Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Sait ALİOĞLU


Futbol milliyetçilik ve ?unutulan´ hakikat?

Biz İslamcılarsa topu taca atmaya devam edecektik anlaşılan(!) Zira ortam siyah ve beyazdı! Başka renge pek yer kalmamış gibi? Son söz; spor yapalım, futbolda oynayalım, ama adaleti elden bırakmayalım ve milliyetçiliğe de he olursa olsun ve her ne adına o


Tarihe iyi niyetle ve iyi gözlerle baktığımızda, birçok insanın kendi kültürel birikimini, çevresinden başlamak üzere ulaştırmaya, derdini anlatmaya ve ?yapıp ettiğiyle´ kendisini kabul ettirmeye çalıştığı, çoğu kez de kabul ettirdiği bilinir.

Bu iş yapılırken, yine o insanların büyük bölümünde üstünlüğü zedeleyecek psikolojik hallere girilmediği, aksine, yapılan, edilenlerden büyük gurur duyulduğu da söylenebilirdi?

Burada, birtakım imdi mülahazalar ve klasik döneme ait kavmî (milliyetçi vs.) yaklaşımlar söz konusu olsa dahi, bütünlük açısından bakıldığında, bu tür yanlış mülahazaların kültürlerarası ilişki ve etkileşimde kendine pek de yer bulmadığını söyleyebilirdik.

Ama gerek salt Batılılaşma, akabinde ulusalcılaşma/milliyetçileşme giderek şovenleşme atmosferlerinde türüne özgü kavmî anlamda birçok mülahazanın yerini, seküler temelli, katı, sert, parçalayıcı, dışlayıcı hatta öldürücü, yok sayıcı mülahazaların revaç bulduğu gerçeğine bakıldığında, hiçbir ?ulus´un yekdiğerine ihtiyacı olmadığı,  kültürel etkileşim ve paylaşımın bir safsata ve aşağılayıcı olduğu bu içerisinde yaşadığımız modern dönemlerde düşünülür oluyordu.

Bunun tabii ki birkaç istisnası da vardı elbette. O da, biz söz konusu olduğumuzda, modern paradigmalar eşliğinde kendi devlet şeklimizden tutun da, dijital ortamlarda üretilen kitap unsuru da dâhil olmak üzere bir yığın materyalin, olgunun, bulgunun ve yaşam şeklinin adeta ?batı kokmasına rağmen, futbol gibi konularda eğer, o da bir Türk vatandaşı Avrupa´da görece başarılı olmuşsa ?ki burada bir başarı var ise, bu başarı doğal olarak Avrupa´nın kâr hanesine yazılıyordu- bunun üzerinden kendimizi o kişi ve kişiler(futbolcular) üzerinden hem başarılı sayıyor ve bunu üzerinden de batı işi bir konu üzerinden yine ona çalım satıyorduk?

Dedik ya her konuda batıya ve orada bulunup da oraya hizmet eden ?insanımıza´ kızıyorduk, onlara sitem ediyor, yerine göre de ?onları vatan hainliğiyle suçlayabiliyorduk, ama iş popüler bir alanda vuku bulunca, acaip bir şekilde ve ?ulusca´ sevinip duruyorduk.

Kazanınca Alman ve ?mesut´ olmak, kaybedince ise Türk  ve ?mağdur´ olmak?

Şuan gündemde olduğu için söylersek; Mesut Özil, sonuçta ?emperyalist´ ve aynı zamanda düşmanımız olarak tanımlanan Almanya´nın milli futbol takımında futbol oynuyordu. Alman milli takımı neyse de, Özil kazanınca, haliyle seviniyorduk ve Almanların emperyalist ve ?düşmanımız´ olduğu ya görülmek istenmiyordu, ya da görmüyor ve görmek de istemiyorduk. Zira Özil bizim adımıza batıda zaferler elde ediyordu! Tabii ki Almanlarda bu işten memnun idi sonuçta?

Yani kazanınca dostluk, kaybedince de milliyetçilik üzerinden düşmanlık?

Neredeyse ta dönemin İspanya Kralı Franko´dan buyana gerek Güney Amerika, gerek Avrupa ve gerekse de coğrafyamızın büyük bölümünde olduğu üzere, bizde de, birçok alanda gözlemlendiği üzere futbol üzerinden, hem de yeni yönetim sisteminin uygulanmaya konulduğu bir vasatta, gerek sözde ?İslâmcı´ ama sonuçta sağcı/muhafazakâr olan bir iktidar, o iktidarı destekleyen milliyetçi çevreler ve şu ya da bu oranda o milliyetçi çevrelerle ?neredeyse´ aynı dili kullanmaya çalışan, giderek aynı düşünce ve söyleme sahip olan ?eskinin İslâmcısı(!) olan geniş bir kitleyi de sarıp sarmalamaya başlamıştı.

Tabii ki spora ve futbola karşı değildik. Belli insanî ölçüler içerisinde kalındığı ve yaptığı işin felsefesini kavrama ve anlama ve yapılan işten salt para kazanma düşünce ve eylemi söz konusu olmaması şartıyla ?Özil´lere Batı toplumları nezdinde, İslâm´ın temsilcileri olma durumlarına bakmadan- olumsuz bir şeyler deme sadedimde olmayacaktık doğal olarak?

Maksadımız topu taca atmak ya da hakem hatası için duaya durmak değildi bir defa...

Sadece şuna vurgu yapmaktı maksadımız, o da eğer batıya karşı toplum olarak bir üstünlük durumumuz olacaktıysa eğer, işin milliyetçi tarafının ve haliyle milliyetçileşenlerin ?kitle ya da ferden- ne yapıp etiklerinden ziyade, bunca deformasyona ve algı oyunlarına rağmen kendini İslâm kalıbı içerisinde ve İslâmcılık formu içerisinde tutan, tutmaya çalışanlar açısından; günümüzden başlamak üzere, kendimize uygun başarıları inancımızdan devşlrmemiz söz konusu olabilecekti.

Bu devşirme işinde ve sürecinde de, dışımızda bulunan insanların he ne yapıyor iseler, onlara karşı, ne adına olursa olsun olumsuz tavır takınmamak olmalıydı. Zira surat asmak hakkımız olsa da, hep somurtkan olamazdık. Yine zira hayat siyah ve beyazdan oluşmuyor, hayatın binlerce rengi ve tonu vardı oysa?

Bunca tezvirata rağmen İslamcı duruş sergileyen insanlar, Özillerin özrünü bir zühul eseri olarak görmekle birlikte, Almanların emperyalist ve katı milliyetçi tavırlarının yanında, kendi ülkesinde, o da hiçbir yıkım işi içerisinde olmadığı, sadece kendi görüşlerini dile getirdiği için ?istenmeyen ?futbolcu´ adam? ilan edilen Deniz Naki ve Nakilerin koro halinde düşman ilan edilmeleri vakalarına karşı İslâmcı, tevhidî ve adaletli duruşlarını bozmadan ve onları rehber edinerek hareket etmeleri, oluşan olumsuz sürece, dile ve söyleme karşı en iyi ve sağlıklı bir cevap olacaktı.

Altı üstü futboldu, ama?

Altı üstü bir futboldu, ama Almanların yaptıkları yanlışa karşı, doğru, sahici ve İslâm´a uygun bir dil kullanılacağına, ne acıdır ki bir kısmı İslâm´ın ?maalesef ki´ bizden gidermek, yok etmek istediği halde gideremediği eski kavmî durumlarımıza ortak olacak şekilde ?batıcı bir usulle´ ulusalcı mülahazalardan hareketle batıya karşı yine batı usulüyle karşı çıkıp zafer etmeye çalışıyorduk. Kazanıdığında hem Alman ve hem Türk; kaybedince ise, ya da kaybettirilince, futbol üzerinden olan biteni gerekçe göstererek ?yeniden´ Türklük üzerinden bir yol bulup işi yöntemleştirmek?

Biz İslamcılarsa topu taca atmaya devam edecektik anlaşılan(!) Zira ortam siyah ve beyazdı! Başka renge pek yer kalmamış gibi? Son söz; spor yapalım, futbolda oynayalım, ama adaleti elden bırakmayalım ve milliyetçiliğe de he olursa olsun ve her ne adına olursa olsun iltifat etmeyelim deriz?

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR