Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Sait ALİOĞLU


Değerli ´eski´ye hürmet, değerli olması gerek ´yeni´ye duyulan ihtiyaç...

Bununla birlikte, siyasî ve fıkhî açılardan bir mezhebe ihtiyaç olabileceğini, ama inanç esasları açısından ise, yapılagelen yorumsallıklara iyi niyetle ve aynı zamanda hem düşünce özgürlüğü ve hem de fikirsel bir zenginlik içre bakmakla birlikte, bu konu


-Konu ile ilgili öz ve özet bir görüş ve İslâmcılığa bir vurgu-

Süreç içerisinde gerek ilk dönem İslâm/Türk tarihi ve gerekse de Mikâil Bayram´ın özellikle de Ahi Evren´in şahsında somutlaşan Anadolu Selçuklu tarihi merkezli olarak kaleme almış olduğu birkaç eseri dikkatlice okumaya çalıştığımda, Selçuklu´da fıhkî olarak Hanefîliğin, bunun yanında da, inanç esasları konusunda Maturidilik´le birlikte Mu´tezilî düşünüşün olduğuna şahitlik etmiştim.

Bununla birlikte, siyasî ve fıkhî açılardan bir mezhebe ihtiyaç olabileceğini, ama inanç esasları açısından ise, yapılagelen yorumsallıklara iyi niyetle ve aynı zamanda hem düşünce özgürlüğü ve hem de fikirsel bir zenginlik içre bakmakla birlikte, bu konuda kat´i olarak bir mezhebin olmaması gerektiğini düşünüyordum ve halende bu düşünceyim...

İnançta bir mezhebin olması ve insanlar tarafından kabul görmesi, o insanları ahirette bir zorluğa mı iterdi? Tabii ki de hayır! Ama böyle bir vakıanın, kanaatimce, peşine düşüp aramak zorunda olduğumuz ´mutlak´ hakikati arama konusunda bizleri dondurup sınırlandırabilirdi. Ki bu bir riskti.

Bu riski onlarca asırdır hissetmiyor da değildik. Ama gel gör ki İslâm´ı değil elbette, ama Müslümanların, yine kendi yanlışları yüzünden oluşan kendi orta çağımızdan bu yana günümüze dek yaşadığımız daralmaların bir kısmının, aslında birer yorum olarak görmemiz gereken düşünce ve icraatların, adeta birer kadercesine, bu yanlış anlayıştan kaynaklandığını da ne yazık ki bir türlü görememekte idik.

Bunlardan dolayı gerek Şii, gerek Sünnî dünyada ve gerekse de İŞİD benzeri yapıların baz aldığını gördüğümüz Selefilik benzeri, temelde yorumsal, ama itikadileştirdiğimiz anlayışların, vasatların birer ürünü olması hasebiyle bir türlü kendimize gelemediğimiz, kendimiz olamadığımız gerçeğini tüm yakıcılığıyla yaşamaktaydık. 

Hem bir de geçmiş dönemin kendine özgü şartlarında ortaya çıkan ´mezhebî´ anlayışların gölgesinde, üzerimize gelen ve bizi bir açıdan kendine benzeten, yok eden, varlık sebebimizi bizlere sorgulatma sadedine gelip oturan modern/seküler anlayışa da karşı pasif/edilgen ve kendimizi, kendi içimizde ise ona karşı agresifleştirdiği halde, hem modern anlayışa ve hem de eski yorumsallıklara karşı ciddi bir şeyle üretemiyorduk. 

Besbelli, bir çıkar yol bulamadığımızdan, ucuzcu davranmayı seçtiğimizden ve neredeyse dinin esası olarak görme saplantısından dolayı eski görüşleri, zaman ve bağlam farkına ve değişimine dikkat etmeden, onun olabileceğini hesaba katmadan "klasik Sünnî, klasik Şiî, klasik Selefî vb." durumlarımızı yaşatmayı sürdürüyorduk.

Zaman ve bağlam farkına ve bir değişime dikkat çekip kendi Sünnîliğimiz, kendi Şiîliğimizi vs. yenileyip sürdürseydik, ya da bu formların oluşumuna şu ya da bu oranda katkı sunduğunu bildiğimiz âlimlerimizin hakkını yemeden, onları yok saymadan, onların ortaya koymaya çalıştıkları düşüncelerine saygı duyup, onları artık değerli/klasik görüp literatürde kalması gereken mutena bir yerde, yerlerde muhafaza etseydik daha iyi, şık, aklî ve anlaşılır olmaz mı, olamaz mıydı?

Yukarıda da belirtiğimiz üzere, bu işe yorumsallık açısından yaklaşarak, ona düşünce ve kanaat özgürlüğü bağlamında değer vermekle birlikte, olacaksa eğer, işin temel esprisini elden kaçırmadan, Kur´anî ilkeye bağlı kalarak günümüzde vücut bulan görüşleri de yine Kur´anî açıdan bir makuliyete irca ederek işe koyulduğumuzda, eski(klasik) döneme ait salt siyasî ve bazı konularda bir değişime ihtiyaç hasıl olmuşsa fıkhî mezheplilikte de bir revizyona girişme şartıyla İslamcılık dünya görüşü, sal siyasi/politik, ekonomik, sosyal, kültürel vb. alanlarda devreye sokulabilirdi.  

Kısacası, İslamcılık, ´değerli yeni´ olarak bizlerin yeniden var olması için bir vesile ve alternatif olabilirdi; hem eskiye ve hem de modern anlayışlara karşı..

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR