Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Aziz DARICI


Eylemlerimiz Neye Tekabül Ediyor?

Bu ayetler şunları-bunları-onları kastediyor diyerek tevil edemeyiz. Nasıl olsa ahir zamandır, elimizden ne gelir diyerek işimizi başkalarına havale edemeyiz. İşlediğimiz tüm günahların, yanlışların, hataların toplumsal ve sosyal bir hesabı olacak.


Onların (müşriklerin) başına (Bedir´de) iki mislini getirdiğiniz bir musibet (Uhud´da) sizin başınıza geldiğinde, ?Bu, nereden başımıza geldi?? dediniz, öyle mi? De ki: ?O (musibet), kendinizdendir.? Şüphesiz Allah´ın gücü her şeye hakkıyla yeter. (Ali İmran-165)

Bu ayet aslında eylemlerimizin neye tekabül ettiğini,  sosyal olayları açıklayan ve insanın kendi kaderine ne kadar etki ettiği gösteren en can alıcı ayetlerindendir. Ayet Uhud´ta tökezleyen, az bir dünyalık meta için vazifesini terk eden, nefislerde "nasıl olsa Allah bizimle" diye düşünen ve bunun sonucunda tedbiri elden bırakan, Hz. Peygamberin emrine muhalif hareket eden bir topluluğun başına gelenlerin sebebini açıklıyor. O topluluk ki içinde kimler yok ki? Her biri Allah´ın lütfuna çeşitli ayetlerle mazhar olmuş şahsiyetler var. Ama sünnetullah işliyor? Allah´ın sevdiği birçok kul ve Hz. Peygamberin sevdiği birçok dost şehit oluyor.

Biz zamanın Müslümanlarının bu ayeti iyi düşünmesi gerekiyor. Bunca haksızlıklar, hukuksuzluklar, adaletsizlikler sarmışken bizi hala Allah bize mühlet vermişse şükretmek gerekir ya da Allah bizleri daha can yakıcı biz azap ile yakalayacağı güne erteliyor ki günahlar içinde kalalım. Sonra da bizi bekleyen son ile karşılaşalım. Öyle ya, ayetlerin evrenselliği prensibini hesabımıza geleni aktararak kendimizi kurtaramayız. Bu ayetler şunları-bunları-onları kastediyor diyerek tevil edemeyiz. Nasıl olsa ahir zamandır, elimizden ne gelir diyerek işimizi başkalarına havale edemeyiz. İşlediğimiz tüm günahların, yanlışların, hataların toplumsal ve sosyal bir hesabı olacak. Özellikle kul hakkı kapsamına girecek eylemlerin sadece hesabı ahirete kalmayacak. Bu dünya hayatında da çeşitli felaketlerle, belalarla karşımıza çıkacak.

İslam coğrafyasında yaşananları sadece Batının oyunlarına ve zalimliklerine havale etmek bir tarafa bakmak diğer tarafa bakmamaya inat etmektir. İçimizdeki bunca İslam ile bağdaşmayan tüm davranışların neye tekabül ettiğini fark etmemek bugünkü halimizin nedenini açık olarak gösteriyor. Modernleşmenin, dünyevileşmenin  dibini görecek hale geldiğimiz bu zamanda gökyüzü ve yeryüzü nimetlerinin hala geliyor olması Allah´ın rahmetinin büyüklüğündendir. Yoksa bu amellerimizin karşılığı sonucunda hakkettiğimiz hesabına yazılamaz.

Biz doğru yol üzerinde olsaydık, gayretlerimizle Allah´a duamızı etseydik elbette Allah yardım ve zaferini bizlere de nasip edecekti. Nimetlerini daha da çoğaltacak, iç huzur olacak, bu diyarlar hak-hukuk- ve adalet merkezleri olacaktı. İnsanlar haklarını aramak için Lahey´e değil Mekke, Bağdat, Şam, Kahire, İstanbul´a geleceklerdi. Mazlumların yardım çağrıları Birleşmiş Milletler´e değil İslam ülkelerinin milletlerine yapacaklardı. Acil toplanma çağrıları Batılılara değil bizlere yapacaklardı. İnsanlar başka kapılara değil İslam´ın huzur ve adalet  kapılarını çalacaklardı.

Oturduğumuz yerde ümmet ve kardeşlik adına temennilerde bulunmak kardeşlik ve ümmete dilsel anlamın dışında pratiğimize hiçbir faydası yok. Helal ve haramların karıştığı  yuvalarımızda yetişen çocuklarımızın bu ümmete ?nasrullah? olmasını beklemek hayalcilik olur. Maddiyata bu kadar önem veren bir toplumun maneviyatı ancak bu kadar olur. Sistemlerin maddiyata dayandığı, gelişmenin-büyümenin-büyük olmanın istatistiklerle açıklandığı-övüldüğü bu dönemlerde insanlara helal ve haramlardan bahsetmek istikrara çomak sokmak gibidir. Ekonomik gelişmeye bağlı insanlığımızın, ekonomik krizlerin yaşandığı her dönemde insanlık krizi çıkıyor. İnsanlığımız da ekonomik krizdeki devalüasyon gibi değer kaybediyor. İnsanlığımıza zam yapmakla veya insanlığımıza indirim yapmakla insanlık kurtulmuyor.

İnsanlık hakka tabi olmadıkça, ilkeli bir duruş sergilemedikçe, haktan yana olmadıkça anlaşılan bu krizler devam edecek. Sonuç nesil ve zaman kaybı?Oysa zamanda ve özellikle gelecek neslimiz çok önemlidir. Geleceği inşa edecek olanlar onlardır. Onları da krizlere sokmayalım. Yollarının sonu selamete ulaşsın?Yoksa hesapları bizden sorulur.

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR