Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Seyit Ahmet UZUN


Eşekleşme ve Ailede Sorun

Peygamberimiz Hz Ayşe´ye kendisine ne zaman dargın olup olmadığını bildiğini söyler. Hz Ayşe şaşırır. Nasıl? der. Ve Efendimiz (sav) şöyle der; Bana kızgın olduğun zaman İbrahim´in Rabbine, kızgın olmadığın zaman ise Muhammed´in Rabbine yemin ediyorsun.


Mutluluk gönlümüzün dinginliğe erdiği andır. Ve dinginlik dinlemesini bilen kulak, sabretmesini bilen bir kalple mümkündür.
 
Ve mutluluk için şeffaf olmak çok önemli.  Eşlerin birbirini tanıması ise nasıl davranılması gerektiğinin ön adımıdır. 
 
Peygamberimiz Hz Ayşe´ye kendisine ne zaman dargın olup olmadığını bildiğini söyler. Hz Ayşe şaşırır. Nasıl? der. Ve Efendimiz (sav) şöyle der; Bana kızgın olduğun zaman İbrahim´in Rabbine, kızgın olmadığın zaman ise Muhammed´in Rabbine yemin ediyorsun. Ve eşi gülümser. 
 
Gülümseyen bir eş dünyanın en kıymetli hediyesidir Yaradanın. 
 
Bu güzelliği perdeleyen unsuru sorgularken üç organımıza büyük bir iş düşmektedir. Kalp, dil, kulak. 
 
Kulak her duyduğuna cevap vermek için dili zorlarsa kalp çoğu zaman daralır. Ve kalp krizi değilse de dil sayhası kulakla perdelenmeyince kalbe büyük bir darbe vurur. Bunun sonucunda ise kalp kırılır. 
 
Kalbi kırılmışlardan korkmak gerekir. 
 
Nasreddin Hoca bunu bildiği için kalbi kıracak bir ruh halinde neler yapılması gerektiğini paylaşır bizimle. Evliliğinin ilk günüdür. Hanımını alır karşısına. Ona kendisini tanıtır bir güzelce. "Hanım bak benim eşref saatim çok olsa da eşek saatim yok değildir. O saatime denk gelirsen sakın yakın olma  bana.  O zaman burnumdan soluyor, yüzüm öfkeden kızarmış olur." der. Tabi bu sözleri dinleyen hocanın hanımı ondan aşağı kalmaz samimi olmakta. Hoca, der, "Senin eşek saatin olur da benim ki olmaz mı? Sen de sakın benim gözüme görünme eşek saatime denk gelince. Ne yapacağım belli olmaz. Eşek saatimde benim de eteğim  ters takılmıştır aşağıdan yukarıya bilesin" demiş. 
 
Şeffaftır ilişkiler birbirini tanır böylece eşler. 
 
Ne evlilik cennet ne de eşler melektir demiştim. İşte melek olmayan Hoca bir gün burnundan soluyarak gelmektedir. Hanımı pencereden onu öyle görünce şaşırır.  Ne yapacağını bilemez.  Hemen aklına kendinin de eşekligi gelir. Eteğini ters takar ve hocanın göreceği şekilde kapının karşısında durur. Kapıyı "hanıııım!" Diyerek hiddetle ve bağırarak açar.  Ama gördüğü manzara nefesini keser, sesini kısar. Hanımının eteği ters takılmış ve eşeklik onu da esir almıştır. Sesini kısar "hanım" der ve kapıyı çekip çıkarken şöyle der; 
 
"Bir evde bir eşek yeterlidir ikinciye gerek yok! "
 
Evde eşekleşince eşler sevgi yerine tepişme başlar. Ve bu tepişmede ezilen genelde çocuklar olur ve huzur kaybolur. 
 
Kapıyı çekip çıkmasını bilmeli ve birimiz öfkeliyken diğerimiz sessiz kalabilmelidir.   
 
Büyük kavgalar durmasını bilmediğimiz küçük tartışmalardan çıkar. Biri öfkeliyken diğerinin sakinliği ailede cennet nefesidir. 
 
Ne dersiniz ailemizde daha çok eşeklesme mi yoksa cennet nefesi mi daha çok hissedilmekte? 
 
Aileniz cennet nefesiyle huzur bulsun. Ama bedeli ödenmeden ne cennet de huzur olur mu, unutmayın. 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR