Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Sait ALİOĞLU


İslâmcılık ve İslâmî hareketçilik?

İslamcılık gibi ´efradını cami, ağyarını mani´ bir temele sahip olmadığı görülen İslami hareketçiliğin ise, külli bir eleştiriye tabi tutulması çok rahatlıkla icap ederdi.


06. 08. 2018 Pazartesi

İslamcılık, günümüz Türkiye´sinin de kendi müktesebatı içerisinde tarihi, dini ve kültürel bir mirasın merkezi olan Osmanlı üzerinden dönemin, bu işle iştigal etmiş bulunan aydın ve entelektüellerinin, sultanı ikna çabasına dayanan bir yapıya havi idi. 

İslâmî hareketçilik ise, bunun tersine, İngiliz sömürgeciliğine karşı ilk dönemlerde verilen haklı ve anlamlı mücadelenin, büyük oranda teknokrat ve şiddet olgusuna sahip hendesecileri, yani bir nevi toplumsal mühendislik için, kendi adlarına amade olan zevat tarafından, o da 20 yüzyılda revaç bulan Marksist yapılanmalardan ilham alınarak ortaya konmak istenen çabaları içermekteydi.

Günümüze geldiğimizde, salt bir insani ve zihni çaba olan İslamcılığın Kur´an´ın öngörüp hayatta uygulanması emredilen ilkeleri dışında asla değişmez bir sabitesi olmadığından dolayı, o da kendine yetmezlik anında bir sorgulamaya tabi tutulması gerekirdi.

Bu böyle olduğunda, İslamcılık gibi ´efradını cami, ağyarını mani´ bir temele sahip olmadığı görülen İslami hareketçiliğin ise, külli bir eleştiriye tabi tutulması çok rahatlıkla icap ederdi.
Anlaşılan o ki İslamcılık, yeri geldiğinde ve fırsat ele düştüğünde, kendi fabrika ayarlarına dönmeyi düşünen şeklen İslamcı, ama içerik olarak ve gizli bir ajandası bulunduğu düşünülen zevatı, yani İslami hareketçinin, bir dönem için kendini kamufle etme perdesi olarak işleve sahipti.

Halbuki böyle olacağına, mevcut iktidara, özgürlük vadettiği dönemlerde ve onun Suriye politikaları üzerine balıklama atlayan, ama yeri geldiğinde ise, iktidarın giderek sisteme, eskisinden daha çok entegre olduğu dönemlerde ondan, ya tamamen, ya da taktik gereği uzaklaştığı görülen bu yapıların, iktidara yakın durmayacak olsa da- zaten durmak zorunda değildiler- onun yerine, tekrardan İslami hareketçiliğe yönelme emaresi göstermeleri, gelecek açısından pek sağlıklı durmayacaktı.

Neden? dersek; iktidarı benimsemiyor ve var olan rejime de uzak iseniz dahi, ayağı yere basmayan salt evrenselci(ümmetçi) bir bakış açısı ile hareket ettiğinizde, yapacağınız tercihiniz sizin geleceğinizi de belirleyecekti.

Sadece fili olarak değil, düşünsel olarak da şiddet olgusundan uzak durmanız, geleceğiniz açısından, sizi varolan iktidarla ve iktidarlarla ve de sistemle bir dostluğa götürmese dahi, İslamcı olarak ayakta kalmanızı sağlayacak ve sizi her zaman şiddet dışı alternatifler arayan makul ve müspet bir çizgiye sahip olarak, geleceğinizi kurmanızda size büyük avantajlar sağlayabilecekti?

Yoksa mebzul miktarda Mısır coğrafyasında, örgütler bazında görülen toplumsal yok oluşları yaşamak içten bile değildi.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR