Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Seyit Ahmet UZUN


Kâr Kapısı Atatürk!

Yanmaz kefenlerle, parsellenen cennetlerle dini istismar edenler ne kadar yoz ise herhangi bir kişi veya kurumu da istismar edenler o kadar yozdur.


Krizin halkı vurduğu bir memlekette bir kitap 2500 TL´den satışa sunuluyor ve üç saat 25 dk gibi kısa sürede tükeniyor. 
 
Ya bu insanlar bu ülkenin vatandaşı değil ya da ülkede kriz yok. 
 
Ve üstelik kriz var diyerek vaveylâ koparanlar da bunlar. Din istismarcıları din üzerinden rant elde ederek dini kazanç kapısı gördüklerinde haklı tepkilere eyvallah demek boynumuzun borcudur. Yanmaz kefenlerle, parsellenen cennetlerle dini istismar edenler ne kadar yoz ise herhangi bir kişi veya kurumu da istismar edenler o kadar yozdur. 
 
Son aylarda tamamen ticari bir metaa dönüştürülen Mustafa Kemal Atatürk, belli bir camianın kâr kapısına dönmüştür. 
 
Yılmaz Özdil bu işi iyi kıvırmakta. Çocuklara Mustafa Kemal büyüklere Mustafa Kemal, özel kutularda Mustafa Kemal... 
 
Atatürk sevenler sevilmez mi? Hele böylesine büyük kazanç kapısıyken, hiç sorgulamadan teklifsiz 2500 TL verilirken Atatürk sevilmez mi? 
 
Dogmatik diye dine karşı olanlar bu anlayışa, bu anlayış üzerinden istismara, kişilerin kullanılmasına, kutsallaştırılmasını yargılamayacaklar mı? 
 
Bol kazançlar Özdil!  
 
BAŞÖRTÜSÜ VE ÖZGÜRLÜK 
 
Son yıllarda başörtüsü farklı şekillerde gündem olmaya devam ediyor. Sibel Eraslan, başörtülü kızların örtülerini çeşitli nedenlerden dolayı açtıklarını ve bu şekilde özgürlük talep ettiklerini dile getirmekte. Başörtüsünü terk ettikten de sonra kolaylaşan yaşamlarını dile getirmeye başlamışlar. 
 
"Gezi olaylarından sonra başını açmaya karar verenler... Kürtlere yapılan eziyetlerden sonra açılanlar... Kürtçe yasak olduğu için açılanlar. Eşcinsellerin insan yerine konmadığını düşündükleri için açılanlar... Erkek arkadaşlarıyla aynı yataktaki resmini paylaşanlar. Özgürlüğü, serbest cinsel ilişkiye indirgeyenler..."
 
Sibel Erarslan duyarlı bir yürek olarak bu durumu sorgulamakta ve son söz olarak inancımıza yapılan saldırıya sessiz kalamayacağımızı belirtilmektedir. 
 
Evet başörtüsü yaşamı zorlaştıran değil kolaylaştıran bir değerdir. Kişi inanıp inanmamakta özgürdür. Ve özgürce başörtüsünü benimseyen kızlarımız da özgür bir ruh olarak her türlü köleleştirme faaliyetine karşı Allah´a kul olma onuruyla yaşamlarını sürdürmektedirler. 
 
Son yıllarda yozlaşan bir örtü sorunu olduğu inkar edilemez bir gerçekliktir. Ancak yozlaştıranlar var diye inanan kızların onuru olan bu değerin itibarsızlaştırılmasına da sessiz kalınması söz konusu değildir.
 
Kapitalizm çarkına, tüketim çılgınlığına,  insanın metaa haline getirilmesine karşı en büyük dayanaklarımızdan birisi; inancın şekillendirdiği başörtüsüdür. 
 
Her şeyde olduğu gibi bu konuda da felsefesini kaybettiğimiz değerimizin içi maalesef boşaltılmaktadır. İnanç bir tercih meselesidir. Dileyen inanır dileyen inkar eder. Ama inanan insanın inandığı gibi yaşaması ve tüm ayartmalara karşı duruş sergilemesi onun özgürlüğünün en büyük göstergesidir. 
 
Başörtüsü, Allah´ın emrettiği şekilde gerçekleştirilmesi durumunda en büyük özgürlük abidesidir. 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR