Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Aziz DARICI


Eğitim Sistemimize Dair (I)

Lakin şu modern- seküler dünya hayatımızı o kadar kuşatmış ki sözlerimiz ve eylemlerimiz bu dünyanın etkisi altında kalmış. Hayatta rengimizin İslam olması gerekirken, liberalizmin ?emperyalizmin her türlü çirkin tonları üzerimize sıçramış.


Yeni bir döneme öğretmenler olarak merhaba dedik. İlkokul 1.Sınıf öğrencileri 10 Eylül itibari ile okula merhaba diyecek. Cümbür cemaat olarak ise 17 Eylül itibari ile eğitime start vereceğiz. Her başlangıç bir heyecan yaratır. Özellikle okula yeni başlayan yeni öğrencilerin ve ailelerin heyecanı görmek mümkün. Yalnız bu heyecanın durak yeri noktasında çekincelerimiz var. Bu heyecan belli bir zaman diliminde statik ve durağan hale nasıl geliyor bizlerin aradığı cevaptır. Bu sadece öğrencilerde ve ailelerle sınırlı bir durum değil. Bu tüm  eğitim camiasının temel sorunu hale geldi. Maraton yarışında yüz metre koşusu yapan bir insanın durumunu hayal temek zor değil. Bizde hadi ?bismillah? dedik ama niyetimiz gerçeklerle mücadelesinde nasıl bir hakikate dönüşecek bizde merak ediyoruz.

İnsanın bir işe başladığında hangi niyet ve sözlerle başladığı önemlidir. Bunun sonucunda eylemlerimizin hayattaki varlığı ne anlam kazanıyor anlaşılacaktır. Eylemlerimizin görüntüsü aynı zamanda hangi rotada olduğumuzu gösterecek, kime yarenlik ettiğimiz anlaşılacaktır. Hangi felsefe ile uğraştığımızı, hangi bakış açısına hizmet ettiğimizi de gösterecektir. Yol alırken hangi yöntem ve tekniklerle yol aldığımızı, yanımızda taşıdığımız malzemelerin ne olacağını yine yolumuz belirleyecek. Şu ayet insanın yaptıklarının tesadüfü olmadığını, bir tercihe bağlı olduğunu ne güzel açıklıyor, ?Biz, her insanın kuşunu (işlediklerini, yaptıklarını) kendi boynuna doladık, kıyamet gününde onun için açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız.? (İsra Suresi- 13) .

 Hayat bir tercihtir. Bu tercihler sizin kaderinizi belirlediği muhakkak. İyi-kötü, güzel-çirkin, helal-haram, hak-batıl, cennet-cehennem? Bunların hepsi insanın hayatta yolunu belirlerken yaptığı tercihlerdir. Kararların sonucuna katlanmakta bu tercihlerin tabi sonucudur. Bilgi ile donatılmış insanın ilahi emre tabi olması beklenilen bir şey iken, maalesef araştırma, sorgulama ve okuma özürlü insan; kendini bekleyen sona hızla yaklaşmakta. Okullarımızın ve okuma-yazma oranlarının çoğalması bu sonu olumluya çevirecek bir görüntü vermemekte. Diploma sayısının çokluğu ?"Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık?" (Araf Suresi-179)  ayetini tersine çevirememekte. Bunun sebebi olarak da ayetin devamında ??Onların kalpleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir(Araf Suresi-179) olarak ne güzel açıklıyor.

 İlk emri ?oku? olan bu ilahi dinin hayatta nasıl müdahil olacağını insanın niyet ve eylemlerinden hareketle anlaşılabileceği temel bir gerçekliktir. Bunun olabilmesi için insanın ilk önce ihtiyaç hissetmesi, bu ihtiyacı karşılamak için harekete geçmesi, bu hareketin sonucunda bilgiye ulaşması, bilgiye ulaştıktan sonrada amel etmesi gerekir. İşte o zaman ilahi vahyin etkileri üzerimizde hissedilecek ve insan huzur bulacak. Lakin şu modern- seküler dünya hayatımızı o kadar kuşatmış ki sözlerimiz ve eylemlerimiz bu dünyanın etkisi altında kalmış. Hayatta rengimizin İslam olması gerekirken, liberalizmin ?emperyalizmin her türlü çirkin tonları üzerimize sıçramış. Bu eğitim sistemimizde daha belirgin gözükmektedir. Öyle ki alternatif eğitim sistemleri bile oluşturma gibi niyetlerimiz gerçekliğin kıskacından kurtulamıyor.

Öyle bir durumdayız ki sene başı seminer konusu olan eğitime alternatif yaklaşımlar J.T Gatto´nun ?Eğitim Bir Kitle İmha Silahı? kitabında ela alınan konular ve sorular bile bazılarımızın hayalinden bile geçmiyor. Çünkü hayal etmek gibi güzel bir nimet elimizden kayıp gitti. O zaman biz yaşadığımız gerçekliği aşamayız. Oysa her zamanın gerçekliği o toplum tarafından benimsenmiş olması hakikat olduğunu göstermez. Bilgi, bizleri hakikate götürüyorsa işlenmeye değer olmalı. Yoksa ideolojik yapıların, ideolojik devletlerin kurgusal eğitim sitemlerinin elinde robotik davranışların zuhur ettiği insanlara dönüşürüz. Özgürlük masalları ise sadece sınırlı alanlarımızdaki avuntularımızda kalır.

Bir toplum nasıl bozulur sorusu, genelde ahlaksızlık ve zulüm baş gösterdiğinde deriz. Bu doğru fakat bunun da temel sebebi ilmin ve onun dinamiği araştırma ve üretkenliğin durması, bunun yerine fayda vermeyen ilmin ve dünyevi çıkarların ön plana çıkarılarak ?haz? endeksli bir yarışın egemen kılınmak istenmesidir. Bu tasarlanmış sistemin en büyük lokomotifini de eğitimdir. Güç odaklı bakış açımızdan dolayı toplumların yükselişlerini hep güç (askeri)  odaklı okuruz. Bu eksik bir okumadır. Bugün batının silah teknolojisinin güçlü olmasının temel sebebi eğitim felsefesinin de güçlü olmasıdır. Bir başka değişle eğitim sisteminizin güçlü olması, hayatın alanlarında daha güçlü görüneceğiniz anlamına geliyor. Eğitimli birey aynı zamanda kalifiyeli bir elamandır. Bu bireylerden oluşan medeniyetiniz kültürel, sosyal, sanat, ekonomi vb. Her alanda izler bırakır.Bunların tesirleri diğer zayıf toplumlarda hissedilir. Çünkü mağluplar galipleri konuşamazlar, sadece taklit ederler. İslam coğrafyasına baktığımızda bunun ne anlama geldiğini çok iyi anlıyoruz.

Devam edecek?

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR