Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Seyit Ahmet UZUN


Aşk, Allah´ın Hoşlanmadığı Şeyleri Terk Etmektir

Müslüman belli bir gayesi olan ve bu gaye doğrultusunda yaşamını şekillendiren kişidir. Bu gaye doğrultusunda yaşarken, anlamsız, boş ve faydasız her türlü işten uzak durmaya çalışır.


?Kendisine faydalı olmayan ve kendisini ilgilendirmeyen (malayani) şeyleri terk etmesi, kişinin iyi ve güzel Müslüman olmasındandır.?1

Aşk; Allah´ın hoşlanmadığı ve bizi ilgilendirmeyen her şeyi terk etmektir.

Müslüman belli bir gayesi olan ve bu gaye doğrultusunda yaşamını şekillendiren kişidir. Bu gaye doğrultusunda yaşarken, anlamsız, boş ve faydasız her türlü işten uzak durmaya çalışır.

İyi bir Müslüman, kendisine, toplumuna, ahiretine fayda sağlayamayacak söz, duygu, düşünce ve eylemlerden kaçınır. Hadiste geçen ?malayani? ifadesi daha ziyade günaha zemin hazırlayan davranışlardır. Bu bağlamda dedikodu, gıybet, rüşvet, yalan gibi fiiller malayani olarak ele alınabilir.

Kişinin cennetini bloke edecek yaklaşımları da bu kapsamda değerlendirebiliriz.

Efendimiz Ekmeli Beşer´in (as), ümmetini iyilik üzere yönlendirmesindeki hikmeti anlamak için bu sözün muhtevasını iyi kavramamız gerekir. Çünkü o, bizler için, önemli bir rehberdir. Hatırlattığı, belirttiği hususlar bireysel ve toplumsal yaşamımızı sağlıklı bir şekilde dizayn edebilmemiz için göz ardı edilemeyecek kadar değerli ilkelerdir.

Bir hastanın, iyileşmesi için doktorunun verdiği reçeteyi sadece, önemli görmesi yetmez. Reçetede belirtilen unsurların uygulamaya alınması da gerekir. İşte iyi bir Müslümanın tanımında ?mMalayani? şeyleri terk etmeye vurgu yapılmaktadır. O halde Allah´ın sevdiği, peygamberinin beğendiği bir insan olmak istiyorsak, haram ve haram olması muhtemel şeylerden kaçınmamız elzemdir.

Bu hadisi değerlendirirken, müminlerin özelliklerine vurgu yapan ayetleri ele almakta fayda vardır. Rabbimiz Müminun suresinde inananların özelliklerini şöyle sıralamaktadır:

?Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir; Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler; Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler; Onlar ki, zekâtı verirler Ve onlar ki, iffetlerini korurlar; ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir. Şu halde, kim bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir. Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler ve onlar ki, namazlarına devam ederler.? (Müminun/1-9)

Bu ayetler insanın karakter inşasında temel düsturları içermektedir. Kurtuluşa ermenin ön hazırlığı olarak dile getirilen ifadeler, imanın içselleştirilmesiyle yakından alakalıdır.

Kurtuluş imanla mümkündür.

İman ise inancı eyleme geçirerek, insanı imandan alıkoyacak her türlü yaklaşımlardan kaçınmakla gerçekleşecektir.

Ben Allah´ı seviyorum, ama O´nun hoşlanmadıklarından da kaçınmam. Bu bana zor geliyor. Bu bedeli olmayan, kuru laf yaygarası ?aşkı ilahi?ye insanı taşımayacaktır.

Bu ayette belirtilen boş ve yararsız (lağv) ifadesini merhum Mevdudi şöyle açıklamaktadır: "Lağv" sözlük anlamıyla saçma, boşuna ve hiçbir şekilde kişinin hayattaki amacına ulaşmasında yararı olmayan şey demektir.?2

Bu tarif bize, Allah´ın razılığının kapsamı hakkında ipuçları vermektedir. O´nun razılığından hoşnut olmak isteyen kul, en çok seven ve sevilen Zatı-ı Kibriyanın beğenmediğini belirttiği faaliyetlerden, söz, duygu ve düşüncelerden uzak durması imanının bir gereğidir.

İnsan olarak bir yürüyüşümüz vardır, ahirete doğru. Bu yürüyüş, sırat köprüsünden geçişe kadar sürecek bir süreçtir. İşte malayani ve lağv denilen kaçınılması gereken hususlar, köprümüze mayın döşemekten farksızdır. Bu mayınları kendi ellerimizle, yüreğimizle, dilimizle, belimizle taşıyarak köprümüzün çökmesine neden oluruz.

Bu aşamada Bediüzzaman´ın hatırlatmaları dikkate şayandır;

?Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, malayani şeylerle ömrünü telef etmesin; kendini misafir telakki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin; selâmetle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin.?3

Ahiretin feda edildiği davranışların hepsi malayanidir. Güzelliğimize kezzap döken ve bizleri çirkinleştiren yaklaşımlardır. Burada tekrar Müminun suresinin ilk ayetlerine dönebiliriz. Namazdan uzak durmamızı sağlayan her türlü eylem, inanan insan olarak bizlerin çirkinleşmesine neden olan bir durumdur.

Kılınan namazdan sonra, Allah sevgisini hissetmeyi engelleyen haram kazançların hepsi, malayaniliğe açılan bir kapıdır.

Uçkuru harama açmak, herhangi bir şekilde eşine ihanet etmek ve ihanete göz kırptıracak kılık kıyafetlerle vücudu sergilemekte şeytanın çirkinleştiren kezzabıdır. Bu suyu kullanmak, yüz güzelliğini olmasa da, huy, ahlak ve ruh estetiğine serpilmiş asitli sudur. Bu çirkinliği görebilmek için, vahiy aynasından bakabilecek yüreklere ihtiyaç vardır.

Kazancı haramdan tedarik etmek lağv olduğu gibi, haram yerlere harcamakta lağvdir. Burada Taberi´nin lağv ile ilgili tarifi önem arz etmektedir. Onu da sizlerle paylaşayım: ?Lağv; Allah´ın kullarında görmek istemediği her türlü boş ve yanlış batıl, tutum ve davranışları ifade eder.?4

Sözü toparlamaya çalışırsak, aşk-ı ilahiye ulaşmak istiyorsak Allah´ın hoşnutluğunu dikkate alarak yaşamımızı şekillendirmemiz vazgeçilmezimiz olmalıdır. Ahiretimizi kurban edecek, her türlü dünya yaklaşımından kaçınarak sırat köprümüzü kayyım edecek donanımları kuşanmalıyız.

Ruh güzelliğimize kezzap olarak dökülecek şeytanın ihanet şuruplarından, uyuşturucularından, eğlencelerinden kaçınarak, yüzü ak, gönlü ak, ruhu ak bir şekilde Bediül Halık olan şanı yüce Rabbimize yol almalıyız.

Bedi olan Allah, kullarının da güzelliğini istemektedir. Bunun için onları çirkinleştirecek her türlü eylem, söz, duygu ve düşünceyi yasak kılmıştır. O´nun sevgisini önemseyenler suretlerinden ziyade, ruhlarının güzelliğini ebedi kılacak unsurları yaşamlarının vazgeçilmez ilkeleri olarak benimsemeleri gerekir.

Güzel O´dur, güzelliğin derecesi O?na yakınlıkla belirlenir.


 

1) Abdullah Parlıyan- Sünen-i Tirmizi Tercemesi- Konya Kitapçılık- c.2 s.496

2) Mevdudi- Tefhimul Kur´an-c.3 s.400 -İnsan Yayınları İstanbul 2006

3) Bediüzzaman- Mektubat- Şahdamar Yayınları- s. 95 İstanbul 2006

4) Kur´an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir- c. 4 s. 10-Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları Ankara 207

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR