Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Aziz DARICI


İdeoloji ve İslam Coğrafyası-4

En büyük siyasetçi Allah´tır. Bunu ?Kayyum? Esması ile yapar. Bütünleştiricidir. Hak ile, hikmetle yapar. İslam´da siyaset insanın hayrına, yararınadır.


İdeolojilerin insanların zaaflarından hareketle, temel yaklaşımlarında kalmıştık. Devam ediyoruz?

5- Kıskançlık ve Çekememezlik: Kardeşine  tahammül edemeyen, kendi değerlerine yabancı olanlara hoşgörü yaklaşımı. İdeolojiler batı ürünü olduğu için batının  genetik kodlarını taşır. Batı ben merkezci bir insan tipini tasavvur eder. Biz kavramı ancak toplumsal olarak en fazla ?ırk? olarak karşımıza çıkar. Söz konusu kendisi olunca ben, toplumsal olarak biz olunca ırk. Batı tarihini okuduğunuzda durumun böyle olduğunu görürüz. Kur´an da insanların düştükleri hasetçiliğin boyutlarının na kadar vahim olduğunu şı ayetle açıklıyor, ?  Hiç şüphesiz din, Allah Katında İslam´dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah´ın ayetlerini inkar ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir.   [Ali İmran Suresi, 19]  Müslümanlıkta   ise ben kavramı sadece birey olarak Allah´a kullukta sorumluluk bazında kullanılır, yoksa Kur´an Müslümanların biz dilini kullanır ve ister. Dualarımızda böyle değil mi?  İslam toplumu batı kültürün etkisi altına girince aynı batı  mantığı  çerçevesinde hareket etmeye başladı. İdeolojiler bunu çok iyi değerlendirdi. Saflarımızı bozarak bizi ayrıştırdı, ümmet kavramının içini boşalttı. Artık Müslüman deyince bütün dünyada yaşayan Müslümanlar değil, Türk Müslümanlığı, Kürt Müslümanlığı, Arap Müslümanlığı vb. geliyor.  Bunu gidermenin yolu , ?Gerçekten, sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse bana ibadet ediniz.   [Enbiya Suresi, 92]? Ayetini hayata geçirmek., ümmet dilini konuşmak, Müslümanlık isminin arkasına, önüne herhangi bir şey koymamak.

6- En revaçtaki modern put ?Irkçılık: İdeolojilerin beslendikleri ana damar budur. Temel besin maddesi. Nedeni üzerinde bir çok şey söylenebilir. Ama günümüzde en problemli mesele, İslam´a en büyük zararı veren kavram olduğu muhakkak. Batının bizlere bıraktığı armağan! Büyüklenme duygusu. Kendini yüceltirken  diğerini küçültme psikolojisi. Kur´an da bu durumu gösteren sahneyi hatırlamışızdır herhalde. İnsanın kendi elinde olmayan unsurları kendi tekeline alıp; özelleştirmesi. Devlet eliyle yapılacaklara göz dikmesi. Rol çalma, yetki gaspı, en önemlisi doğallıktan kopuş.

İdeolojilerin babalarının arayıp ta bulamayacakları, para verip de alamayacakları şey.  insanlar kendi rızasıyla ?ırkçılığa? merhaba dedi. Bu batıda izah edilebilinir. Zaten batı ırkçılığı üzerinde doğmuştu. Kendi dinlerinde bile böyledir. İdeolojik dinler ürettiler. Sınırlar çizdiler. Ama İslam toplumunda nasıl izah edilecek. Oysa Hz. Peygamberimiz Veda Hutbesinde ?Rabbiniz bir olduğu gibi, babalarınız, dininiz ve Peygamberiniz de birdir. Arabın Aceme, [Arap olmayana] Acemin Araba üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızının karaya, karanın kırmızıya üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir? ilahi referanslı öğretisi varken; Müslümanlar ?ırkçılık? rüzgarına kapıldılar. Hz. Peygamberin son öğretisinde geçmesi, anlaşılan Hz. Peygamberin insanın zaaflarını çok iyi bilmesinden kaynaklanıyor.

Bizde ideolojik ırkçılık Emevilerin hediyesidir diyebiriz. Başka toplumlarda da var olmuştur. Ama Emeviler gibi İslam toplumuna etki etmemiştir. Modern zamanda Emevileri takip eden nice Müslümanlar topluluklar oluştu. Allah bir olan dedikçe, Müslümanlar tam tersi ayrı olmayı daha makul gördüler. Her ırk Müslüman da olsa kendini genetik kodlar üzerinden tanımlıyor.? Türk olsun bizim olsun? , ?Bir Türk dünyaya bedeldir?, ? Ne mutlu Türk´üm diyene? sloganları İslam coğrafyasında zuhur etti. Sakın diğer milletteki  kardeşlerimiz kendilerinin temize çıkarmasınlar. Onlarda kötü bir kopya halinde aynı mantıkta yürümektedirler ve aynı dizeleri söylemektedirler.

  Sonuçta bu iş kime yarıdı derseniz, cevabınız İslam ise söyleyecek sözümüz yok. Değil ise Allah´ın kelamına kulak verelim, ?Hepiniz birden Allah´ın ipine yani Allah´ın kitabına sımsıkı sarılın, sakın ayrılıp bölünerek kitap bir yerde siz bir yerde olmayın. Allah´ın size verdiği nimetlerini hatırlayın. Siz birbirinize düşman iken, kalplerinizi nasıl uzlaştırdı da O´nun bu nimeti sayesinde kardeşler oldunuz. Siz ateşten bir çukurun kenarında bulunuyordunuz da, sizi ondan kurtardı. İşte cennete götüren doğru yolu bulasınız diye, Allah ayetlerini böylece açıklar.? (Ali İmran 130)

7- Ayrıştırıcı siyaset ?Politika? : İdeolojiler toplumu ayrıştırıcı bir unsur  olarak siyaseti çok kullanır. Demokrasini vazgeçilmezi olarak sunulur. Tabi buradaki siyaset dünyayı imar ve ıslah adına yapılsaydı elbette hayırlı olurdu. Ama ideolojilerin böyle bir derdi yok. İnsanların zihinlerini bulandırma adına bir ?politika?  geliştirdiler ve buna da siyaset dediler. Yalanı dolanı meşrulaştırdılar. Vaatlerle kitleleri kandırdılar. Medya ile insanların gözlerini boyadılar. Dini değerleri kullandılar ama hiç uymadılar.  Bunu tüm dünyada uyguladılar. İslam toplumunda ise sözde bizden olanların eliyle uyguladılar. İslam toplumunu politik çıkarlarına kurban ettiler.

   En büyük siyasetçi Allah´tır. Bunu ?Kayyum?  Esması ile yapar. Bütünleştiricidir. Hak ile, hikmetle yapar. İslam´da siyaset insanın hayrına, yararınadır. Hile, yalan, dolan, ırkçılık üzerinde siyaset yapılamaz. Beni mutlu eden herkesi mutlu etmiyorsa kabul edilemez. Hz. Peygamber (s.a.s.), "Sizden biriniz, kendisi için istediğini din kardeşi için de istemedikçe gerçek anlamda iman etmiş olamaz"  hadisini iyi anlamak gerekir. Evrensel bir vicdan oluşturmak, evrensel değerlerle mümkündür. Buda ancak Kur´an da ve Hz. Peygamberin misyonundadır.

8- Gerçek hayattan Kopuş ? Sanal Ortamlar?: İnsanın doğal yapısı olan fıtratına uygun yapmadığı her şey arıza çıkarır. İnternet ve ona bağlı olarak sosyal medya gençlerimizi (hatta bizleri) gerçek hayattan kopararak algıların-sanal dünyaların ortamlarında ömürlerini tüketiyor. Müslüman gençler sanal davetçi, sanal ibadet, sanal namazlar? Bu yöne doğru evrimle tehlikesi ile karşı karşıya. Görünür olmanın, kendini beğendirmenin, sanal bilgiçlikle kopyala yapıştır kültürüne kanmış durumda.  Bu furyanın önüne geçe bilecek tek şey hayatta var olmak. Sokakta dostlarının sıcak bir çayını içerken, kitap okurken gönlüne dokunmak. Söyleyeceğini insanların yüzüne karşı söyleyebilmek. ?Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size ?Allah yolunda sefere çıkın? denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir?( Tevbe-38) Bizlere ne oluyor telefonlar elden düşmüyor, internette dünyalrı dolaşıyoruz da kendi mahallemizde üşüyen-acıkan-göz yaşı döken-ölen insanları görmüyoruz? Dünyanın neresindeki insanla sanal mesajlaşırken kolu komşusunun derdi ile dertlenmiyor.

   İslam toplumlarındaki ideolojik saplantılarını daha fazla başlıklar  eklenebilir. Buradaki amacımız, Müslümanların İlahi Kelimetullahı bırakıp; insanın kendi elleriyle çıkardıkları ve besledikleri ideolojilere eleştirirsel bir bakışla bakmaktı. İdeolojilerin hangi argümanları kullandıkları dair çıkarımlar yapmaktı. Hiçbir ideoloji bizleri Cehenneme çağırdığını söylemez. Şeytanın bizleri çağırdığı gibi. Kullandıkları dil elbette doğrularla örülü olacak, haktan olacak,  insancıl olacak. Yoksa nasıl bizleri etkisi altına alacaklar.  Kendilerine: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde: "Biz sadece ıslah edicileriz" derler.   [Bakara Suresi, 11] Evet, hep bu dil kullanılacak. Bizlerin tek yapması geren bizi davet edenlerin Kur´an ile ne kadar hemhal oldukları ve yaşadıklarıdır. Bir örnek sadece?Secde izleri var mı?

Görev ve  sorumluluk bilinciyle? Vesselam.

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR