Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


F. Yılmaz ALTUNÖZ


Sendikalar

Kuruluşunda ve sonrasında egemen güçlerce ötekileştirilen HAK-İŞ, özel sektörde var olma mücadelesini sürdürürken; konjektürel olarak siyasi havadan beslenerek, özellikle taşeron yasasından sonra belirli alanlarda temsil etme/edilme hakkını elde etmiştir


Sendikalar, sanayi devriminin beraberinde getirdiği kuruluşlardır. Sendikaların ortaya çıkaran sebepler; kısaca çalışanların devlet veya özel sektör olsun işverenlere karşı haklarının korunması olarak özetlenebilir. Çalışma şartlarının iyileştirilmesi/insanileştirilmesi, yeterli ücret ve diğer sosyal hakların elde edilmesi noktasında sendikalar önemli roller üstlenmişlerdir.

Yasal olarak memur sendikacılığının var olmadığı 1980´li yıllara kadar; TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, DİSK ve MİSK işçi sendikaları konfederasyonları ideolojik kamplaşma içerisinde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Ancak 12 Eylül darbesinden sonra MİSK bu alana veda ederken, DİSK milli olmayan ideolojik görünümü nedeniyle; çalışan geniş işçi kesimleri tarafından kabul görmeyerek minimize olmuştur. TÜRK-İŞ darbeli veya darbesiz dönemlerinde varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Ancak daha çok kamu iş yerlerinde örgütlü olan ve egemen güçlerle arası iyi olan TÜRK-İŞ özelleşmenin hızla artması sonucunda gücünü yitirmiştir.

Kuruluşunda ve sonrasında egemen güçlerce ötekileştirilen HAK-İŞ,  özel sektörde var olma mücadelesini sürdürürken; konjektürel olarak siyasi havadan beslenerek, özellikle taşeron yasasından sonra belirli alanlarda temsil etme/edilme hakkını elde etmiştir.

Memur sendikalarını sendikacılığın tarihi serüveni içerisinde; yani sendikacılığın doğuşu, ortaya çıkışı ve verdiği mücadeleler ekseninde değerlendirecek olursak; devlet tarafından örgütlendirilen ve üyelerinin aylık aidatı dahi devlet tarafından ödenen bu yapının sendika olarak değerlendirilmesi söz konusu olamaz. Olsa olsa bu yapının adı memur birliktelikleri olabilir.

Gelinen  noktada tüm sendikalar sendikacılığın doğuş felsefesi eleğinde elenmelidir. Üstte kalanlar emekten ve alın terinden yana mücadelelerini sürdürenler; yani sendika olarak adlandırılmalı. Diğerleri sermayenin; sarı ve kırmızı ikaz ışıklı  oto kontrol aracı olarak değerlendirilmelidir.

Bir sendikanın genel kurulunda gündeme gelmesi gereken konular öncelikle; çalışanların örgütlenme, ücret ve sosyal hakları olmalıdır. Gayrisafi milli hasıla içerisindeki payları ve siyasi iradenin ve işverenlerin gözünde emeğin yeri konuşulmalıdır. Sendikasızlaştırma operasyonlarının boyutu değerlendirilmelidir. Çalışan mültecilerin ekonomiye katkısı ve sömürü durumları konuşulmalıdır. Türkiye ve dünya ekonominin gidişatı ele alınmalıdır... Peki işçi sağlılığı ve iş güvenliği; iş kazaları ve ölümleri...

Eğer bu ve benzeri konular bir sendikanın genel kurulunda gündeme alınmıyorsa; çalışanlarının Oto kontrol aracına bindirildiği söylenebilir!

 

 

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR