Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Sait ALİOĞLU


Evlilik Konusuna Devam... -Başlık Parası/Mehir vs.-

Başlık parası, kelime ve bir deyim olarak çoğu yörede, söyleniş özelliğinden dolayı farklı şekillerde dile getirilse de bir öz Türkçe kelime olarak ´kalan, üstü kalan´ anlamlarına geliyordu.


Bundan önce "Evlilik ve aile-evlilik ´aile´ ve cehalete yenilmek" başlığı altında bir yazı yayınlamıştık. Orada kısacası, aile kurma aşamasında, aile kurumunun Müslüman için ne anlama geldiği, gelmesi gerektiğinin yerine, o kurumun karşılıklı olarak -kız tarafı, oğlan tarafı, yakın akraba ve giderek toplum- yanlışa kurban edildiği ve daha kurulum aşamasında cehalete yenik düştüğü konusunda, yapılan birçok ´maddi ve manevi´ yanlıştan bahis açmıştık.(*)

Bu yazımızda da evlilik mevzuu ile ilgili bir iki görüşümüzü serdetmeye çalışıp çabalayacağız inşaallah...

Evlilik/ev/eşler; iki şitil, bir mitil...

Bundan yaklaşık elli altmış yıl öncesinde, Anadolu´nun bazı yörelerinde, genellikle de Osmanlı döneminden cumhuriyete miras kalan savaşların sonucunda yoksul kalan ya da öteden beri yoksul olan ya da orta halli olup ancak ayakta durabilen, çoğu da gün görmüş, hikmet ehli insanların, evlilik olayını tanımlamada kullandıkları bir deyim vardı. Çok çarpıcı idi aynı zamanda. Evlilik şöyle tanımlanıyordu; "İki şitil, bir mitil" diye...

 

Şitil, birçok yörede ´fide, fidan´ anlamına geliyordu. Ör. Diyarbakır; Şétil, Erzurum; şitil...

 

Mitil(**) ise, basbayağı, dipnotta vermeye çalıştığımız açıklamaya bağlı olarak, en mütevazisinden bir evin kullanacağı eşyanın azamisine işaret ederdi...

 

Yukarıda belirttiğimiz üzere, yoksul, ya da orta halli aileler böyle davranırken, konak, saray vb. malikâne sahibi paşa ve beylerin (feodal ağalar, aristokratlar ve de sonradan burjuvalaşanlar) büyük bölümünün ise harcaması, aynen bugün de olduğu üzere, günümüz ifadesiyle söylersek limitsizdi...

 

Evlenecek erkeğin, evleneceği kıza verilmesi ´dinen´ gereken mehrin pek bilinmediği, bunun yanında, alınan paranın, çoğu zaman evlenecek kıza harcanmadığı, çoğunlukla babanın uhdesine geçtiği, geçirildiği bilinen ve adına ´başlık parası´ denen meblağın, sanki çocuklar için değil de kız tarafına, daha açıkçası kızın babasına ikram edildiği söylenebilirdi.

 

Başlık parası...

Başlık parası, kelime ve bir deyim olarak çoğu yörede, söyleniş özelliğinden dolayı farklı şekillerde dile getirilse de bir öz Türkçe kelime olarak ´kalan, üstü kalan´ anlamlarına geliyordu. Yani, erkeğin ailesi tarafından kız tarafına verilen -çoğu kez de kız babasından kalıyordu- para, ya da para cinsinden bir emtiaya tekabül ediyordu.

 

Hatta günümüz Kürtçesinde de birçok yörede kullanıldığı üzere, başlık parasına ´Qalan, qalın, qelun´ deniliyordu. Bu da gösteriyor ki, kültürel etkileşim sonucu, birçok alanda olduğu üzere, sosyal (aile, evlilik vb.) konularda olduğu üzere, bu kelime de anlam değiştirerek farklı telaffuz ediliyordu ama eski Türkçede kullanıldığı üzere, başlık parası anlamına geliyordu.

Demek ki başlık parası, eski bir Türk geleneği olarak, Kürt toplumuna geçmiş oluyordu.

Ya da tam tersi de mümkündü. 

Ne olursa olsun kim kimler ve hangi toplum tarafından ortaya konulmuş olursa olsun, izafî olarak güzel, hayırlı ve işlevsel olduğu düşünülen bir uygulamanın, başlangıcından ziyade, sonuçta geldiği, getirildiği nokta önemli olmaktaydı...

 

Mehir...

Allah (c) Kur´an´da mehirden bahsetmişti. (1) Bu hem evlilik dönemi ve hem de boşanma durumunda söz konusu idi (2). Bu bir emirdi. Bununla ilgili olarak, ayetler dışında birçok hadis ve konunun anlaşılması açısından İslam fıkhında müstakil bölümler açılmıştı.

 

Bu en başta, ibadetin bir parçası olmaktan ziyade, sosyal, maddi bir olgu ve dönemi açısından anlamlı kılmaya çalışırsak, kadının, eşi, ailesi ve evliliğe şahit olmuşlar nezdinde bir güvencesi idi.

 

Günümüzde de konu aynı şekilde anlaşılmakla birlikte, eskiye oranla farklı bir toplum yapısı, ekonomik durum/larla birlikte, birçok konuda olduğu üzere, konumuz açısından söylersek, evlenen kızın güvencesinin garantörü olmak gibi anayasal bir görevi ve yükümlülüğü bulunan devletin de ilgi alanına, eskiden olmadığı oranda girer kanaatindeyiz...

 

Başlık parası mı, mehir mi?

Bu soruya verilecek en kestirme cevap açısından bakıldığında, mehrin ayetle sabit olduğu, başlık parasının ise bir örf olduğu; örfün ´güzel, gerekli ve maruf(iyi) olduğu düşünüldüğünde onunda belli ölçüler içerisinde değerlendirilebileceği, ama her ne kadar iyi niyetlerle ortaya konulmuş olsa da, bir zaman sonra savsaklanacağı, asliyetinden soyutlanabileceği düşünüldüğünde, onun yerine mehrin daha anlamlı, anlaşılır, gerekli ve ´ilahi´ bir emir olduğu meseleyi aydınlatırdı.

 

Bu açıdan bakıldığında, mehrin kadın için erkeğe yönelik bir emir, kadın için bir nimet, değerli kılma ve bir nevi güvence, başlık parasının ise, örf olmaktan çıkıp çile haline gelmesi söz konusu olacaktı. "Başlık, bugün oğlan tarafını yıkan kötü bir itiyat hâline gelmiştir. Evlenen gençler, vermeye mecbur kaldıkları büyük yekûn tutan başlık parası yüzünden, borçla hayata başlıyorlar. Nişanlılık devresinde edilen bu borçları, evliliğin 3., hattâ 5. senesine kadar devam ettiğinden, hayatlarının en huzurlu olması gereken günlerini borç derdi içinde perişanlıkla geçiriyorlar. Bu ise, başlığın meşrûiyetini şüpheye düşürüyor; başlığı mehire benzetmekte isabet etmediğinizi ispat ediyor."(3)

 

Oluşabilecek bu tür sıkıntı, eza, cefa ve yanlışın yanında, mehrin en iyi şey olduğu gerçeği belirginlik kazanmaktaydı. Bu konularda, müjdelemek ve nefret ettirmemek düşüncesi üzerine kurulu olması gerek toplumsal, şahsi ve konumuz açısından söylersek, karşı tarafı yormamak, borç altına sokmamak tarafından işe bakıldığında, şu hadis bizlere bir şeyler söylemektedir; "Mehrin hayırlısı kolay (az) olanıdır."(4)

 

İkisinin arasında bir tercih yaptığımızda, mehrin ilahi bir emir olduğu, diğerinin ise, eğer çıkış itibarıyla maruf´a, yani ´ortak iyi´ye, güzele dayanıyor idi ise, onun da ilahi emrin bir yansıması olan ve ortak hafızaya dayanan toplumsal ayet sınıfından sayılması icap ederdi.

---

Bu konuya yine devam edeceğiz inşaallah...

________________________________________

DİPNOTLAR:

(*) http://www.haberdurus.com/kose-yazilari/evlilik-ve-aile-evlilik-aile-ve-cehalete-yenilmek--259.html

(**) Yüz geçirilmemiş yorgan, şilte, minder, yatak..

1) Kur´an-ı Kerim; Nisa-4,ayet

2) Kur´an-ı Kerim; Bakara; 237,ayet

3) https://sorularlaislamiyet.com/islam-dininde-baslik-parasi-var-midir

4) el-Câmiu´s-Sağîr, II/241

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR