Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Nevzat KAYA


Okumaya Başlarken

Sonra iş okumaktadır artık. Okumayı öğrenmek ise, "sanatların en zorudur" der sözün sahibi. Ekmek nasıl bedeni beslerse okuma da "insan olmanın gereğini" öğretir.


?Hikâyesi çoktur insanın. Okuması da hikâyelerinden bir hikâyedir. Çağın hızına, gelişmişliğine, tüketiciliğine rağmen okumak ama neyi, niçin okumak?" der, Üstat Duran Boz. 
 
Doğru ya! Sırf zaman geçireyim diye okunmaz ki. Bilakis bir anlamı, amacı olmalı okumanın. İnsanın hayatına, yaşantısına bir şey katmayacaksa ne önemi kalır okumanın. Aksi halde "sırtında yük taşıyan uzun kulaklı bir mahkuka döner" der, Yüce Kitap. 
 
Duran Boz, "Okuma Hikayeleri" kitabının önsüzünde şöyle başlar söze: "Her insanın bir hikâyesi vardır sonuçta. Okuma Hikâyeleri´ndeki metinlerin her birinden tutkuların en asiline sevdalanan beyinlerin ürpertisi süzülür. Hülyalara açılan bir yüreğin ilk çırpıntıları görülür bu metinler toplamında. Çeşitli deneylerden geçerek okumak ülkesine ram olan bu seslerin hepsinden öğrenilecek güzellikler vardır. Bu güzellikleri paylaşmak, yeni güzelliklere kapı aralamak gayretini göstereceklere bir pusula olsun amacıyla, söz konusu metinler bir araya getirilir. Böylece bu yazıların her birinden taşan okuma deneyimleri içselleştirilerek yeni yaşantılar örülebilir. Yeni yollara, yeni yolculuklara başlanabilir.?
 
Yine bu kitapta; Yazarların okumaya ne zaman, nasıl, ne şekilde ve hangi sebeple başladıklarına; ilk okudukları kitaplarla, kendilerini en çok etkileyen, allak bullak eden, hayatlarını yönlendiren ve değiştiren kitapların hangileri olduğuna, okuyarak kendilerini nasıl fark ettiklerine, ruh bulduklarına, okuduklarından hareketle okuma yazma alışkanlıklarının nasıl başladığına, bunun nasıl devam ettirildiğine yer verilmiştir. Böylece hemen hemen her okurun işine yarayabilecek nitelikte bir okuma rehberi ortaya çıkmıştır.
 
Evet, anlatım zenginliğine önem veren, yeni anlatım  imkanlarını önümüze seren, böylece düşünsel ufkumuzu geliştiren yazılar olmalı. Birşeyler karanalacaksa, yazma isteği ve hevesi olanlar için ufuk açacak metinler ortaya konmalıdır..!
 
İyi yazma bir dekorasyon değildir, bilakis bir mimarlıktır. Kelimelerin örgüsünden çıkmış, bir anlam ifade eden, düşünceyi harekete geçiren, bir gayeye yönelten, insanın içindeki donmuş değerleri bir balta gibi parçalayarak "insanın içindeki değeri" ortaya çıkaran her yazı, üstün bir sanat eseridir. 
 
Sonra iş okumaktadır artık. Okumayı öğrenmek ise, "sanatların en zorudur" der sözün sahibi. Ekmek nasıl bedeni beslerse okuma da "insan olmanın gereğini" öğretir. 
 
Okuma, tutkuların en asilidir. Sahtelikten uzaklaşan gerçek bir sevdadır. Sessiz öğretmenlerimiz olan kitaplardan anlam öğrenmektir. Anlamı olanın umutsuzluğu susar, imkansızı yok olur gider. Yani anlam, "umuttur, her daim imkandır" deriz.
 
Okumak, insanı geçmişe götüren, geçmiş yüzyılların en büyük insanlarıyla konuşmak gibidir. Adeta yalnızlığın türküsünü bize çalan bir bağlamadır..!
 
Sonrası düşünmedir. Çünkü okumak zihni sadece bilgi malzemesiyle doldurur. Okuduğumuzu bize mal eden ise düşünmedir. Çünkü her cümle zihnimize gerçekleri çakan bir çivi gibidir. 
 
Ne bilsin insan. Belki de bir damla mürekkep, bir milyon kişiyi düşündürür. Şayet okuyorsa ve düşünüyorsa insan, bulur her daim doğru olanı. Her okudukça da daha az bildiğinin farkına varmayanın okuması boştur. Zira  boşuna, "az bilmek için, çok okumak gereklidir" denilmemiştir. 
 
"Cahilin yüz faydası, bir zararını karşılayamaz" diyen Nasır-ı Hüsrev´in işaret ettiği gerçeği, insanın ilgisine bağlayıp, böylece bu ilgileri ikna edecek bir metnin ve okumanın nasıl olması gerektiğiyle ilgili kafa yoran, okuma hikayeleri ile yazma hikayelerini ortaya koyup, bundan nasıl faydalanabilirimin yolunu ortaya koyan Duran Boz´un, bu noktada çok özel bir okuyucu kitlesine hitap ettiği, yeni bir dil ve üslup yakaladığı açıkça görülür. Öyle ki, okudukça bu dil ve üslubun dışında hissedebiliriz kendimizi. Elbette o da bizim birikim ve kaygılarımızla ilgilidir..!
 
Haliyle "Oku" diye başlayan ilahi emrin niçinlerini, nasıllarını ve amaçlarını ortaya koyacak bir cevap verişin yorumunu ortaya koyacak her uğraş ve çaba takdire şayandır. Neyi, niçin mi okuyalım demiştik? Elbette hidayeti, hayatı, gerçeği, doğruyu, iyiyi ve tüm güzellikleri anlamak, anlatmak, yaşamak ve yaşatmak için!!!

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR