Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Aziz DARICI


İdeoloji Ve İslam Coğrafyası-1

Her ideoloji nefsi kabarmış tiplerin, yeryüzünü Allah´tan bağımsız alanlar oluşturmak için ilahlık taslamasıdır. İnsanın kendini müstağni görerek, Allah´tan rol çalmasıdır...


İdeolojiye insanın vahiyden yoksun aklın putlaştırılması da diyebiliriz. İdeoloji, aklın vahiyden bağımsız olabileceğini-düşünebileceğini-üretebileceğini- kendi kendine yetebileceğini aynı zamanda vahye alternatif olacağı iddiasıdır.  Her ideoloji nefsi kabarmış tiplerin, yeryüzünü Allah´tan bağımsız alanlar oluşturmak için ilahlık taslamasıdır. İnsanın kendini müstağni görerek, Allah´tan rol çalmasıdır. Yeryüzünün ifsadına niyet eden bu akıl, dillerinde ise yeryüzünü imar edeceğim masalını ideolojik planlarla icrasıdır. O yüzden Arif Nihat Asya ?Ebu Leheb ölmedi, Ebu Cehiller kıtalar dolaşıyor? dizesi bu zamanda daha çok anlam ifade ediyor.

İdeolojiler bir yaşam biçimi bir tercih olarak önümüzde duruyor. İnsanın nisyan boyutunun hayata geçişidir. Bu düşünce yapılarına, atölyelerde imal edilmiş fikirler de diyebiliriz. Yeni fikirlerin çıkması elbette ki insanın varlığı açısından önemlidir fakat; ideolojik düşünceler hep belli kalıpların, belli kafaların, belli merkezlerin İlahi yasaları devre dışı bırakma operasyonlarıdır. İdeoloji tanım olarak: Genel olarak siyasi ya da toplumsal bir öğreti meydana getiren ve siyasi ve toplumsal eylemi yönlendiren düşünce, inanç ve görüşler sistemi; bir topluma, bir döneme ya da toplumsal bir sınıfa özgü inançlar bütünü; bir toplumsal durumu yansıtan düşünceler dizgesi; İnsanların kendi varoluş koşulları ve ilişkilerinden doğan yaşam tarzlarıyla ilgili tasarımların tümü. Yani ilahi öğretilerin dışında kalan, Allahsız bir tasarım. İnsan ürünü dinsel formlar.

İdeolojiler çeşitli kavramları içini boşaltarak kendi düşüncelerini enjekte ederek topluma sunarlar. Bu kavramların çoğunun toplum psikolojisini etkilemeye ve yönlendirmeye açık olduğu aşikârdır. Bir başka yöntem ise tarihi olayları saptırarak-çarpıtarak-yalanlayarak-değiştirerek yeni bir tarih yazarlar. Tarih her zaman gerçekleri yazar tezi, tarihi yazan kalemin kimin elinde olduğu ile ilgilidir. İdeolojini elinde ise hakiki bir tarihi okumanız neredeyse imkânsızdır. Çünkü gerçekler-hakikatler ideolojinin panzehiridir. Bazı modern kavram ve düşüncelerin bendeki tanımı ? ?zalimlerin, mazlumların avutma sanatıdır.? Diye tarif ederim. Noktalı yere hangi ideolojik aklın ürününü olan kavram ve yaşam biçimlerini getirirseniz fark etmez.   

İnsan iki türlü eyleme sahiptir.  İnsan ya nisyandadır ya da ünsiyet özeliklerini barındırır. Bir yönü dünyaya dönükken bir yönü ahirete bakar. Bir tarafı melek eğilimli, bir tarafı şeytan eğilimli.  Ya hak olanı seçecek ya da inkâr yolunu. Kehf Sûresinin 29. ayetindeki: "Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin." Kendi sorumluluğunu özgür iradesi sonucu mükâfatla Cennete ya da yine yaptıklarına karşı, önceden heybesine doldurduğu kötülükleriyle beraber Cehenneme... İnsan, "Şüphesiz, bu, sizin için bir mükafaattır. Sizin çaba-harcamanız şükre değer (meşkur:makbul) görülmüştür. [İnsan Suresi, 22] ayetine mazhar olacak ya da  "Ayetlerim size okunuyorken, yalanlayanlar sizler değil miydiniz? [Mü´minun Suresi, 105] azarlamasıyla karşılaşacak.

Allah insanı iradesiz olarak yaratmadı. Hayatı bir hikmet üzerine anlam ve denge bütünlüğü içerisinde insanın önüne sundu. Kur´an ayetinde belirttiği gibi "Bir de şunu iyi bilin ki gökleri ve yeri, bu ikisi arasında var olan her şeyi amaçsız, anlamsız bir oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık." [Enbiya Suresi, 21] İnsanoğlunu uyardı. Allah bu dini ciddiye alanları muhatap alır. Adalet sahibi olan Allah uyuşukluğumuzdan dolayı Müslümanız diye ?torpil? geçecek değil. Din; canım isterse, müsait olursam, vakit bulabilirsem yaparım anlayışı ile küçümsenecek bir olgu hiç değil. İslam âlimin ne güzel söylemiş " Siz dininizi ciddiye alın ki; Allah´ta sizi ciddiye alsın."

Toplumların yaşadığı burhanları, o toplumun din ile ilişkisine bakarak anlayabiliriz. Allah´ın dinini örseleyen-öteleyen-erteleyen tüm toplumlar ideolojilerin doğal çekim alanına girmiştir. İnsan ruhunu terbiye eden, ona vicdan kazandıran, insanlığını hatırlatan, geldiği yeri- geldiği konumu hatırlatan vahyi es geçen her insan; başka fikir akımlarının güzergahına kapı aralamış olur. Bugünde İslam toplumlarının fikirsel ve hayatsal fotoğrafı bu minvaldedir.

Devam edeceğiz?.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR