Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Seyit Ahmet UZUN


Hataya Karşı Ademi ve Şeytani Tavır

Tövbeyle küçülmeyen büyük günah, tövbesiz büyümeyen küçük günah yoktur.


İnsan olmanın doğal bir sonucudur hata yapmak.  Çünkü hatasızlık Allah´a mahsustur.

?Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür? sözü insanın unutarak, bilmeyerek birçok yanlış yapabileceğinin altını çizmektedir. Aslında peygamberimizde bu hususa bir vurgu yaparak; ?Şayet siz günah işlemeseydiniz sizi helak edip günah işleyen ve tövbe eden bir nesil yaratırdı? tespitini bizlerle paylaşmıştır.

Ancak yukarıda belirttiğimiz yaklaşım günahın ve hatanın normalleşmesi ve meşru görülmesi anlamında değildir. Fıtrata yapılan bir vurgudur.

İnsan hata yapabilir.

Bu tespit bizi hatalara karşı nasıl bir yaklaşım sergileyeceğimize götürmesi açısından önemlidir. Çünkü hatayı yaşamı içinde normalleştiren ve ona karşı umarsızlaştıran bir tavır bizi cehennem yolcusu ve iblis yoldaşı yapacaktır.

?Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler cehennemliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar.? (Bakara/81)

İşte bu açıdan baktığımızda hatalara karşı iki yaklaşım görmekteyiz. Birinci yaklaşım iblisin ikinci yaklaşım ise Adem´in.

Tövbeyle küçülmeyen büyük günah, tövbesiz büyümeyen küçük günah yoktur.

İblis kibrine yenilerek haset duygusuyla büyük bir günah işledi. Allah´ın emri karşısında büyüklendi ve diklendi. Allah, ona yaptığından vazgeçmesi ve düşünmesi için bir fırsat verdi. Fakat o, bu fırsatı tövbe için bir lütuf olarak değerlendireceğine yaptığı işi gözünde daha da güzelleştirerek isyana yol aldı.

Hata onun karakteri oldu.

Hatayı karakteri haline getirenler ve onu yaşam tarzı olarak benimseyenler hataya karşı şeytani bir yaklaşım sergileyenler sınıfına dahil olacaktır.

İnsanlığın ilk aşamasında belki de bebeklik döneminde insan, Adem´in şahsında hatasıyla yüzleşti. Yani eksik yönünü fark etti. Yanılabileceğini, hata yapabileceğini, kusurlu olabileceğini fark etti. İşte bu hakikat insanı sosyal hayata hazırlayan en önemli özelliğiydi.

Hatalara karşı insani tavrın nasıl olacağı daha insanlığın ilk evresinde belirtilmişti. Ve insan ilişkilerinde pozitif yaklaşımın temeli hatayı kabul etmekten ve kabul edilen hataya karşı affedicilikten geçmektedir.

Hatayı karakteri yapanlar affedilmezken, hatayı gözyaşıyla temizlemeyi bilenler, affetmenin yüceliğiyle onurlandırılacaktı.

Kibirli insanlar sevilmeyecekti.

Ve mahcubiyet sevgiye giden yol olacaktı.

Ve insan kelimelerden en çok hüznü taşıyacaktı yüreğinde.

Sevdiğine karşı ihanetin acısı bir kor gibi düşünce yüreğine, göz yaşını bir demet gül niyetine sevdiğine bağışlayacaktı.

Ve Adem ilk önce bize, sevgiliye karşı yapılan hatanın, insanda nasıl bir yücelişe dönüşeceğinin sırrını öğretti. Hatayı ötelemekten ve başkalarının sırtına atılan bir ur gibi görmekten ziyade, hatayla yüzleşme cesareti gösterebilenler insanlık yolunda erdemli bir duruş sergileyebilir.

?Beni azdırmana karşılık yemin ederim ki ben de onlara kötülükleri güzelleştireceğim?

Şeytani yaklaşımın püf noktası, suçu kendisinden bilmemek ve sinsi bir yaklaşımla kötülükleri güzel göstermektir.

Medya şeytanın bu özelliğini algı operasyonlarıyla çok güzel gerçekleştirmektedir. İnanan insanlar bu noktada feraset ve basiret ehli olarak olayları vahiy bilinciyle değerlendirmenin yollarını aramalıdır.

?Rabbimiz biz kendimize zulmettik, şayet bizi affetmezsen hüsrana uğrayanlardan oluruz.?

İşte ademi, insanı tavır, yaptığı yanlışın farkına varıp, yanlıştan dönmenin ve yanlış yaptığı kişiye karşı özür dilemenin yollarını aramaktır.

Önemli olan kusursuzluk değildir, çünkü kusursuz insanın olması mümkün değildir. Önemli olan yanlışının farkına varıp, yanlışından dönebilmektir.

Bu da ancak inanç, erdem ve edeple mümkündür.

Dua dileğiyle.



 

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR