Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Bülent ACUN


Aile Okulu Seminerlerinden notlar ve düşünceler

Deyim yerindeyse toplumun adeta kılcal damarlarına kadar ulaşılabilen insanlar olarak din görevlilerinin her geçen gün kan kaybetmekte olan aile kurumunun ihyası ilgili yapacağı şeylerin, sunacağı katkıların, sanılanın kat kat üzerinde olduğunu düşünüyoru


Sağlamlığıyla her zaman iftihar ettiğimiz aile yapımız maalesef her geçen gün biraz daha çöküyor. Gün geçmiyor ki bir aile dramıyla içimiz parçalanmasın. Ailede facia haberlerinin ardı arkası kesilmiyor öyle  bir hale geldik ki artık etramıfızda evlenenlerden çok boşananları görüyoruz. Bir yastıkla kocama irade ve erdemi hayattan hayale çekilmiş gözüküyor. Bu gün aile kurumumuzun geldiği yer, yarın ki durumumuzun fecaatinden haber veriyor. İstatistikler küme düşmeye doğru tepe taklak yuvarlanan futbol takımlarının maç sonuçlarını andırıyor. İşte bu tablonun haykırdığı gerçek aile konusu sadece aile bakanlığına bırakılmayacak kadar önemlidir. Çünkü ailede yangın var sıkıntı var problem var. Bu nokta da kişisel ve kurumsal manada hepimize çok büyük sorumluluklar düşüyor. Bu can sıkıcı durum karşısında hiç bir kişi ve kurum kendisini azade göremez.  

Anayasamızdaki ifadesiyle asli vezifelerinden biriside toplumu din konusunda aydınlatmak olan Diyanet İşleri Başkanlığı özellikle son yıllarda hayata geçirdiği dini hayatımızın kalitesini yükseltmeye matuf hayırlı ve hayati projelerine bir yenisini daha ekledi. Sağlıklı birey, mutlu aile ve huzurlu toplum sloganıyla yola çıkan Diyanet bu gayeye matuf besmeleyi aile okulu seminerleriyle çekmiş bulunuyor. Bir din gönüllüsü olarak başkanlığın düzenlediği bu programlardan birisi olan Fatih Müftülüğü aile okulu seminerlerine bende katıldım. Programı Kemâl-i keyif ve istifade ile takip ettiğimi ifade etmek isterim.

Deyim yerindeyse toplumun adeta kılcal damarlarına kadar ulaşılabilen insanlar olarak din görevlilerinin her geçen gün kan kaybetmekte olan aile kurumunun ihyası ilgili yapacağı şeylerin, sunacağı katkıların, sanılanın kat kat üzerinde olduğunu düşünüyorum. Aile okulu seminerleri 9:00, 17.00 saatleri arası iki gün olarak planlanmış. Her biri alanında etkin ve yetkin isimler aile kurmunu çeşitli yönleriyle ele alıp, katılımcıları ziyadesiyle bilgilendirdiler. İşte bu dolu dolu seminerlerden aldığım bir kaç not...

EVLİLİĞİN 3 DÖNEMİ

Programda Fatih ilçe müftüsü Vahap Kapıcıoğlu ve İstanbul il müftüsü Prof. Dr. H. Kamil Yılmaz hocaların selamlama konuşmalarının ardından Kur´an ve Sünnet perspektifinde aile olmak ve aile konulu sunumunu yapmak üzere kürsüye gelen Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü aile ve dini rehberlik daire başkanı Sedide Akbulut, hocası Hasan Kamil Yılmaz hocadan oldukça hikmetli şu latifeyi aktardı. İşte o latifeye göre evliliğin üç dönemi:

  1. Cancana Dönemi: Evliliğin ilk yılları , cicim ayları.
  2. Yanyana Dönemi: Birlikte sorumlulukların paylaşıldığı evliliğin orta dönemi
  3. Şimdi Lazımsın Sen Bana Dönemi: Eşlerin, çocuklarını evlendirip, yalnız kaldıkları yaşlılık dönemi.

 

AİLE HUZURUNUN 4 ANAHTARI

Sedide AKBULUT hanımefendi konuşmasının devamında aile huzuru konusunda kafa yoran uzmanların geliştirdiği huzurlu ailenin 4 anahtarınıda aktardı. 

 

İşte o 4 anahtar:

  1. Sofra Birliği:
  2. Sohbet Birliği:
  3. Seyahat Birliği:
  4. Secde Birliği:

 

AİLEDE 4 İNSAN TİPİ

Aile okulu seminerinde aile içi iletişim konulu bir sunum gerçekleştiren 29 Mayıs Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Aslıhan Nişancı aile fertlerinin aile içindeki rollerini şu 4 madde de özetledi:

  1. Fedakar, alttan alan insan tipi: Bu kişiler ailedeki herkesi idare etmek için her zaman alttan alırlar. Adeta kendilerini diğer aile fertlerine feda etmişlerdir.
  2. Saldırgan, otoriter insan tipi: Bu kişiler hep yönetmeyi sever. Oldukça bencildirler, sadece kendileri için yaşarlar.
  3. Bilgi işlemci insan tipi: Bu kişiler sadece verilen görevleri yaparlar. Onları adeta bir bilgisayar gibi de düşünebilirsiniz. Cansız, heyecansız, duygusuz.
  4. Aldırmaz, umursamaz insan tipi: Bu kişilerde yukarda sayılan özelliklerden hiçbiri bulunmaz. Onlar sorumsuz, gamsız, kedersiz insanlardır. Dünya yansa bir kalbur samanları yanmaz.

Bütün iktibas yazılarının sonunda söylediğimiz şeyi burada da söyleyelim. Yukarıda okuduğumuz cümleler motomot değildir. Bizim dinlediklerimizin neticesinde anladıklarımızdır. Her birinin siyaki vardır sibaki vardır.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR