Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


F. Yılmaz ALTUNÖZ


Mihne, Engisizyon, Aforoz

Müslümanlar vahiy ve tarih bilinci ekseninde küresel şiddet türleri ve İslam soslu seküler/laik kurum ve yapılanmaların mihne girişimlerinin farkında olmak zorundadırlar.


Son bir yıl içinde  ilahiyatcı Dr. İhsan Şenocak, Prof. Dr. Ömer Faruk Beşer ve ilahiyatcı-yazar Nurettin Yıldız başta olmak üzere; üretken beyinler mihne, engizisyon ve aforoz şiddetiyle karşı karşıya kalmışlardır. Onların üzerinden Müslümanların en doğal insani ve islami talepleri bastırılmak isteniyor. Küresel şirk sisteminin aktörleri/güç paydaşları zihinsel ve toplumsal mühendislik faaliyeti yürütmektedirler. Medeniyetler arası çatışma projesini yürütenler, medeniyet içi çatışmayı pratiğe indirmek istemektidirler.    

 

Mihne, Engisizyon ve Aforoz uygulamalarının tarihte kaldığını söylemek büyük hata olur. Uygulamaların farklı şekillerde yeni kavram/isimler altında ve yeni taraflar/güç odakları arasında devam ettiğini söylemek mümkündür.

Mihne;  Abbasi Halifesi Memun´un Mutezile´nin Kur´an mahluktur öğretisini zorla benimsetmek amacıyla 833´te başlattığı ve bazı âlimlerin sorguya çekilerek eziyet edilip hapsedilmelerine ilişkin olaylara verilen ad.

Engisizyon; Katolik kilisesinin dini inançlara karşı gelenleri cezalandırmak amacı ile kurduğu kilise mahkemelerine verilen addır. Mahkeme sadece kilise mensuplarını yargılamakla kalmıyor, dinsizleri yakalayıp cezalandıran bir ceza mahkemesi görevini de görüyordu.

Aforoz; Yahudiler ve Hıristiyanlarda belirli suçları işleyen kimselere uygulanan sürekli veya geçici toplum dışına çıkarılma cezası. Önceleri yüzlerce aforoz edilme nedenleri varken sonraları bu sayı azaltılmıştır. Onlardan; İnancın büsbütün yitirilmesi ya da kilise doktrinine aykırı inanç taşımak, papaya fiilen saldırıda bulunmak öne çıkanlar arasındadır .

Mihne İslami litaratüre ait bir kavramdır. ?Isırıcı melikler? döneminde ortaya çıkan ve meliklere itiraz eden; ilahiyatcı/fakih/ilim adamlarına karşı yürütülen şiddet türüne verilen bir isimdir. O dönemde yasama, yürütme ve yargının kaynağı olan resmi otorite ısırıcı melik/halifeler kendi iradelerine aykırı görüş beyan edenleri farklı şekillerde cezalandırmışlardır.  Otoritenin yanında olmayanlara, resmî görev verilmemesi ve şahitliklerinin kabul edilmemesi, sorguya çekilmeleri, kırbaç cezasına çarptırılmaları ve hapse atılmaları gibi cezalar verilmiştir. Bunlara en çarpıcı örnek olarak; İmam Ahmed b. Hanbel ve İmam Ebu Hanife verilebilir. Ancak ısırıcı meliklerin/halifenin isteği doğrultusunda cevap veren düşünce insanları/fakihler/ilim adamları serbest bırakılmıştır. 

Sultanlar/krallar ortaçağda gücün mutlak temsilcisiydiler. Fransız devriminden sonra ise gücün/iktidarın paylaşımı söz konusudur. 21. yy´da ise güç oligarşik biçimde paylaşılmıştır. Siyasi iktidarlar, muhalefet partileri, ordu, yargı, üniversiteler, medya, sermaye ve az da olsa STK´lar gücün paydaşlarıdır. Bu güç odakları bazen tek vucut olarak bazen de olması gereken boyutta güç oluşturarak; kendi iradelerine aykırı düşünce ve girişimleri durdurmak ve hayat hakkı tanımamak için bir araya gelerek; mihne, engisizyon ve afroz şiddetini uygularlar.

Türkiye´de şiddetin bu üç türünün olduğunu söylemek mümkündür. Üstelik şiddetin bu türevleri Müslüman düşünür, ilim adamı, ilahiyatcı ve kanaat önderlerine karşı sürdürülmektedir. Bir İslam ülkesinde mihne anlaşılır ama engisizyon ve aforoz nereye konulur denilecek olursa; dünyanın küresel bir köy haline gelmesi sonucu; bu köyde engisizyon ve aforzcuların bulunması kaçınılmazdır. Yereller mihneci diğerleri küresel!

Son bir yıl içinde  ilahiyatcı Dr. İhsan Şenocak, Prof. Dr. Ömer Faruk Beşer ve ilahiyatcı-yazar Nurettin Yıldız başta olmak üzere; üretken beyinler mihne, engizisyon ve aforoz şiddetiyle karşı karşıya kalmışlardır. Onların üzerinden Müslümanların en doğal insani ve islami talepleri bastırılmak isteniyor. Küresel şirk sisteminin aktörleri/güç paydaşları zihinsel ve toplumsal mühendislik faaliyeti yürütmektedirler. Medeniyetler arası çatışma projesini yürütenler, medeniyet içi çatışmayı pratiğe indirmek istemektdirler.     

Müslümanlar vahiy ve tarih bilinci ekseninde küresel şiddet türleri ve İslam soslu seküler/laik kurum ve yapılanmaların mihne girişimlerinin farkında olmak zorundadırlar.

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR