Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Üretim Artıyor Sorun da Artıyorsa, O Zaman Mesele Başkadır

Yaşar Süngü - 26.09.2018

Üretim Artıyor Sorun da Artıyorsa, O Zaman Mesele Başkadır

815 milyon kişi her gece aç yatıyor ve açlıktan uyuyamıyorsa dünyanın bir yerlerinde de 815 milyon kişi tok yatıyor ve şişkinlikten uyuyamıyordur.

Dünyada 600 milyon obez varsa 600 milyon da açlıktan ölmek üzere olan insan vardır.

 

Dünyada 2.1 milyon insan yeterli beslenemiyorsa, 2.1 milyon insan da aşırı besleniyordur.

Sebebi basit.

Birileri ölçüyü kaçırınca olan diğerlerine oluyor.

İhtiyaçlar sınırlı, ihtiraslar sınırsız.

Ölçüyü kaçırtan duygu bu.

**

Biz kapitalistler gibi kaynakların sınırlı ihtiyaçların sınırsız olduğu inanmıyoruz.

Bunun aşırı üretim yaparak aşırı kazanç sağlamak için bir aldatmaca olarak sunulduğunu biliyoruz.

Bu adi düşüncenin, gelecek nesillere ait olan su, toprak, güneş orman gibi kaynaklara göz diken servet sahiplerinin uydurması olduğunun da farkındayız.

Biz dünyada kaynakların sınırsız, ihtiyaçların sınırlı olduğuna inanıyoruz.

**

?Şu anda sorun üretim değil. Buğday ve pirinç üretimi dünyada artıyor. Sorun herkese eşit dağılmamasında.? Diyor Türkiye´nin en eski ve en tanınmış bakliyatçılarından olan Mehmet Reis.

Haklı değil mi?

Avrupa´nın israf ettiği gıda ürünleriyle 200 milyon insan rahatça beslenebiliyormuş.

Sadece Avrupalıların israf ettikleriyle 200 milyon insanın en temel gıda sorunu çözülebiliyorsa demek ki sorun üretimde değil zihinlerde.

**

Dünya Sağlık Örgütü 2018 Avrupa Sağlık Raporu verilerine göre, Türkiye Avrupa´nın en obez ülkesi olarak kayıtlara geçmiş.

Böylelikle Türkiye´nin yüzde 32´sinin obez olduğu anlaşıldı. Avrupa´da birinci sıraya yerleşen Türkiye´nin dünyadaki yeri ise 27´ncilik.

Türkiye´yi yüzde 28.9 ile Malta ikinci sıradan takip ederken, üçüncü sırada yüzde 27.8 ile İngiltere yer alıyor.

Raporda, 51 ülke baz alınmış. İlk 10´da yer alan diğer ülkeler şunlar; Macaristan, Litvanya, İsrail, Çekya, Andora, İrlanda ve Bulgaristan.

Son 3´te, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan var

Türkiye´nin Avrupa´nın en obez ülkeleri arasında olması da bizim ayıbımız.

**

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), üyeler arasında en çok yiyen10 ülkeyi sıralamış.

Listede obeziteyi yenen ülkelere de yer verilmiş.

1. Amerikalıların yüzde 34´ü obez.

2. Meksikalıların yüzde 30´u obez.

3. Avustralya´da obezite oranı yüzde 28.

4. Yeni Zelanda´da nüfusun yüzde 27´si.

5. İngilizlerin yüzde 25´i obez.

6. Kanada nüfusunun yüzde 24´ü obez.

7. İrlanda yüzde 23´lük obezite oranıyla yedinci sırada.

8. Şili, Güney Amerika ülkesinde nüfusun yüzde 22´si obez.

9. İzlanda, Küçük ada ülkesinde nüfusun yüzde 20´si obez.

10. Macaristan´da yaşayanların yüzde 19,5´i obez.

OECD´nin listesinde obeziteyi yenen ülkeler de şunlar;

Güney Kore: Obezite oranı son 10 yıldır yüzde 3-4 civarında dengelendi.

İsviçre: Obezite oranı 10 yıldır yüzde 8 civarında.

İtalya: İtalya´da obezite oranı 10 yıldır yüzde 9´u aşmıyor.

**

Sürdürülebilir tarımın önündeki en büyük engellerden biri şehirlere göç.

2 bin yılında dünya nüfusunun yüzde 60´ı kırsalda yaşarken 2010´da oran yüzde 50´nin altına indi.

2050´de ise yüzde 30´lara gerileyeceği tahmin ediliyor.

Yeryüzünde kırsalda kalan son yaşlılar da gittiğinde milyonlarca dönüm tarım arazileri şehirlere göç edip geçim sıkıntısı çeken genç kuşaklara kalacak.

Ve dünyanın geleceği ile ilgili en önemli kararı şehirlere göç eden bu kuşak verecek.

Ya aileden kalan topraklara dönerek tarım ve hayvancılığa başlayacak ya da arazi rantçılarına satarak şehirde kök salmaya karar verecek.

**

İşadamı Mehmet Reis´in önerileri şunlar; ?Gençleri köylere ve tarımsal üretime çekelim.

Ziraat mühendislerine bölgesel sorumluluklar verilsin.

Çiftçi yönlendirilsin.

Toprak ve su kaynakları korunsun.

Balıkçılık planlı yapılsın.

Hayvancılık iyileştirilsin.

Sağlıklı beslenme için bilinçlenme kampanyaları şart.?

Hiçbir şey için vakit geç değildir.

**

Köylerde evler boş, bahçeler boş, ahırlar boş, tarlalar boş.

İşsizliği azaltıcı ve şehirleri yoğun nüfustan ve bu nüfusun getirdiği yüksek maliyetlerden (arsa, kira ve konut rantı) kurtarmanın en akılcı ve ucuz yolu köyleri yeniden canlandırarak atıl kalan potansiyeli harekete geçirmek.

Aile işletmeciliğini teşvik edersek hem aileyi hem de refahı korumuş oluruz.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz