Kelimelerden en çok hüzün yakışır sana çocuğum!
Bir parkta oynarken, gülüşüne dünyalar değerdi. Sen gönlümüzün gökkuşağıydın. Seninle renklenirdi gönül gökyüzümüz.
Ve şimdi renkleri soldu yüreğimin.
Karanlık hem de kapkaranlık. Senin çığlığınla irkiliyor damarlarım. Damarlarımın dehlizlerinde damlayan göz yaşlarında boğuluyorum.
Parka çıkamaz oldu çocukluğum, büyüklerin umarsız dünyasında sessiz çığlıkların yankılanırken.
İhanet en yakınından gelirmiş bilemezdin. Bilemezdin, babalığın ulvi duygularının alçaklığın sınırsızlığında alçaklaşacağını.
Yaklaşmasını sevgi sanırdın.
Dokunuşlarını ise bir güvercinin naif kanatlarındaki tatlı bir masumluk sanırdın. Oysa ne ihanetler saklarmış karanlık yüreğinin hücrelerinde.
Sen gözleri ömre bedel çocuğum, senin kapanan gözlerinde ömrüm anlamını yitirdi.
Ve insan olduğuma utandım biliyor musun, bunu yapanların sözde insan sınıfından oluşundan.
İnan çocuğum, ben, bir insanın ölümünden ve öldürülmesinden dolayı çok acı çekerim. Savaşları hiç sevmem çünkü insanlar ölüyor, çocuklar yetim kalıyor diye.
İdamlardan hiç hazzetmezdim bir insanın yaşamına kastediliyor diye.
Ama Sadi Şirazi ne güzel söylemiş:
?Keskin dişli kurtlara acımak, koyunlara zulümdür.?
Senin gökkuşağını söndürenin Azrail´i olmak, insanlığın, masumiyetin, saflığın, nevruzun, çocukluğun doğuşu olacaksa varsın adım Azrail´e çıksın ne yazar!
Senin sessiz çığlıklarında insanlık ölüyor çocuğum, biz, insan diye yaşayan zombilerin dünyasında.
Bir tarafta savaşlarda ölüyorsun babasızlığın boynu bükük dünyasında, diğer tarafta ise yetişkinlerin süfli arzularının çirkefliğinde.
Sana ölüm değil çocuğum, yaşamak yakışır.
Sana karanlıklar değil aydınlık bir gelecek yakışır.
Sessiz çığlıkların dehlizlerinde korkuyla yaşamak değil kırlarda, parklarda doyasıya eğlenmek, gülmek, sevimli taylar gibi, neşeli oğlaklar gibi oradan oraya zıplayarak oynamak yakışır.
Senin sevgini karartanların Azrail´i olmayan yürekler felçli, senin gülüşünü solduranların Azrail´i olmayan ruhlar ölü, senin neşeli sesini kısanların Azrail´i olmayanlar cenaze namazı kılınmış insanlıktır.
Senin acı çeken çığlıklarına duyarsız kalacaksa bu yürek, al Allah´ım al beni de yanına ki acılarına şahit olmayayım masum yavruların.
?Güzel günler göreceğiz çocuklar
Motorları maviliklere süreceğiz
Çocuklar inanın inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler? Nazım Hikmet Ran
Bu duyguları sizinle yaşamayı ne çok isterdim çocuklar ne çok isterdim. Birlikte denizlerin maviliklerine açılmayı, sahillerde yakamozların ışıltısında oynamayı ne çok isterdim. Yüreğimi sizlere uçurtma yapıp gökyüzünün maviliklerinde uçurtmayı ne çok isterdim. Büyük bir coşkuyla kırlarda koşmayı, avazımız çıktığı kadar bağırmayı ne çok isterdim.
Ancak şimdi kelimelerimde tek bir renk var: karanlık.
Ve tek bir duygu var: hüzün
Ve kelimelerden en çok hüzün yakıştı sana çocuğum.
Üzgünüm, sana baharı yaşatamadığım için çocuğum!