüyayı yor deli gönül? ifadeleri de bize ait fakat okur kendimizden geçeriz, kendimize gelmeyiz!

Oysa hepimiz aynı nefsiz, insanız; bedenlerimiz farklı olabilir, renklerimiz, dillerimiz, zengin veya fakirliğimiz yani görünen her şeyimiz birbirinden görece farklı olabilir, biz insanız! Sevgisizlik insanlığımızı öldürür, ölen insanlık da bedenleri öldürür, işkence eder.

Sevgisizliğimize bazen fikir ayrılıklarımızı, bazen inançlarımızı neden olarak sayarız oysa aynı fikri, aynı inancı savunduğunu söyleyenler arasında da Allah´ın murad ettiği sevgi tesis edilmiyor. Aynı dernek, aynı topluluk, aynı parti içinde hayatı mamur edecek sevgi olmuyor. Sevgi değil çıkarlar, kişilerin birbirlerine üstünlük sağlamak için fırsat kolladığı çıkarlar bir araya gelişin temeli olunca yapı baştan bozuk oluyor ve bunu fark edene kadar epey zaman geçiyor.

Sevgi yoksa rahmet size uğramaz.

Nice bir araya gelişin temelinde sevgi değil şehvet var. Şehveti sevgi zannedenler, o şehvetin doruğuna ulaşana kadar rol yapıyor ve sonra olanlar oluyor, engellenemiyor!

Anladın mı dostum, niye yerlerde sürünüyoruz?

Yerlerde sürünmemizin en önemli sebeplerden biri sevgisizliktir, şehveti sevgi sanmaktır.

Gücü seviyoruz; birbirimizi aldatmak için de ne kadar iyi ve güzel şey varsa, buluyor ve birbirimize üflüyoruz.

Bu mürailikten kurtulmamız lazım!

                                                                                                                                                                     

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR