Yazının sonunda söyleyeceğimizi baştan söyleyelim cemaatler birbirini sevemiyor, çünkü iletişim yok iletişimin olmadığı yerde muhabbet, sevgi, kardeşlik, olması zaten beklenemez. Kardeşlik duygusunun olmadığı yerde koruyup gözetmek sahip çıkmak hissiyatı doğal olarak oluşmayacaktır.
Allah cc bizlere emir buyurduğu kardeşlik vurgusu, kendini Müslümanım diye tanımlayan her bir ferdin mutabık olduğu ve fikir ayrılığının yaşanmadığı, ender konulardan biridir desek mübalağa etmiş sayılmayız..
Gelin görünki gerçekte durum hiçte öyle değil : Cemaat, vakıf, dernek ve bunların tepesinde bulunan hocaların, İslam kardeşliğin anlam ve önemi hakkında, binlerce kitap, makale, konferans, video ve yazı kaleme aldıklarını görürüz. Çok küçük kısmı hariç ortaya konan tavır aynen şu :
"KÜÇÜK OLSUN AMA BENİM OLSUN"
Peki bu kanıya nasıl vardık?
Türkiye ölçeğinde bir çok cemaat ve oluşuma bir arkadaş grubu olarak çeşitli ziyaretlerde bulunduk. Müslümanların en büyük sıkıntısının iletişim ve birbirini tanımamaktan kaynaklı sorunlardan müteşekkil olduğunu dile getirdiğimizde, vakıf dernek ve cemaatlerin başında bulunan bazı hoca ve yönetici takımı, Ayet ve Hadislerle süslenmiş güzel temenniler ile size katıldıklarını ve kulağa hoş gelen bir ton nasihatte bulunduklarına şahit olursunuz.
Müslümanlar arasında tanışma, muhabbet, ve kaynaşmanın oluşup hayat bulması için, ortaya bir proje konulduğu zaman, malasef az bir kısmı hariç çoğunun eften püften sebeplerle yan çizdiğini gördük. Adama sormazlar mı :
kürsülerden halka hitap ederken, Müslümanlar arasında ki sevgisizlik merhametsizlik ve daha pekçok sorundan niye yakınıp duruyoruz. Hocalarım kusura bakmasın bu eleştirileri yapmaya hakları olduğuna şahsen inanmıyorum..
"Bazı cemaatler ise hormonlu büyümenin tesirimidir yoksa mevcut hükümete yaslanmanın verdiği öz güvenmidir bilinmez. Üzülerek belirtmek isterimki diğer oluşumlara karşı, kibir kokan bir edayla sizde kim oluyorsunuz tarzında hastalıklı bir yaklaşım sergilediklerini biliyoruz."
Meğerse bizler Allah´ın bir nimet olarak bahşetmiş olduğu kardeşlik olgusunu, dünyalık bireysel çıkarlara feda etmişiz bunun farkında bile değiliz. Peygamberlerin şehitlerin gıpta ettiği bir ameli hakkıyla idrak edememe gafletine düçar olmuşuz ama kimin umurunda..
Ortaya çıkan sonuç şu :
Söylemlerimizde samimi değiliz, tanışarak selamlaşarak aramızdaki muhabbet ve kardeşlik zemini oluşturmak gibi bir kaygımız olmadı ve bu gidişlede olacak gibide gözükmüyor.
"Ne acı bir durum ki ; İslamdaki kardeşlik anlayışını daraltarak kendi grubumuz veya cemaatimizle sınırlı hale getirmişiz." Ve sonra sitem edip duruyoruz ümmet niye birbiriyle kavgalı ve niye param parça olmuş diye...
Her gittiğimiz ortamda ısrarla üzerinde durmaya çalıştık. Kardeşler bırakın cemaatlerin birleşmesini, "Bizler Allah için tanışalım, muhabbet edip aramızdaki selamı yayalım" bu basit gibi gözüken amel dahi, Rabbimizin rahmetiyle bizlere muamele etmesine vesile olarak aramızdaki pekçok problemin çözümünde bize yardımcı olacaktır.
Unutup ihmal ettiğimiz husus şu oldu:
İnsan tanımadığı biri için muhabbet sevgi beslemez ve onun için bedel ödemekte istemez. İletişimi olmadığı birisini koruyup gözetlemek ve ona sahip çıkmak için istekli olmaz. Bunu en iyi idrak edip hayata yansıtan Allah Resülü idi, Müslümanların tanışıp kaynaşması için çok çaba sarfedip ağır bedeller ödemiştir.
İslam´ın kardeşlik anlayışına yüklediği misyonun ne kadar değerli ve yüce olduğunu anlamak için, Allah´ın kelamı ve Resülünün hayatına bakmamız yeterli olacaktır.
“Mü´minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah´tan korkup sakının umulur ki esirgenirsiniz."
(Hucurat Suresi, 49/10)
“Nefsimi kudret elinde tutan Allah´a yemin ederim ki, siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.” (Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî, İbn Mâce)
Hz. Ömer´den (ra) rivayet edildiğine göre bir gün Allah Rasûlü etrafında bulunan sahabilerine şöyle buyurmuştur:
“Allah´ın kulları arasında öyleleri var ki, peygamber ve şehit değildirler, ama kıyamet günü Allah katındaki mevkilerinden dolayı peygamberler ve şehitler onlara imrenirler. Sahabiden bazıları: Ya Rasûlallah, onlar kim? Bize haber verir misin? dediler. Allah Rasûlü: Onlar, aralarında alıp verdikleri bir mal ve akrabalık olmadığı halde sırf Allah için birbirlerini sevenlerdir. Vallahi onların yüzleri nurdur ve kendileri nur üzerindedirler. İnsanlar korktuğu zaman onlar korkmaz, insanlar üzüldüğünde onlar üzülmezler.” buyurdu ve “Haberiniz olsun, Allah´ın sevgili kullarına korku yok, onlar üzülecek de değillerdir.” (Yunus, 10/62) ayetini okudu. (Ebû Dâvûd)
Allah için bir arada bulunup uzun soluklu projelere imza atabilmek ve birbirimize olan ihtiyacımızın önemini kavramak için, aşağıda yazılı olan sıralamanın sosyal yönümüze çok şey katacağı gibi ayrıca insanı diplomasi yönümüzüde zenginleştirecektir.
. İletişim
. Tanışmak
. Muhabbet
. Sevgi
. Kardeşlik ve
. Sahiplenme duygusu
Eğer bu sıralama hayatımızda gönlümüzde yok ise, arzulanan kardeşlikten bahsetmekte ütopyadan öteye geçemeyeceğini bilelim..