Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Enes TARIM


İslam Eman Yurdudur!

Kur´an, gölgesinde yaşayan, barınan, nefes alan her düşünceden ve dinden bireyi özgürleştirir. İslam toprakları, rahmet rüzgarlarının estiği, esenlik dağıtan, diriliş muştuları müjdeleyen bir özgürlük yurdudur.


Kur´an, gölgesinde yaşayan, barınan, nefes alan her düşünceden ve dinden bireyi özgürleştirir. İslam toprakları, rahmet rüzgarlarının estiği, esenlik dağıtan, diriliş muştuları müjdeleyen bir özgürlük yurdudur. Orada herkese adaletle muamele edilir ve tüm haklar teminat altındadır. Ve İslam, sunduğu tafsilatlı, mükemmel insan hak ve özgürlükleri yüklü içeriği ile çağlar boyu tüm beşeri sistemlere meydan okur?

Tevhidi ruh, asırlar önce siyahi bir köleyi İslam ordularının başına getirerek, ezilenleri, dışlananları ve mazlumları koruyan geniş bir insan hakları manzumesi sunarken; tüm dünya bugün dahi bunun çok uzağında. Kur´an, her türlü ayrımcılık ve adaletsizliğin zirvesinin yaşandığı 1400 yıl öncesi bir demde ?tüm insanlar doğuştan günahsızdır ve eşittir? diye haykırmaktaydı. O eşsiz mesajda, rengi dili, dini, ırkı ya da kavmi ne olursa olsun herkes eşit hak, yaşam ve özgürlüğe sahipti.

Can, mal, ırz kutsaldı ve adalet dünya hayatının temelidir: (4/58) /Özel yaşam alanları ve mekânlar özgürdür, koruma altındadır ve mahrem alanlara izinsiz girmek yasaktır: (24/ 27-28) /İnsana tüm hakları verilmiştir ve kabile, renk, cins, statü ayrımı yalnız onda yoktur: (49/ 13) /Başkalarına zarar vermedikçe kimin neyle uğraştığıyla ilgilenmek yasaktır. (49/ 12) /Kimse başkasının yaptığından sorumlu tutulamaz. (6/ 164) /Kimsenin malı haksız yere gasp edilemez: (4/ 29) /Herkes inancını açıklama hakkına sahiptir ve inanıp inanmamakta özgürdür: (2/ 256) /Dinde zorlama yoktur, isteyen iman eder, isteyen de küfrü tercih eder. Kimse düşüncelerinden ötürü zorlanamaz:  (16/ 125) (18/ 29) /Kişi baskı ya da zorlama olmadan doğru ya da yanlışı seçmekte özgürdür: (10/ 99) /Bir insan Kur´an´da batıl olarak tarif edilen bir inanca sahip olsa dahi, İslam topraklarında huzur ve barış içinde yaşayabilir, ibadetlerini özgürce yapabilir: (109/ 2-6) /O herkesin özgürce ibadet edebildiği, inançlarının gereklerini yerine getirebildiği bir toplum modeli öngörür: (22/ 40) /O, müşriklere dahi, yasak ya da baskı yerine özgür düşünmeye çağırarak sorular sorar. (30/ 9) ( 2/ 259) / Kur´an´ın muhaliflere tanıdığı düşünce özgürlüğünü, dünyada hiçbir düzen ya da siyasal rejim tanımamıştır. Kur´an´ın muhalif düşünceye yaklaşımı açık ve meydan okuyucudur: (11/ 13) (10/ 38)?

***

Kur´ani düşünceyi kavrayan insan, düşünce ve zihin dünyasında özgürleşir, prangalarını parçalar, başkalarını hoşgörüyle karşılar, farklı inanç sahiplerine saygılı olur. Kuran, hakkında şüpheye düşenleri mahkûm etme yerine, serbest düşünce yolunu ardına kadar açma üslubunu benimsemiştir. Yıkmadan, yakmadan, saldırmadan, öldürmeden düşünce planında ve tebliğle, iğdiş edilmiş beyinleri özgürleştirmek için mücadele esastır. İslam yurdunda herkes çalışma, kazanma ve siyaset yapma hakkına sahiptir. Eğitim ve öğretim özgürlüğü vardır ve herkes öğrendiğini başkalarına öğretme hakkına sahiptir. Zulüm ve işkence yasaklandığı gibi zalimlere karsı çıkmak da övülmüştür.

Ancak ne yazık ki, çok açık ve net olmasına rağmen, Kitabın mesaj ve temel argümanlarına, bağlılarınca doğru okumalar yapılamaması, temel insan haklarına saygılı ve özgür düşünceli olması gereken mensuplarını, muktedir oldukları coğrafyalarda, gayrı adil hükmetmeye sürükleyebilmekte. Müslüman yöneticiler, hâkim oldukları alanlarda, muhalif bakış açılarına tahammül gösterme bir yana, özgür düşünceyi önleyici her türlü zorbalığı yine İslam adına meşrulaştırabilmekte.

Ve belki de bu çarpık düşünce ve baskıya meyil, inançlarının gereği olan Kitabın hükümleri ile değil de, tağuti hükümlerle hükmetmek mecburiyetinde kalışlardan kaynaklanmakta. Bugün koyu mezhep taassubu ile tüm İslami yönetim iddiasındaki ülkelerde muhalif olmak, özgürlükten men edilmeyi ve hatta asılsız ithamlarla dar ağaçlarında sallanmayı gerektiriyor. Müslümanların yaşadığı her coğrafyada, koyu faşizmler yaşanıyor ve yönetimler halkları korku, baskı ve yıldırma politikaları ile yönetiyor. Beşeri sistemlere ortak olmak ve nemalanmak, İslam´ın özgürlük ve adalet ruhundan uzaklaşıp, baskıcı totaliter düşünceleri güçlendirerek, yasakları meşru görmeye sürüklüyor. Kur´ani değerlerin yitirilişi, kabilecilik/bedevilik ruhunu canlandırarak, dini, salt kitabın arasındakileri ezber ve tekrardan ibaret algılara yönelterek, tevhidden uzaklaştırıp vehimlerimizin esiri yapmakta. Gayrı İslami düşünceye zihinlerde alışkanlık kazandırmak, kötülüğü, münkeri ve isyanı zihinlerimizde hoş gösterip bizleri Allah´tan, adaletten ve hikmetten uzaklaştırmakta.

Unutmamak gerekir ki, İslam topraklarında ?İnsan hakları, barış, özgürlük ve adalet? gibi kavramların gelişmesine en çok Müslümanların ihtiyacı var. İktidarlar, kısıtlayıcı değil, özgürleştirici ve müşfik olmalı. Ve sisteme ortak olanlar, her iktidarın geçici olduğu bilinci ile geçmiş sistem dışı ve muhaliflik günlerini unutmayarak daha çok empati yapmalı?

Selam ve dua ile?



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR